Terör ve Sabotaj Kaynaklı Afetler ve Yönetimi

Özellikle son yıllarda terör örgütleri toplumun moralini bozmak, insanları güven içinde olmadıklarına inandırmak amacıyla, sivil halkın toplu bulunduğu pazar yerleri, iş merkezleri, sinema ve eğlence yerlerine patlayıcı madde atarak, hedef gözetmeksizin çocuk, yaşlı, kadın birçok insanın ölümüne neden olmaktalar.

Terör örgütleri, dinamitin icadından günümüze kadar farklı patlayıcıları saldırı amaçlı olarak kullanmışlardır.

Teröristlerin eğitim seviyelerinin yükselmesi sonucu örgütler, piyasada satılan değişik kimyasalları bomba yapımında kullanmaları güvenlik güçlerinin kontrollerini zorlaştırmaktadır.

Teknolojinin gelişmesiyle teröristlerin kullanabilecekleri bombaların gücü ve çeşidi de artmaktadır. Teknolojinin ilerlemesine bağlı olarak elektronik düzeneklerin ve yüksek infilak yetenekli patlayıcıların uzaktan kumandalı sistemler ile kullanılması, teröristlerin yakalanma ve hayatlarını kaybetme riskini en aza indirmektedir.

Günümüzde küresel terörizm olarak ta adlandırılan terörizmin ayırt edici en önemli özelliklerinden biri bombalı katliam türü eylemlerin yaygınlaşmasıdır.

Önemli tesis ve bina gibi sabit hedeflere yönelik gerçekleştirilecek eylemlerde binanın iç ve dış krokileri, eylem alanının özellikleri, anayol, tali yol durumu, yaya ve araç trafik yoğunluğu, eylem için en uygun zamanın tespiti, eylemcilerin konuşlanma noktaları, eylemde hangi silahların kullanılacağı, kaç kişi ile eylemin gerçekleşeceği, eylemden sonra nasıl kaçılacağı, araba gerekiyorsa nasıl temin edileceği, silahların nereye bırakılacağı, eylem sonrası nasıl haberleşileceği vb. konularda en ince ayrıntılara cevap verecek bir plan hazırlanır. Seçilen hedefin örgütün stratejisine uygun olup olmadığı ve risk durumu dikkate alınarak karar verilir.

Hedef olarak seçilen kişi ya da kuruluşun koruma tedbirlerinin en zayıf olduğu zamanda eylem gerçekleştirilir. Örneğin karakollara gerçekleştirilecek eylemlerde nöbet değişim saatleri dikkate alınır.

Sabotajlara karşı alınabilecek tedbirlerin başında fiziki ve elektronik güvenlik tedbirleri gelmektedir. Çalışan personelin bilinçlendirilmesi, personel ve ziyaretçilerin kontrol ve denetimi önemlidir. İşletmenin sabotaj planları hazırlanmalıdır. Teknik, mekanik ve elektronik sistemlerinin güvenliği öncelikle ele alınmalıdır.

İşletmeye gelen malzeme, posta ve kargonun kontrolü yapılmalı, işletmede çalışan veya geçici hizmet sağlayan personel sabotaja karşı koyma konusunda sürekli eğitilmelidir. Patlayıcı, yangın türü sabotajlar sonrasında müdahale için gerekli söndürme malzemeleri bulundurulmalı ve personelde bu konuda bilgili olmaldır.

Şüpheli cisimlerin yakınına yaklaşılmamalıdır. Şüpheli bir cisme dokunmak, kaldırmak veya açmak kesinlikle yanlıştır. Bu yalnızca bomba imha uzmanları tarafından yapılması gereken bir işlemdir. Şüpheli bir cisim tespit edildiğinde acil olarak güvenliğe ve polise bilgi verilmelidir. Beklenilmeyen ve göndericisi tanınmayan şüpheli bir mektup veya paketin posta yoluyla gelmesi ve postadan şüphelenilmesi durumunda, kesinlikle paket sıkılmamalı, kıvırılmamalı, katlanmamalı ve hareket ettirilmemelidir. Göndereni belli olmayan şüpheli mektuplar, saat tıkırtısı gibi veya farklı bir ses duyulan posta paketleri ve koku hissedilen postaların tehlikeli olabileceği unutulmamalıdır.

Halkın yoğun olarak bulunduğu yerlere ya da stratejik önemi olan iş yerlerine bomba ihbarları sıklıkla yapılır. İsimsiz ihbar, genelde ihbar edenin, kimliğini açıklamaksızın, bir patlayıcı madde saldırısının telefon aracılığıyla haber verdiği durumdur. İhbarı alan kişi konuşmayı mümkün olduğu kadar uzatarak olabildiğince fazla bilgi almaya çalışmalıdır. Eğer mümkünse ikinci bir kişiye daha bu konuşma dinletilmeli ve derhal güvenlik görevlisi talep edilmeli ve gereken bilgiler verilmelidir. İş saatleri içinde kapalı alanlarda patlama olması durumunda, güvenlik görevlileri bir ikinci patlama ve/veya yangın ihtimaline karşı binayı derhal tahliye ettirmelidir. Ayrıca, patlama sebebiyle çıkabilecek yangınlara karşı kat yangın sorumluları ve yardımcıları da çıkış bölgelerinde insanların boşaltılmasında görev almalı, kimsenin kalmadığından emin olmalıdır.

Yangın varsa yangın ekibi tarafından mevcut ekipmanlarla yangına müdahale edilmelidir. Görevliler tarafından araştırma yapılmakta olduğu göz önünde bulundurularak, patlama bölgesine girilmemeli, güvenlik görevlilerince oluşturulan emniyet şeridi geçilmemelidir. Güvenlik güçleri olaya müdahale edip, bina tamamen arındırıldıktan ve tehlikenin kalmadığı yetkili kişiler tarafından ilan edildikten sonra binaya girilmesine izin verilmelidir.

Ülkemizde afetlerde yaşanan maddi ve manevi kayıpların asgari seviyelere düşürülebilmesi, kurum ve kuruluşlarımızın bir eylem planına sahip olması, bireylerin bilinçlendirilmesi ve herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi ile mümkün olabilecektir. Sivil toplum kuruluşlarının etkinliğini artırmak için, özendirici ve teşvik edici yasal düzenlemeler yapılmalı, eğitim çalışmaları ve tatbikatlarda sivil toplum kuruluşlarına da yer verilmeli ve kamu kuruluşları ile aralarındaki koordine geliştirilmelidir.

Doğal ve insan kaynaklı afetlerde toplumsal bilinci ve duyarlılığı artırmak için, ilk okuldan başlamak üzere müfredatda yer verilmeli. Askerlik görevini yapmak üzere silah altına alınan gençlere, özellikle acil müdahale ve kurtarma konularında teknik eğitim almaları sağlanmalıdır.

Sabotaj türü eylem sonrası, yaralıları en seri bir şekilde hastanelere sevki, ikinci bir patlama ihtimali dikkate alınarak olay yerinin tamamen boşaltılması, halkla ilişkiler ve psikolojik harekât, medyanın olayı sunuş şekli önemlidir.

İnsan, mal ve çevre üzerinde büyük yıkıcı etkileri olan terörizm kaynaklı afetlerin maliyetleri sadece maddi değil aynı zamanda psikolojiktir. İnsan kaynaklı afetler sonucunda oluşan travmalarda mağdur kişiler, içinde yaşadığı topluma hatta insanlığa karşı güvenini ve inancını kaybedebilir.

Ülkemiz afetlerin neden olduğu maddi ve psikolojik zararları en aza indirmek için reaktif değil proaktif politikalar geliştirip uygulamalıdır.

Bunun için de, eylem sonrası olaya müdahaleden önce eylemin oluşmaması için gerekli güvenlik önlemlerine ağırlık vermesi gerekir.

Toplumun gündelik tehlikelere karşı güvenliğini sağlayan kurumlar, olayların önlenmesinde aktif rol üstlenmeli. Türkiye bir terör kuşağı üzerinde bulunduğu için gerek güvenlik güçleri gerekse yurttaşlar üzerlerine düşen görevleri yerine getirmelidir. Merkezî yönetim, bölgesel ve yerel kuruluşlar arasında yetki ve sorumluluklar açıkça belirlenerek görev tanımları yapılmalıdır. Kamu personelinin, gönüllü girişimlerin ve vatandaşların bilgilendirilmesi ve eğitilmesi sağlanmalıdır.