Toplu Koruma Uygulamaları

Türkiye 80 yılı aşkın bir süredir iş sağlığı ve güvenliği (İSG) konusunda mevzuat çalışmaları geçmişine sahiptir.

Mevcut 4857 sayılı “İş Kanunu”nu iş sağlığı ve güvenliğinin uygulanması konusunda mevzuat dağınıklığına ve ikilemliğe neden olmaktaydı.

Geçmişte iş yerlerinde sağlık ve güvenliği sağlamak için hazırlanan kanun ve yönetmeliklerin aksine 6331 sayılı “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu” 30 Haziran 2012 tarihinde 28339 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak kademeli olarak yürürlüğe girmiştir.

Böylece, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki mevzuat dağınıklığı, ilk defa özel bir kanunla düzenlenerek sadece iş yeri ve çalışanı değil, toplumun ve çevrenin de ulusal ve uluslararası düzeyde, proaktif yaklaşım esas alınarak korunduğu müstakil bir düzenlemeye kavuşmuştur.

Bu kanunla iş yerleri yapılan işin niteliğine göre tehlike sınıflarına ayrılarak çalışanlara uygun iş ortamları tasarlanmasını, tüm çalışanların iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarına dâhil edilmesini, risk değerlendirme ve tedbir alma çalışmalarını sürekli yapılmasını ve çalışanların öncelikle toplu olarak korunmasını amaçlamıştır.

İşverenin Genel Yükümlülüğü

İş yeri tasarımını, çalışma şekli, üretim metotları, kullanılacak iş ekipmanı, kimyasal madde ve diğer malzemelerin seçimini, taşınmasını, depolanması, iş yeri alanı civarındaki diğer faaliyetleri,

Atık yönetimi ve tehlikeli malzemelerin uzaklaştırma durumunu,

Psikososyal riskler dâhil olmak üzere risklerden etkilenebilecek çalışanların ve iş yerinde bulunan diğer kişilerin durumunu,

Çalışma alanlarının uzak olması durumunda ulaşımın nasıl sağlanacağını,

İş yerinin büyüklüğü ve taşıdığı özel tehlikeleri, yapılan işin niteliğini,

Ciddi, yakın ve önlenemeyen tehlikelerin meydana gelmesi hâlinde çalışanların güvenli bir yere gidebilme durumunu, dikkate alarak genel anlamda önleyici ve koruyucu çalışmaların organizasyonunu yapar ve tedbirler alır.

Çalışanların Genel Yükümlülükleri

İşveren tarafından iş sağlığı ve güvenliği eğitimine tabi tutulan çalışanlar aldıkları eğitim neticesinde ve işverenin talimatları doğrultusunda kendilerini ve iş yerindeki diğer çalışanların ve kişilerin sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle,

İş yerinde kullanılan makine, cihaz, iş ve taşıma ekipmanı gibi tüm araç ve gereçleri kurallarına uygun şekilde kullanmak, bunların güvenlik donanımlarını keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemekle,

İş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmakla yükümlüdürler.

Koruyucu ve Önleyici Çalışmalar

İş yerinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili alınacak tedbirlerin uygulanması için çalışma alanında yer alan tüm taraf ve kişilerin sorumlulukları açık ve net bir şekilde belirtilmeli ve kontrol önlemleri hiyerarşisi uygulanmalıdır. Bunlar;

Yok etme (Eliminasyon): İş yeri içerisinde yüksek risk taşıyan makine, materyal veya prosesin elemine edilmesidir.

İkame yöntemi (Yerine koyma): Tehlike kaynağının (materyal, makine, ekipman, proses vb.) tehlikesiz veya daha az tehlikeli olan ile değiştirilmesidir.

İzole etme (Tecrit): Tehlike kaynağını çalışanların bulunduğu ortamdan ayırma ya da tehlike kaynağını çevreleme yoluyla yapılan işlemidir.

Mühendislik Önlemleri: İşin kişilere uygun hâle getirilmesi için tehlike kaynağının tasarımında değişiklikler yapmak suretiyle, ortam ölçümleri ve teknik bakımlarla koruma gerçekleştirilir.

İdari önlemler: Alınan tüm önlemlere rağmen iş yeri ortamında bulunan riski kabul edilebilir seviyeye indirilemediği durumlarda idari veya yönetimsel düzenlemelere gidilir ve riski ortadan kaldırmak için belirlenen sağlık güvenlik yöntemleri çalışanlara duyurulmak suretiyle ilan edilir.

Kişiye yönelik önlemler: Kişisel koruyucu donanım (KKD) hiçbir zaman toplu koruma önlemlerinin yerine geçemez ancak bunları tümler. Bu nedenle, yukarıda belirtilen kontrol önlemleriyle birlikte veya tehlikeyi önlemenin daha etkili bir yolu yoksa kullanılmalıdır.