İş Sağlığı ve Güvenliği
Sanayi Devrimi, çalışma ilişkilerinde meydana getirdiği büyük değişim sebebiyle bir dönüm noktasıdır. İş sağlığı ve güvenliği alanındaki gelişmeler de yarattığı bu büyük değişimin bir sonucu olarak Sanayi Devrimi sonrasında ortaya çıkmıştır.Türkiye’de ise geç sanayileşmeye bağlı olarak gelişmeler aynı seyri izlememiş, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin uygulamalar çok daha geç ortaya çıkmıştır.
İş sağlığı ve güvenliği ne ilişkin düzenlemeler, çalışma hayatının denetimi ve çalışanları koruma ekseninde olmaktadır. İş sağlığı ve güvenliğinin temel amacı iş yerinde sağlık, güvenlik ve refaha ilişkin risklerin değerlendirilmesi ve en aza indirilmesidir. İş kazaları ve meslek hastalıklarının oluşumunu önlemek iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının hedefidir.İş sağlığı ve güvenliği ile çalışan sağlığı, üretimde güvenlik ve iş yeri güvenliği amaçlanır.
İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılda teknoloji alanındaki hızlı ve büyük gelişmeler, üretimin ve rekabetin büyük ölçüde artmasına yol açmış aynı zamanda da çalışanların sağlık ve iş güvenliğine yönelik riskleri artırmıştır. Kısaca, günümüzde işletmeler vasıflı insan kaynağına sahip olmak istiyorsa çalışanlarına sağlıklı, güvenli ve konforlu bir çalışma ortamı sağlamalıdır.
İş sağlığı, iş ortamında çalışanın sağlığını tehlikeye düşürebilecek risklerin ortadan kaldırılması ve böylelikle çalışanın bu risklere karşı korunmasını ifade eder. İş güvenliği, işin yürütümü nedeniyle ortaya çıkabilecek risklerin engellenmesidir.
Bir olayın iş kazası sayılabilmesi için, kazayı geçirenin sigortalı olması, kazanın kanunda belirtilen hallerden birinde meydana gelmesi, kaza sonucunda sigortalının ruhça ve bedence engelli hâle gelmesi ve kaza ile bu zarar arasında bir illiyet bağı bulunması gerekir.
Ortaya çıkan hastalığın meslek hastalığı kabul edilmesi üç unsurun gerçekleşmesine bağlıdır. Bunlar; hastalığa yakalananın 5510 sayılı yasaya göre sigortalı sayılması,sigortalının bedensel ve ruhsal bir zarara uğraması ve hastalık ve sakatlığın yürütülen işin sonucu olmasıdır.
İş kazalarının nedenleri insan kaynaklı nedenler ile teknik nedenler olarak iki grupta sınıflandırılabilir.İnsan kaynaklı iş kazalarının ortaya çıkmasında çalışanların bireysel, fizyolojik ve psikolojik özellikleri etkili olmaktadır. Teknik nedenlerle ortaya çıkan iş kazaları ise üretimde kullanılan araçlar nedeniyle, üretim faaliyetleri nedeniyle ve çevresel kaynaklı olabilmektedir. Meslek hastalıklarına neden olan faktörle ise kimyasallar,tozlar, biyolojik nedenler, fiziksel nedenler ve ergonomik nedenlerdir.
İş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı alınacak önlemler noktasında başta işverenler olmak üzere işgörenler, sendikalar ve devlet sorumludur. İş sağlığı ve güvenliği uygulamaları ancak bu dört unsurun her birinin üzerlerine düşeni yerine getirmeleriyle amacına ulaşabilir. Aksi takdirde, istenilen sonuçların alınması mümkün olmayacaktır.
Çalışma konusunda yapılan ilk yasal düzenleme Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerine dayanır. 1869 yılında çıkarılan “Maadin Nizamnamesi” , 10.9.1921 tarihinde çıkarılan 151 sayılı “Ereğli Havza-i Fahmiye Maden Amelesinin Hukukuna Müteallik Kanun" yapılan ilk düzenlemelerdir. İlk iş sağlığı ve güvenliği kanunu ise 2012 yılında yürürlüğe konulmuştur.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve bünyesinde barındırdığı dört birimi ( İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü (İSGGM), İş Teftiş Kurulu Başkanlığı (İTK), İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi Müdürlüğü (İSGÜM), Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi (ÇASGEM) ), Sosyal Güvenlik Kurumu, Sağlık Bakanlığı ve İş sağlığı ve güvenliği kurulları ülkemizde iş sağlığı ve güvenliğinde rol oynayan kuruluşlardır.
Ülkemiz, hukuksal açıdan oldukça geniş ve ayrıntılı bir iş güvenliği mevzuatına sahiptir. Ancak, iş güvenliği mevzuatımız oldukça dağınıktır. İşçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin ülkemizde oluşturulan mevzuat düzenlemelerinin kaynaklarını başta Anayasa olmak üzere, ulusal kanunlar ve uluslararası sözleşmeler oluşturmaktadır.
İşverenin yasaya göre temel yükümlülükleri;mesleki riskleri önlemek, bilgi ve eğitim vermek, sağlık gözetimi yapmak, iş kazası ve meslek hastalıklarını bildirmek, iş sağlığı ve iş güvenliği sistemi kurmaktır.Fakat işverenin sorumluluk alanlı sadece bunlarla sınırlı değildir. İşverenler, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin her türlü tedbiri almak zorundadır.
İşverenin yükümlülüklerini yerine getirmemesinin hukuki sonuçları, idari para cezası, ruhsat ve işletme belgesi vermeme, iş yerini kapatma, işi durdurma, maddi ve manevi tazminattır.
İş sağlığı ve güvenliği uluslararası boyutu olan bir kavramdır. Bu alanda faaliyet gösteren çok sayıda uluslararası kuruluş mevcuttur. Fakat iş sağlığı ve güvenliği alanında uluslararası mevzuatı şekillendiren iki temel aktörden söz edilebilir. Bunlar Avrupa Birliği ve Uluslararası Çalışma Örgütü ’dür.