İş Hukuku’nun Temel Kavramları
Sanayi devrimi ile birlikte iş hukuku kavramı Avrupa’da ortaya çıkmış ve zamanla tüm dünyaya yayılmıştır. Yine sanayi devrimi ile birlikte yeni bir sınıf olan işçi ve işveren kavramları ve işin yapıldığı yer olan işyeri kavramı da ortaya çıkmıştır.
İş Kanununun 2. maddesi işçiyi, bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi olarak tanımlamıştır. Bu tanımda işçi kavramının iki temel unsura sahip olduğunu görmekteyiz. Bunlardan birincisi, işçi muhakkak gerçek kişi olmalıdır. Yani tüzel kişiler işçi olarak kabul edilmezler. İkinci unsur ise işçi bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan kişidir.
İşçi kavramında bahsedebilmek için bazı unsurların bulunması gerekmektedir. Bu unsurlardan en önemlisi işçinin işverene karşı iş görme borcunu bir iş sözleşmesine dayanarak yerine getirmesidir. İşçi kavramının unsurlarından diğeri, bir işverene bağımlı olarak çalışmaktır. İşçi kavramının bir diğer unsuru bir işte çalışmadır. İşçi kavramının son unsuru, ücret karşılığı çalışmadır.
Bir meslek veya sanatın öğretilmesi için çıraklık sistemi kurulmuştur. Bu sistemde çırak, meslek veya sanatı çalışarak öğrenmektedir. Çıraklar ile işçiler arasındaki temel fark, işçinin temel borcu iş sözleşmesi kapsamında işin görülmesi olup, çırağın temel borcu bir mesleki veya sanatı öğrenmektir.
Stajyer, bir mesleğin teorik eğitimini almış olmakla birlikte pratik bilgisini geliştirmek için çalışan kişidir. Çırak ile stajyer arasındaki temel fark, çırak bir mesleği veya sanatı iş içerisinde çalışarak öğrenen kişi iken, stajyer bir mesleğin eğitimini almış, bilgisini pratik açıdan geliştiren kişidir.
İş Kanununun 2. maddesinde işveren kavramı tanımlanmıştır. Buna göre işveren, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişilere yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara denir.
İş Kanunumuzun 2. maddesine göre işveren vekili, işveren adına hareket eden ve işin, iş yerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselerdir. Her ne kadar işveren vekili işveren adına hareket eden ve yönetimde söz sahibi olan kimseler olsalar da iş sözleşmesi ile işçi statüsünde çalışırlar. Bu sebeple İş Kanunumuza göre işveren vekilliği sıfatı işçilere tanınan hak ve borçları ortadan kaldırmaz (İş K. m.2).
Asıl işveren- alt işveren ilişkisi İş Kanunumuzun 2. maddesinde tanımlanmıştır. Buna göre “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin veya işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir.
İş Kanununun 2. maddesine göre işyeri, “İşveren tarafından mal ve hizmet üretmek maksadıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir.
İşletme, işyerinden daha geniş ve kapsamlı olup, genel itibariyle birden çok işyerinden meydana gelen bütünlüğü ifade eder. Örneğin, bir bankanın her bir şubesi işyeri olarak sayılırken, tümü birden işletme sayılmaktadır.