Kitap Kültürü ve Toplumsal Dönüşümler
Yazının icadından sonraki süreçte bilgi ve bilginin aktarılmasında en önemli araç kitap olmuştur. Çok uzun bir dönem bilginin tek yayılma ve muhafaza aracı olan kitap aynı zamanda toplumun hakikatin kapılarını aralamasını sağlayan kanal olmuş, kişisel var oluşu geniş bir alana yayarak tüm görüntülerin yazı ve resim aracılığı ile simgesel bir biçimde canlandırılmasını mümkün kılmıştır.
Yazı: Kitaba Giden Yol
Yazının taşınabilir hale gelmesiyle kitap oluşmuştur. Antikçağdan bu yana kitabın basıldığı malzemeler kilden, madene, ahşaptan hayvan derisine, ağaç yaprağından kumaşa kadar ve nihayetinde kağıda kadar çok çeşitli yollar izlemiştir. İlk yazı araçları çevre şartlarına bağlı olarak belirlenmiştir. Mısır' da taşların çokluğu taşların kullanımını, Mezopotamya bölgesindeki ırmakların oluşturduğu kil tabaka kil tabletlerin kumaş, metaller vb. kullanımı, toplumların çevre şartlarına bağlı olduğunu göstermektedir.
Yazı Yazılan Materyaller
Yazı malzemesi olarak en çok kurşun, bronz ve kalay gibi madenler kullanılmıştır. Bitki kökenli yazı malzemeleri için ilk kullanılan ağaç yapraklar ve kabuklarıdır.
Eski dönemlerde yazı yazılan bir diğer materyal de hayvan derisidir. M.Ö. 3000'li yıllardan itibaren Mısır'dan yayılarak tüm dünyada yazı aracı olarak kullanılmaya başlayan papirüs, Nil vadisinde yetişen papirüs bitkinin yapraklarından yapılıyordu. Üzerinde yapılan işlemlerden dolayı deri olmasına rağmen yazı malzemesi olarak deriden ayrı tutulan parşömen, Antikçağda papirüsün en ciddi rakibi haline gelmiştir. Hatta papirüsten daha yaygın kullanımı olmuştur. Kâğıdın icadına kadar insanlığın en yaygın yazı malzemesi olmuştur. Günümüz kitap formunun oluşmasında parşömenin etkisi büyüktür. Parşömen kelimesi Pergamum (Bergama) kentinin isminden gelmektedir. Parşömenin katlanıp biçilip dikilebilmesi ve kolaylıkla kitap haline getirilebilir olması yazı dünyası için bir devrim olmuştur. Artık yazı ve okuma adına her şey değişir. Kitap haline getirilmiş parşömen, insanın ellerinin okurken özgür olmasını sağlamıştır: Okuma da içerik değiştirmiştir. Panoramik bir açıyla okumanın yerini, artık sadece gözün yukardan aşağıya hareket etmesinin yeterli olacağı okuma şekli almıştır. Kağıt, Çin’de Ts'ay Lun adlı kişi tarafından M.S. 105 yılında icat edilmiştir. Kâğıdın bulunmasının birçok toplumsal sonucu olmuştur. Kâğıdın bulunuşu kitap ve kültür tarihinde çok önemli bir rol oynamıştır.
Rulo ve Kodeks
Papirüsün kitap şekli olan rulo ve özellikle parşömenin kitap şekli olan kodeks Antikçağ boyunca temel kitap şekli olmuşlardır. Rulo kitabın memleketi Mısır’dır. Günümüzün kitap biçiminin atası olan kitap formu kodekstir. Kullanılmaya başlanmasının üzerinden 2000 yıldan fazla olmasına rağmen hala kitapların biçimi kodeks şeklindedir.
Yazma Kitap
Yazma kitap; matbu olmayan, elle yazılmış kitaptır. Osmanlı’ya matbaa çok geç geldiği için yazma kitap çok önemli bir yere sahiptir. El yazması kitaplarda süsleme, kitaba ve yazıya duyulan saygının, onlara verilen önemin bir göstergesiydi. Hemen tüm süslemelerde Osmanlı İmparatorluğu'nun kültürel ve toplumsal yapısının, dine bağlı günlük yaşantının izleri görülür. Süsleme çeşitleri şunlardır: Tezhip, minyatür, hat, ebru, cilt.
Okumanın Tarihi
Kitabın tarihi okumanın tarihiyle de doğru orantılıdır. Okuma şeklimiz kitabın yapısını belirlemiştir. Önceleri okuma eylemi çoğunlukla sesli bir biçimde gerçekleştirilirken daha sonra kitap okuma bireysel bir eyleme dönüşmüştür. Rulo ve tomar şeklindeki yazıların okunmasının zor olması farklı şekilde yazıların yazılması ve de okunması arayışlarını gündeme getirmiş, bu arayışlar sonunda da gözün kolay takip edeceği, yanlarına notlar alınabilecek şekildeki günümüz kitap formuna kavuşulmuştur.
Kitap ve Toplumsal Dönüşüm
Okuma yazmayla insanların medeniyete geçmeleri sağlanmıştır. Okuma yazmanın gelişmesi epey uzun sürmüştür. Yazının bulunması, okuma yazmanın gelişmesi için toplumsal koşulların da hazır olması gerekiyordu. Toplumsal koşullar, tarım toplumuna geçiş ve tarım toplumuyla krallar ve rahiplerin ortaya çıkmasıyla oluşmuştur. Elyazması kültürü olarak adlandırılan bu dönem 5000 yıl yani matbaanın bulunuşuna kadar sürmüştür. Matbaanın bulunuşuyla kitlesel okuryazarlık dönemi başlamıştır. Kitlesel okuryazarlıkla insan medeniyeti başka bir boyuta geçmiştir.
Erişebilirlik: Elyazmalarının kullanıldığı çağlarda okuma ve yazma için gereken malzemeler kıt ve pahalıdır.
Gizlilik/özellik: Avcı ve toplayıcı toplumda hiçbir şey tam anlamı ile gizli kalamıyordu. Herkes dinleyip herkes konuşabiliyordu. Elyazması kültüründe ise kralların ve rahiplerin yazı üstündeki kontrolü gizliliği kolay hale getirdi.
Doğruluk: Yazı düşük doğruluklu bir medyadır. Yazıyla anlatılmak istenen bir görüntü bir ses bir tat bir dokunma olabilir ama kodlanmış olarak görülen yazı simgelerinden (harf) yani görüntüden oluşur. Sadece görme duyusuna hitap eder.
Hacim: Elyazmaları düşük hacimli bir medyadır. Çünkü mesajlar genelde kısadır ve dağıtımı da zordur. Metinlerin üretilmesi, kopyalanması pahalı bir işti. Bu durumda sayıları azdı. Az sayıda olmaları sadece zaruret gerektiren durumlarda kullanımlarına olanak veriyordu. Bu yüzden de toplumsal pratik olarak ekonomikleştirilmiş bir yapısı vardı.
Hız: Bir insanın günlük yürüyecek mesafesi kısıtlıdır ve onun hızı mesajın ulaşma süresini belirlemektedir.
Menzil: Yazı menzili geniş olan bir medyadır.
Dayanıklılık: Elyazması çağından kalan birçok eser günümüze kadar ayakta kalmıştır.
Aranabilirlilik: Elyazması metinlere ulaşmak zordur.