Sâcoğulları
Menşei ve İlk Dönemleri
Sâcîlerin Menşei
Ailenin kökeniyle alakalı bazı tartışmalar mevcut olsa da onların Mâverâünnehir’in önemli merkezlerinden Üşrûşene menşeili Türk komutan ailesi oldukları kesindir.
Ebü’s -Sâc Dîvdâd
Hanedanın bilinen ilk atası Ebü’s- Sâc Dîvdâd, Abbâsîlerde çeşitli askerî faaliyetlerde aktif olarak yer aldı. 201 (816- 817) yılında Bâbek, 224 (838- 839) yılında Mâzyâr bin Kārin ve aynı yıl Mengü -Çur isyanının bastırılmasında görev aldı. 252 (866) yılında Mekke Yolu valiliğine atandı. 254’ten (868) itibaren Diyârımudar, Kınnesrîn ve Avâsım valilikleri yapmıştır. Halifelik için desteklediği Müstâin tarafıdan destek birliklerle birlikte Medânin'e gönderildi. Burada başarılı mücadeleler yaptı. 266 (879) yılında Cündişâpûr’da vefat etti.
Ebû Ubeydullah Muhammed el-Afşin Dönemi
Azerbaycan Valiliği Öncesi Siyasî Hayatı
266 (879- 880) yılında görev yeri olan Mekke’ye doğru yola çıktı. Başarılarına nispeten Muvaffak kendisine 269 (882- 883) yılında, Mekke Yolu ve Haremeyn valiliklerine ilaveten Enbâr, Fırat Nehri Yolları ve Rahbe'nin idaresini de verdi. Mısır ve Dımaşk siyasetine müdahil olup buralara hâkim olmak istediyse de pek başarılı olamayıp tüm iktâlarını kaybetti
Azerbaycan Valiliği ve Sâcoğulları Hanedanlığının Kuruluşu
276 (889) yılında Muvaffak tarafından Azerbaycan ve Ermeniye valiliğine atandı. Ermeni krallarını kendine bağladı. Simbat’ın Doğu Roma’yla Müslümanlar aleyhine ittifak yapması nedeniyle ittifakı bozmak için Ermenistan’a gelmeye karar verdi. Simbat 893 yılında Muhammed’le sulh yapmış olmasına rağmen Ermenistan’ın merkezi olan Dvin’de Müslüman bir garnizonuna baskın düzenleyip eline geçen Müslüman esirleri Leon’a gönderdi. Duruma kayıtsız kalmayan Muhammed bunun hesabını sormak için harekete geçti. Yapılan mücadele tarihe Alagöz Dağı Savaşı olarak geçmiştir. Simbat’ın asi tavırlarına tamamen son vermek için Kars Kalesi’ni kuşattı ve Simbat’ın eşini, gelinini ve diğer bazı önemli şahsiyetleri esir aldı. Bu hâkimiyetinden sonra Van seferine çıkan Muhammed, Vaspuragan’ı hâkimiyetine katmak istiyordu. Ancak 288 (900- 901) yıllarında Azerbaycan’da görülen şiddetli veba salgını nedeniyle pek çok askerin yanı sıra Muhammed de hayatını kaybetmişti.
Yusuf bin Ebü's-sâc Dönemi
Ermeni Krallarıyla Mücadelesi
Muhammed her ne kadar tahta oğlu Dîvdâd’ı vasiyet etmiş olsa da kardeşi Yusuf bin Ebü’s- Sâc yeğeninden idareyi rahatlıkla almıştı. Simbat halifeye mektup yazıp bağımsız hareket etmek isteyince Yusuf kalabalık bir orduyla Erdebil’den harekete geçti. Uti üzerinden Taşir bölgesine geldi ve niyetinde buradan hareketle Arpaçayı’nı takip edip Ermeni krallığının merkezi Şirak’a inmek vardı. Simbat ise Alagöz Dağı eteğinde müstahkem bir kale olan Aruc’ta mevzilenmişti. Simbat’ın kalabalık ordusundan çekinen Yusuf, Süryanî asıllı bir elçi gönderip anlaşma teklifinde bulundu. Bu dönemlerde Ruslar Azerbaycan topraklarını tacize başlamıştı. Yovhannēs ise Yusuf’a karşı Doğu Roma ile ittifakın lüzumuna değindiği bir mektubu İstanbul’a gönderdi. Doğu Roma’dan sadece Ermenistan’ın kurtuluşunu değil ayrıca Hristiyanlara ait olduğunu düşündükleri toprakların Müslümanların elinden kurtarılmasını da talep etmekteydi.
Hilafetin Doğu Bölgelerine Tayini ve Karmatîlerle Mücadelesi
Abbâsîleri oldukça zor duruma sokan Karmatîlerle Yusuf’un savaşı 10 Şevval 315 (8 Aralık 927 Cumartesi) tarihinde Küfe kapısında başladı. Savaşın başında Yusuf kendinden bir hayli emin olmasına rağmen az sayıdaki Karmatî ordusu karşısında yenik düşmüş ve esir edilmişti.
Sâcîlerin Sonu
Yusuf ve beraberindeki adamları 315 (927- 928) yılında Karmatî lideri tarafından öldürüldü. Kendisinden sonra Sâcoğullarının başına her ne kadar Ebû’l -Müsâfir Feth bin Muhammed el -Afşin geçmiş olsa da Azerbaycan’daki Sâcoğulları hâkimiyeti 317 (929) yılında sona ermiş oldu.