İş Kazalarının Hukuksal Boyutu
İş sağlığı ve güvenliği hukuku, sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının tesis edilmesi ve sürdürülebilirliği için gereken hukuki düzenlemeler bütününden oluşur. Bu düzenlemeler ile çeşitli paydaşlar (devlet, işveren, çalışan, sivil toplum kuruluşları gibi) için yükümlülükler öngörülmüştür.
Ülkemizde bir süre önce iş sağlığı ve güvenliği alanında gerçekleştirilen mevzuat değişikliklerinde Avrupa Birliği modeli esas alınmıştır. 89/391/EEC sayılı Çerçeve Direktif, Avrupa Birliği iş sağlığı ve güvenliği hukukunun en temel belgeleri arasında yer almaktadır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ise Çerçeve Direktif'den esinlenilerek hazırlanmıştır.
6331 sayılı Kanun'un 3/1 (ğ) maddesinde tanımlandığı üzere işveren; çalışan istihdam eden gerçek veyatüzel kişileri ya da tüzel kişiliği bulunmayan kurum ve kuruluşları ifade eder. İşverenlerin mevzuat ile öngörülen İSG yükümlülükleri ise önleme, denetleme ve uyarlama başlıkları altında açıklanabilir. Önleme, denetleme ve uyarlama başlıkları, işverenin genel yükümlülükleri ile dikey ve yatay düzlemde kesişen ve bütünleşen kavramlardır.
Önleme; iş yerinde yürütülen işlerin bütün safhalarında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili riskleri ortadan kaldırmak ya da azaltmak için planlanan ve alınan tedbirlerin tümünü ifade eder ( 6331 sayılı Kanun 3. m).
İşverenin önleme yükümlülüğü kapsamında korunan değer, çalışanın fizikî ve ruhi vücut bütünlüğü ile yaşamı ve mal varlığı değerleridir. Bu nedenle işveren tarafından iş yerinde alınması gereken ve çalışanın sağlığını, vücut bütünlüğü, yaşamını ve mal varlığını koruyucu nitelikteki her türden önlem, iş güvenliği önlemidir . İş güvenliği önlemleri hukuki, teknik ve tıbbi nitelikte olabilir. İş yerinde yürütülen işin mahiyetine göre bu önlemlerin kapsam ve içeriği değişiklik gösterebilir.
İşverenin önlem alma yükümlülüğü, nitelik itibarıyla bu kapsamda değerlendirilebilecek alt yükümlülükler içerir. 6331 sayılı Kanun ’da ve ilgili yönetmeliklerde düzenlenen ve önleme yükümlülüğü kapsamında ele alınabilecek yükümlülükler ise şunlardır: iş sağlığı ve güvenliği organizasyonu oluşturma, çalışanları bilgilendirme ve eğitim verme, risk değerlendirmesi yapma veya yaptırma, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sağlama, çalışanların görüşlerini alma ve katılımlarını sağlama, sağlık gözetimi yapma, acil durum planlarının hazırlanması, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını bildirme ve kayıt tutma. Ancak bu yükümlülükler, işverenin denetmele ve uyarlama yükümlülüğü kapsamında da yer almaktadır.
6331 sayılı Kanun, işverenleri sadece iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almakla yükümlü kılmamış işverenleri aynı zamanda iş yerinde alınan sağlık ve güvenlik tedbirlerine uyulup uyulmadığını izleme ve denetleme yükümlülüğüyle de donatmıştır (İSGK 4/1 (a) m).
İş sağlığı ve güvenliği sürecini tamamlayan ve iş sağlığı ve güvenliği organizasyonu bağlamında gerçekleştirilecek olan bir diğer aşama ise işverenin almış olduğu önlemlerin uygulanması ve uygulamaların denetlenerek gerektiğinde yeniden yapılandırılması, yani iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini uyarlama yükümlülüğünün gereğinin yerine getirilmesidir.
İş sağlığı güvenliği yükümlülüklerinin gereği yerine getirilmediğinde, iş kazası ile karşılaşmak kaçınılmazdır. İş kazalarının insani boyutu yanında ülke ekonomisi açısından ciddi kayıplara neden olması, bu konuda belirlenen politikaların ve taraflar için hukuk kuralları ile öngörülen yükümlülüklerin titizlikle yerine getirilmesini gerektirir. İşverenin İSG yükümlülüklerine aykırı davranması, sorumluğunun doğmasına yol açar.
Kaynağı ve sonuçları bakımından farklılaşan bu sorumluluk türleri, işverene çeşitli yaptırımların uygulanmasını gerektirir. İşverenin iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerini ihlali, şartlarının varlığı hâlinde oluşacak zararın tazminini gerektireceğinden, tazminat sorumluluğunu doğuracaktır. Ancak iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerine aykırı davranış, aynı zamanda ceza hukuku hükümlerine aykırılık teşkil edebileceğinden, işverenin cezai sorumluluğu da söz konusu olabilecek ve hukuka aykırı bu davranış için öngörülmüş olan cezai yaptırımın uygulanması gerekecektir. Kaldı ki işverenin iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerinin gereğini yerine getirmemesi, idari sorumluluğunu da doğurabilir. Bu durumda idari yaptırımın/yaptırımların uygulanması söz konusu olacaktır. Dolayısıyla işverenin İSG yükümlülüklerine aykırı davranışı; tazminat sorumluluğu, cezai sorumluluk ve idari sorumluluk ile neticelenebilir.