İhtiyaçlar ve İnsan Hakları

Günümüzde çoğu devlet/hükûmet, uluslararası destekli büyük organizasyonlar ve sivil toplum örgütleri sosyal politika çıktılarının oluşturulmasına katkı verirken mutlaka hitap ettikleri kesimlerin ihtiyaçlarına odaklı hareket etmektedir. İhtiyacı olan bireyin sorununu sosyal politika kanalıyla çözebilsinler ki insan ihtiyaçları karşılanmış olsun. Böylelikle insan haklarını gözeten politik uygulamalara söz konusu kurumlar ve oluşumlar taraf olabilsinler. Öte yandan sosyal güvenlik, sosyal refah, sosyal adalet gibi politika kulvarında dillere pelesenk olan çoğu kavramın da amacına ulaşabilmesi temel insan ihtiyaçlarının karşılanabilmesine bağlıdır. Özellikle sosyal adaletin vazgeçilmez bir parçası olan hak ve ihtiyaç kavramları insan yaşamının temel gerekliliğidir.

İhtiyaçlar

Türk Dil Kurumu Sözlüğü'nde “gereksinim, güçlü istek ve yokluk” şeklinde tanımlanan ihtiyaç kavramı, insanın doğasında bulunan bir bileşenin eksikliğinin hissedilmesi ile ortaya çıkar. Sosyal hizmet sözlüğünde ise ihtiyaç; hayatta kalmak için fiziksel, psikolojik, ekonomik, kültürel ve sosyal gereklilikleri sağlama, iyi olma ve bir eksikliği gidererek yerine getirmedir.

Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi

Maslow’a göre insan, yaşamında bazı hedefler belirler ve bu hedeflere ulaşabilmek için gayret sarf eder. Hedefleri doğrultusunda insan yaşamını biçimlendirir. Hedeflerini gerçekleştirerek adım adım ilerleyen insan en son aşamada kendini gerçekleştirir. İnsanın kendini gerçekleştirmesi belli bir hiyerarşi içerisinde yaşama dair belirlenen hedeflerin ve bu hedeflere ulaşılması için gerek duyulan ihtiyaçların karşılanması anlamına gelir.

Fizyolojik ihtiyaçlar; birinci ve en temel basamaktır. Yeme, içme, nefes alma, barınma gibi ihtiyaçlar, fizyolojik ihtiyaçlardır. Güvenlik ihtiyaçları; güvenlik riski ile karşı karşıya kalan bir insanın en önemli gündemi o riskin ortadan kalkması ve normal bir yaşam sürdürebilme ihtiyacının karşılanmasıdır. Ait olma ve sevgi ihtiyaçları; diğer insanlarla duygusal ve sosyal yakınlık kurma isteği duyan bireylerin karşılamak için çaba sarf ettiği ihtiyaçlardır. Değer ihtiyacı, bireyin benliği ile ilgili üstün ve doğru bir değerlendirme isteğinin yanında başka insanların da onu değerli birisi olarak algılama ihtiyacını içerir. Kendini gerçekleştirme ihtiyacı; kişisel tatmin ve bireyin potansiyelini ortaya çıkarma hissiyatı ile doğrudan bağlantılıdır.

İhtiyaçlar ve İnsan Hakları Arasındaki İlişki

İhtiyaç ve hak arasındaki ilişkiyi açıklarken temel olarak belirli bir amaca ulaşmak için gereken bir araç hakkında konuşuruz. İhtiyaç duyduğumuzda istediğimiz şeyin gerçekleşmesi için başka bir durumun varlığının gerekli olduğunu ifade ederiz. Yazmak için kaleme, yaşamak için yemeğe ve suya, hastalığı tedavi etmek için ilaca, bir yere gitmek için arabaya, rahatlamak için müzik dinlemeye ihtiyacımız olabilir. Sosyal hizmet uzmanları ihtiyaç bildiriminde bulunduklarında aynı zamanda hak talebinde de bulunurlar. Bir çocuğun özel eğitim programına ihtiyacı olduğunu vurguladığımızda aslında çocuğun eğitim hakkına yönelik konuşuyoruz.

Kuşaklar Arası İnsan Hakları ve Sosyal Hizmet Bağıntısı

Birinci kuşak insan hakları sosyal hizmet uygulamasının önemli bir alanıdır. Aynı zamanda sosyal hizmet uzmanın da savunuculuk rolleri ile yakından ilgilidir. İnsanlara hakkı olan hizmetleri sunma noktasında geleneksel sosyal hizmet anlayışının, ikinci kuşak haklarla daha uyumlu olduğu da görülür. Yeterli ve adil bir gelire sahip olarak yaşam standartlarını koruma, gelirin güvence altında alınması gibi konular sosyal hizmet uzmanlarının uygulamalarında merkezî konumdadır. Üçüncü kuşak hakların diğer kuşak haklardan farkı; insanın ihtiyaç duyduğu dayanışma ortamını hazırlamasıdır. Kendi kaderini tayin hakkı ve yakın zamanda bilimsel tartışma zemini hazırlanan yeşil sosyal hizmet gibi konular da üçüncü kuşak haklar ile ilgilidir.