Matbaa Devrimi ve Gazeteciliğin Doğuşu

Ortaya çıkan her yeni teknoloji, insanlara hem habere ve enformasyona ulaşmak için yeni fırsatlar sunmuş hem de haber ve bilgiye erişme alışkanlıklarını değiştirmiştir. Zaman içinde radyo, televizyon ve çeşitli sayısal teknolojilerin gelişmesi tüm iletişim süreçlerinin çoklu ortamda, farklı iletişim araçlarıyla gerçekleşmesini mümkün kılmıştır.

Matbaanın İcadı

Matbaanın icadına kadar gelen süreçte insanlık, ihtiyaçları çerçevesinde bir takım baskı teknikleri geliştirmiştir.

Kâğıt ve Mürekkebin İcadı

Bugün bilinen anlamda kâğıdın, Çinliler tarafından bulunduğu hemen hemen bütün bilim tarihçileri tarafından kabul edilmektedir.

Mürekkep ise, yine Çin’de bulunmuş, başlangıçta çeşitli hayvansal ve bitkisel maddelerden elde edilmiştir.

İlk Baskılar (Damgalar, Mühürler)

Mühür veya damga devletlerin, kralların, önemli insanların mektuplarında fermanlarında kullanılan ve mesajın o şahsa ve devlete ait olduğunu gösteren isim ve simgelerin çeşitli materyallerden yapılan küçük kalıplara basılmış halidir. Mezopotamyalılar, kil tabletler üzerine resim basmak için silindir şeklinde mühürler kullanmışlardır.

(Kalıp) Baskılar (Ksilografi)

Avrupa'da matbaanın icat edilmesinden yüzyıllar önce, Çin, oyma ahşap blokları kullanarak bir baskı şekli geliştirmiştir. Önceki iki icatları olan kâğıt ve mürekkep, Çinlilerin blok baskıyı keşfetmesine yol açmıştır.

Hareketli (Müteharrik) Harflerle Baskı

1041'de Çinli matbaacılar, cümle yerine yerleri değiştirilebilen bağımsız hareket edebilen kelimeler oymaya ve bu bağımsız kelimelerle bir tablanın içinde istedikleri cümleleri dizmeye başlamışlardır.

1045 yılında, Sung Hanedanlığı döneminde, Pi Sheng adlı bir demirci ve simyacı, sertleştirilmiş kilden harfler yaparak ahşap kullanmadan ilk hareketli baskıyı yapmışlardır.

Avrupa’nın hareketli matbaa ile tanışması Çin’den Avrupa’ya getirilen Ksilografi (ahşap baskı) sanatının bazı örnekleri ile mümkün olmuştur.

Gutenberg ve Matbaası

Johannes Gensfleisch Gutenberg, Asya’dakilerden çok farklı bir baskı sistemi geliştirmiştir. Çelikten yaptığı harf kalıplarının hepsi aynı yüksekliğe sahipti ve harf tablası içindeki satırlara kolaylıkla yerleştirilebiliyordu. Blok baskı tekniğinde her sayfa için bir tahta bloğunun oyulması gerekiyordu ve o blok sadece o sayfa için kullanılabiliyordu.

Gutenberg’in bireysel harflerinin defalarca kullanılabilir olması gerçekten de tarihin dönüm noktası olmuştur.

Matbaa’nın Avrupa’ya Yayılması

Avrupa’da matbaanın kurulduğu başlıca kentler şunlardır: Köln (1464), Basel (1466), Roma (1467), Venedik (1469), Paris, Nürnberg, Utrecht (1470), Milano, Napoli, Floransa (1471), Augusta (1472), Lyon, Valencia, Budapeşte (1473), Krakov, Bruge (1474), Lübek, Bereslav (1475), Westminister, Rostock (1476), Cenevre Palermo, Messina (1478), Londra (1480), Anvers, Laypzig (1481), Odense (1482), Stocholom (1483), Konstantinopolis (İstanbul) (1490).

Osmanlı’da Matbaa

Genellikle matbaanın Osmanlı Devleti’ne geliş yılı olarak İbrahim Müteferrika’nın kurduğu matbaanın tarihi olan 1727 yılı bilinir. Aslında bu tarih, matbaanın Osmanlı’ya geliş zamanı değil, matbaanın Sultan tarafından benimsendiği ve resmi devlet matbaasının kurulduğu tarihtir.

Azınlıkların Kurduğu Matbaalar

İstanbul’da ilk olarak Yahudiler Sultan II. Bayezid’ın fermanıyla 1493’te bir matbaa açmışlardır.

1560 yılından sonra açılan ve 120’den fazla kitabın basıldığı Yahudi matbaalarıyla İstanbul Yahudi basımının dünyadaki önemli bir merkezi haline gelmiştir.

Yahudilerden sonra, İstanbul’da 1567’de bir Ermeni matbaası açılmıştır. Ermeniler daha sonra Anadolu’nun birçok yerine matbaalar açmıştır.

Devlet Eliyle Kurulan Matbaalar

Osmanlı’da Türkçe basım yapan ilk matbaa, devlet desteği ile İbrahim Müteferrika tarafından 1727 yılında kurulmuştur.

1796’da Osmanlı Devleti’nde Mühendishane Matbaası olarak bilinen ve Türkçe basım yapan ikinci bir matbaa açılmıştır. Daha sonra Üsküdar’da Darü’t -Tıb’a adıyla ikinci bir devlet matbaası açılmış ve 1831’de Takvim -i Vekayi gazetesi için kurulan Takvimhane -i Amire Matbaası ile birleşinceye kadar faaliyetlerini sürdürmüştür.

Cumhuriyet Dönemi'nde Matbaa

Cumhuriyet döneminde yapılan harf devriminden sonra, birden bire işe yaramaz hale gelen Osmanlı harfleriyle baskı yapan matbaalar kısa bir durgunluk döneminden sonra dönüştürülmüş ve ayrıca yeni matbaalar açılmıştır.

Gazeteciliğin Doğuşu

Gazetecilik, bilgi ve habere duyulan ihtiyaç sonucunda ortaya çıkmıştır. Gazeteciliğin bir disiplin olarak değerlendirilmesi ve incelenmesi, haberin bir değer haline gelmesinden, gazeteciliğe evirilişine kadar geçen sürenin, kendi tarihsel koşulları içinde ele alınmasıyla mümkündür.

Gazetecilik Kavramı

İsmini aracın kendisinden alan gazetecilik, araçlar (radyo, televizyon, internet) değişince adını değiştirmek yerine bütün haber sunma araçlarında haber ve yorumculuk yapma mesleğinin adı olarak bir üst kimlik haline gelmiştir.

Gazeteciliğin Gelişimi

Gazeteciliğin gelişmesinde etkili olan söz konusu gelişmeler şu başlıklarla ele alınabilir:

Haberin önem kazanması bir değer olarak ortaya çıkışı,

Haberleşme ve düşünce özgürlüğü önündeki engellerin kalkışı,

Toplumların eğitim düzeylerinin yükselişi ve burjuvaziyle beraber orta sınıfın ortaya çıkışı,

Osmanlı’da Gazete

Osmanlı’da bir tarafı Arapça olsa da Türkçe olarak yayınlanan ilk gazete, 1828’de yayınlanan Vekayi Mısriye’dir. Türk gazetecilik tarihinin başlangıcı olarak kabul edilen Takvim -i Vekayi ise İstanbul’da Sultan II. Mahmut tarafından 1831 yılında yayınlanmıştır.