Patlama Kaynaklı Afetlerin Yönetimi

Patlama: Katı, sıvı veya gaz hâlindeki patlayıcı özelliğe sahip maddelerin kıvılcım, reaksiyon veya şok etkisiyle ateşlenmesi sonucu yüksek derecede ısı, ışık, gaz, ses ve basınç meydana getirerek hava içerisinde aniden ve şiddetle yayılması olayına patlama denir. Patlama olayının meydana gelebilmesi için 3 ana unsurun bir araya gelmesi gerekir. Bunlar; oksijen, yanıcı madde ve ateşleme kaynağıdır.

İnsan Kaynaklı Patlamalar: İnsanoğlunun kasıtlı, hatası veya başarısız sistemlerinin bir sonucudur. İnsan kaynaklı patlamalara; terör kaynaklı patlamalar, Lpg ve doğal gaz kaynaklı patlamalar, nükleer patlamalar ve maden ocağındaki meydana gelen patlamalar örnek gösterilebilir.

Terör Kaynaklı Patlamalar: Terör saldırılarında kullanılan patlayıcılar genellikle üretilmesi ve yapılış bilgilerinin elde edilebilme kolaylığı olan TNT, C-4, Semtex, nitrogliserin, dinamit ve amonyum nitrat fueloil gibi konveksiyonel patlayıcılardır. Bombalı saldırı sonucu oluşacak ölüm ve yaralanmalar patlamanın olduğu yere ve patlama mekanizmasına göre değişiklik gösterir.

Nükleer Kaynaklı Patlamalar: Atomun parçalanması ya da da 2 ayrı atomun birleşmesi sonucu açığa çıkan enerjinin radyasyon, basınç, ışık ve yoğun bir ısı dalgasına dönüşmesiyle sonuçlanan tahrip gücü çok yüksek patlama olayına nükleer patlama denir. Nükleer patlamalara nükleer silahların kullanılması ile nükleer santral kazaları gibi çeşitli kaynaklar sebep olabilir. Nükleer patlamalar doğurduğu sonuçlar neticesinde etkilerinin on yıllar sürebileceği insan kaynaklı felaketlerin en büyükleri arasında sayılabilir. Nükleer bir patlamadan önce, patlama anında ve patlamadan sonra yapılacak şeyleri bilmek kişinin hayatta kalma şansını artıracaktır.

Doğal Gaz ve LPG Kaynaklı Patlamalar: Doğal gaz milyonlarca yıl önce bitki ve hayvanların artıklarında oluşan renksiz kokusuz ana bileşeni metan olan fosil bir yakıttır. Havadaki metan gazının hacmi % 5 -15 aralığında olduğu zaman kendiliğinden patlama özelliği gösterir. Taşıması, işlenmesi ve kullanılması sırasında ticari kullanıcıların güvenliği için, içerisine % 1'lik konsantrasyon içerecek şekilde pis koku (çürük yumurta kokusu) veren Tetra Hidro Teofen (THT) katılır. Böylece kolaylıkla doğal gaz kaçağı kokuyla anlaşılabilir. Sıvılaştırılmış Petrol Gazı (LPG) ise propan ve bütan gazlarının bir karışımı olan hidro karbon esaslı yanıcı bir gazdır. Renksiz ve kokusuzdur. Doğal gaz da olduğu gibi herhangi bir sızıntı kaçak durumunda fark edilebilmesi için pis koku veren merkaptan (%1 konsantrasyon içerecek şekilde) veya kükürt bileşenleri katılır. Türkiye de kullanılan LPG, % 70 bütan ve % 30 propan içerir. Taşıma ve depolama için sıvı hâle getirilen LPG, gaz fazında tüketilmektedir.

LPG ve doğal gaz kullanımlarında tehlike oluşturan 2 önemli olay;

Kaynayan sıvı, genleşen buhar patlaması (BLEVE) ve Sınırlandırılamayan Buhar Bulutu Patlaması (UVCE) olaylarıdır. “BLEVE” olayında içerisinde sıvılaştırılmış alev alıcı bir gaz içeren Lpg Tankı veya tüpü dışarıdan sürekli olarak aşırı bir ısı kaynağına maruz kalır. Tank gövdesinin sıcaklığının artmasının sonucunda sıvılaştırılmış Lpgnin buhar basıncı çok artar. Artan basınç öyle bir noktaya ulaşır ki tankın üzerinde bulunan tahliye vanaları (emniyet valfleri) bu basıncı tahliye etmeye yetmez ve tankın içeresideki buhar basıncı tank malzemesinin mukavemetini yenerek tankı yırtar ve çok şiddetli patlama olayı gerçekleşir.

“UVCE” olayında ise atmosfere karışmış ve yanıcılık sınırları içinde olan bir gaz bulutunun, herhangi bir ateş kaynağı ile buluşması sonucu alev almasıyla patlama veya hızlı yanma olayına gerçekleşir. “UVCE” de enerjinin çok büyük miktarı ısıya dönüşür. “BLEVE” anında LPG tankları aleve maruz kalmışlarsa, hiç zaman kaybetmeden su ile soğutma işlemine başlanmalıdır. Su, LPG tankının üst kısımlarına doğru sıkılmalıdır. Buradaki amaç, gaz hâlindeki Lpg’ nin sıcaklığını düşürmek ve tankın yarılmasını önlemektir. Eğer lpg tankı yarılmış ve tank içerisinden sızan gaz yanmaya devam ediyorsa, soğutma işleminin aralıksız yapılması gerekmektedir.

Maden Ocaklarındaki Patlamalar; Maden ocaklarındaki gaz patlaması kömürün güvenli bie şekilde üretimini etkileyen en büyük felakatlerden biridir.Kömür damar gazı ağırlıklı olarak metan gazından oluştuğu için yeraltı kömür madenciliği için bir tehdit olarak görülmüştür.

Metan gazı hava içerisinde patlama, yanma ve boğucu özelliğine sahip bir gazdır. Ancak metan gazının yeraltı kömür maden işletmeciliği için en önemli tehdidi patlayıcı özelliğidir. En şiddetli matan gazı patlaması % 9,5 metan %90,5 hava olduğu durumda gerçekleşir.

Metan gazının % 5 -% 15 değerleri arasında tehlikeli olduğu kabul edilen orandaki metan içeren havaya grizu adı verilir.

Metan gazının patlaması sonucunda gaz konsantrasyonuna ve ortam basıncına bağlı olarak sıcaklık 1850– 2650 0C’ye ulaşabilir.

Her kömür madeni işletmesi, maden ortamdaki gaz konsantrasyonunu yasal şartlar altında kontrol etmek için etkili önlemler almak zorundadır

Havalandırma, kömür madenlerindeki gazı yönetimi için ilk başvurulan yöntemdir.Gaz konsantrasyonunu tek başına havalandırma sistemi ile kontrol etmek pratikte uygulanabilir olmadığı zaman gaz drenaj sistemlerini (ön drenaj / son drenaj) kullanarak maden içerisindeki gazın içeriğini ve emisyonlarını azaltmaya gidilmelidir.

Yeraltı maden işletmeciliğinde önemli bir patlama kaynağı da kömür tozunun ya tek başına patlaması ya da başlamış bir patlamaya katılması olaylarıdır. Özellikle, büyük çaplı kazalara oluşturan patlamalarda akla ilk gelen sebep toz patlamasıdır.

Yapılan araştırmalar göstermiştir ki maden ocaklarında metan-hava karışımlarını patlatabilecek her türlü kaynak bir toz bulutunu da patlatabilecektir. Patlama olayının gerçekleşebilmesi için ocağın tavanı, tabanı ve duvarlarında birikmiş olan tozların herhangi bir etkiyle gruplanarak havaya karışması ve bu toz bulutunun tutuşturucu bir kaynakla temasa geçmesi gerekmektedir.