İhşîdîler
Fergana asıllı olan ve Fergana meliklerine has “İhşîd” yani “Melikü’l -Mülûk” unvanı alan Muhammed b. Tuğc’un kurduğu bu devlete İhşîdîler adı verilmiştir.
Muhammed b. Tuğc (935 -946)
Çocukluk ve gençlik dönemleri hakkında bilgi bulunmayan Muhammed b. Tuğc, babasının ölümünden sonra Dımaşk’a ve ardından da Mısır’a giderek Fâtımîler ile yapılan savaşlarda ön plana çıkmıştır. 931’de Dımaşk valiliğine tayin edilen Muhammed b. Tuğc, topladığı asker ve erzaklar ile Mısır’a yürümüştür. Muhammed b. Tuğc’un 935’te Razî tarafından Mısır valiliğine getirilmesi İhşîdîler devletinin kuruluş tarihi olarak kabul edilmektedir. Razî’den İhşîd unvanı alan Muhammed b. Tuğc, siyasî, askerî, idarî ve iktisadî açıdan Mısır’ın mutlak hâkimi olmuştur. Önce İbn Râik’i ardından da Hamdânîleri mağlup ederek Haleb hariç Bilâdü’ş -Şâm’ın büyük bir kısmına hâkim olmuştur.
Muhammed b. Tuğc’un Bilâdü’ş -Şâm yönünde mücadele ettiği güçlerden biri de Bizans olmuştur. Bizans ile askerî ve diplomatik ilişkiler geliştirdiği anlaşılan Muhammed b. Tuğc, 938’de Bizans elçilerinin talebi üzerine esir değişimi anlaşması yapmıştır.
Muhammed b. Tuğc, 25 Temmuz 946’da vefat etmiş ve cenazesi de Kudüs’te defnedilmiştir.
Unûcûr b. Muhammed b. Tuğc (946 -960)
Muhammed b. Tuğc’un ölümünden sonra yerine 14 yaşındaki oğlu Unûcûr geçmiş ve yaşı küçük olduğundan kendisine Kâfûr el -İhşîdî vasî tayin edilmiştir. 946’den başlayıp 960’a kadar uzanan süreçte Kâfûr ülkenin fiili lideri olmuş ve İhşîdî emirleri de kendilerine tahsis edilen yıllık 400 bin dinar ile yetinmek zorunda kalmış ve 30 Aralık 960’ta Kâfûr tarafından zehirlenerek öldürülmüştür.
Ali b. Muhammed (960 -966)
Unûcûr’dan sonra yerine geçen kardeşi Ali de Kâfûr’un gölgesinde kalmış ve kendisine verilen 400 bin dinar ile yönetimden uzak durmuştur. 5 yıl 2 ay emîrlik yaptığı anlaşılan Ali, 966’da Kâfûr tarafından zehirlenmiştir.
Kâfûr el -İhşîdî (966- 968)
2o yıl gibi uzun bir süre ülkenin fiili lideri olan Kâfûr el -İhşîdî, 966’da İhşîdîlerin yeni emiri olmuştur. Habeş asıllı, hadım ve kötü bir çehreye sahip siyahî bir köle olduğu kaydedilen Kâfûr döneminde İhşîdîler dışarıda askerî ve siyasî nüfuzlarını kaybetmiş, kuraklık, kıtlık, yangınlar ve isyanlar ile uğraşmak zorunda kalmışlardır.
Ahmed b. Ali (966 -968)
11 yaşında İhşîdîlerin son emiri olan Ahmed, amcasının oğlu Hasan b. Ubdeydullah’ın tesirinde kalmıştır. Bu sırada ekonomik açıdan büyük sıkıntılar yaşayan İhşîdîler, 6 Temmuz 969’da Fustat’ın Fâtımîler tarafından işgal edilmesi ile yıkılmışlardır.
İhşîdîler Kültür ve Medeniyeti
Devlet Teşkilatı
Şekli olarak Abbâsîlere tabi oldukları anlaşılan İhşîdîler, hutbe ve sikkelerde Abbâsî halifelerinin isimlerine yer vermekteydiler. Emîr en yüksek devlet temsilcisi olup, emirin yaşının küçük olması durumunda devlet işlerini yürütmek maksadıyla “vasî” veya “müdebbirüddevle” adında görevliler tayin edilmekteydi. Emîr'in görüşmelerini Hacib organize ederken, hazinesini Hazinedâr yönetmekte, sağlığını Tabib kontrol etmekteydi. Emîrin güvenliği Muhafız Alay Komutanı’nın, ahırı da Emîr -i Ahur’un mesuliyetinde idi.
Emîr’den sonra en büyük devlet adamı ise Abbâsîleri örnek alarak görevlendirilen vezir idi. Devletin işleri Divânü’ş -Şurta, Divânü’l -İnşâ, Divânü’l -Berîd, Divânü’l -Kadâ, Divânü’l -Harac ve İhtisab Teşkilatı gibi kurumlar tarafından yürütülüyordu.
Kadıların verdiği kararlara itiraz edilen bir makam olarak emirin başkanlık ettiği Divânü’l -Mezâlim de haksızlıkların giderilmesine katkı sunan önemli kurumlardan biri olarak İhşîdî devlet teşkilatı içinde varlığını göstermekteydi.
Ordu Teşkilatı
İhşîdîler coğrafî konumlarından dolayı kara ve deniz olmak üzere iki orduya sahiptiler. Ordunun sayısının 400 bine ulaştığı ve orduda Türk, Siyahîler, Mağribliler ve Nubyalılar olmak üzere farklı etnik kökenden askerler görev yapmaktaydı. Kara ordusu dışında Nil Nehri ve Akdeniz’in stratejik konumundan dolayı donanmaya da önem verilmiş ve Fustat’ta tersane kurulmuştur.
İktisadî Hayat
Ekonomik hayatın temelinde ziraat, endüstri ve ticaret bulunmaktaydı. Topraktan alınan haraç vergisi en önemli gelir kaynaklarından biri idi. Tarımsal üretimi artırmak için Nil Nehri üzerinde kanallar ve bentler inşa edilmişti.
Endüstri açısından dokumacılık, kâğıt üretimi, ağaç ve maden işçiliği öne çıkmaktaydı. Tinnis, Dimyat, Ferma ve İskenderiye dokuma merkezleri olarak şöhret bulmuştu.
Mısır’ın doğu -batı ticaret güzergâhında bulunması ticari hayatın canlı olmasına da olanak sağlamıştır.
Sosyal Hayat
Toplumsal hayatın başında İhşîdî aile bireyleri ve yöneticiler gelmekte olup söz konusu sınıfı da Türkler oluşturmaktaydı. Bunun dışında Kâfûr’un yirmi iki yıllık iktidarı döneminde getirilen siyahî askerler de ikinci tabakayı oluşturmaktaydı. Hz. Muhammed’in (sav) soyundan gelen Seyyid ve Şerifler için de Nâkibü’l -Eşrâf adıyla bir teşkilat bulunmaktaydı.
İlim-Kültür ve Mimarî
İhşîdî emirleri ilim adamlarını ve fakihleri maddi ve manevi açıdan destekleyerek himaye etmişlerdir. Amr ve İbn Tolun Camii fakihlerin ders verdiği mekanlar olup, Fustat’ta Sûku’l -Varrâkîn’de (Kitapçılar Çarşısı) ise ilmi müzakereler yapılmaktaydı. İbn Zülak, el -Kindî ve Mes’ûdî gibi ünlü tarihçiler İhşîdîlerin himayesine mazhar olmuşlardır. Mimari açıdan da görkemli saraylar ve bahçeler inşa eden İhşîdîlerden günümüze pek önemli eser ulaşmamıştır.