İş Sözleşmesi nin Meydana Gelmesi

Temyiz gücüne sahip ve reşit olmakla birlikte kısıtlanmış kişiler ise ancak veli ya da vasisinin izniyle iş sözleşmesi yapabileceklerdir. Aynı şekilde temyiz gücüne sahip ve kısıtlanmamış olmakla birlikte reşit olmayan kişiler de veli ya da vasisinin izniyle iş sözleşmesi yapabilir. Buna mukabil ayırt etme gücüne sahip olmayan ve dolayısıyla fiil ehliyeti bakımından “tam ehliyetsiz” sayılan kişiler hiçbir surette iş sözleşmesi yapamazlar.

Kural olarak iş sözleşmesinin kurulabilmesi için tarafların bu yöndeki karşılıklı irade beyanları yeterli ve gerekli olup, bu irade yazılı, sözlü hatta zımni olarak ifade edilmiş olsa bile sözleşme kurulmuş olur. Bununla birlikte istisnai olarak bir takım iş sözleşmesi türlerinin yazılı olarak yapılması zorunlu kılınmıştır. Nitekim İş Kanunu’nun 8. maddesinin 2. fıkrasına göre süresi bir yıl veya daha fazla olan iş sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması zorunludur. Bunun gibi çağrı üzerine çalışma sözleşmesi ( İ.K.md. 14) ve takım sözleşmesinin (İ.K.md. 16) söz konusu kanun hükümleri gereği yazılı olarak yapılması gerekmektedir. Kanunda öngörülmüş olan şekil şartı geçerlilik şartı olduğundan uyulmaması yapılan iş sözleşmesini geçersiz kılacaktır.

İş Kanunu'nun 71. maddesinin 1. fıkrası uyarınca o n beş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak on dört yaşını doldurmuş ve zorunlu ilköğretim çağını tamamlamış olan çocuklar; bedensel, zihinsel, sosyal ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler. On dört yaşını doldurmamış çocuklar ise bedensel, zihinsel, sosyal ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak sanat, kültür ve reklam faaliyetlerinde yazılı sözleşme yapmak ve her bir faaliyet için ayrı izin almak şartıyla çalıştırılabilirler. Bu maddeden hareketle kural olarak çocuk çalıştırma yaşının 15 olduğu; ancak 14 yaşını doldurmamış çocukların ise sanat, kültür ve reklam faaliyetlerinde çalıştırılabileceği kabul edilmiştir.

Kadın işçilere ilişkin çalışma yasaklarının en önemlisi kadın işçilerin yer altı ve su altı işlerde çalıştırılamamasıdır. Gerçekten de İş Kanunu’nun 72. maddesi; “Maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yer altında veya su altında çalışılacak işlerde onsekiz yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınların çalıştırılması yasaktır.” biçimindedir.

Yabancılara çalışma izni, 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu hükümlerince belirlenen uluslararası işgücü politikası esas alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından verilir. Söz konusu kanun kapsamında yer alan yabancıların çalışma izni olmaksızın Türkiye’de çalışmaları veya çalıştırılmaları yasaktır.

İş Kanunu’nun 30. maddesinin ilk fıkrası hükmünce; “İşverenler, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde üç engelli, kamu iş yerlerinde ise yüzde dört engelli ve yüzde iki eski hükümlü işçiyi mesleki, bedeni ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler..

Bir iş yerinden malulen ayrılmak zorunda kalıp da sonradan maluliyeti ortadan kalkan işçiler eski işyerlerinde tekrar işe alınmalarını istedikleri takdirde, işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır.

Gerek kesin geçersizlikte gerek iş sözleşmesinin iptali söz konusu olduğu durumlarda (hata, hile, ikrah vs.) iş sözleşmesi baştan itibaren geçersiz olarak kabul edilmeyecek ve geçersizlik geleceğe yönelik olarak uygulanacaktır.