Teknolojik Determinizm ve Küreselleşme
Giriş
20. yüzyılın yarısından sonra iletişim ve bilgi teknolojileri alanında yaşanan muazzam derecede büyük ve hızlı değişimler, yaşanan süreçte derin dönüşümlere yol açmış, bu bağlamda en önemli dönüşüm ise küreselleşme olgusu olarak karşımıza çıkmıştır. İletişim ve enformasyon teknolojilerinde yaşanan bu gibi gelişmelere bağlı olarak da “ağ toplumu”, “enformasyon toplumu”, “bilgi toplumu”, “küresel köy” gibi kavramlarla ortaya çıkan anlatılarda ise teknoloji, bağımsız bir değişken olarak konumlandırılmış, topluma dışarıdan müdahale eden ve onu değiştirip dönüştürebilen özelliğiyle farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bir yandan toplumsal değişimin nedeni olarak görülen ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan “teknolojik determinist” yaklaşım, diğer yanda ise toplumsal değişimi açıklarken teknolojiyi göz ardı eden yaklaşımlar karşımıza çıkmaktadır.
Teknolojik Determinizm Kavramı
Teknolojik determinizm kavramı , toplumsal değişimle ilgili, karakteristik bakımdan evrimci ilerleme ya da gelişmeyi içeren, üretken tekniklerin kendine özgü bir mantıkla ya da yörüngeyle hareket ettiğini ve süreç içinde kurumların ve toplumsal ilişkilerin başlıca belirleyicisi işlevi gördüğünü öngören bir kuram olarak tanımlanmaktadır.
Katı Determinizm
Katı Determinizm, her olayın bir nedeni bulunduğunu, bu yüzden özgürlük ya da irade özgürlüğü diye bir şeyin olamayacağını savunmaktadır. Katı deterministlere göre, insanlar hiçbir etkide bulunamazlar. Onların denetimleri dışında kalan belirli nedenler, insan varlıklarının oldukları gibi olmalarını ve bu arada eylemlerini belirlemiştir. Onlara göre her olay, eylem ve sonucun nedeni varsa, insanların düşünceleri, duyguları, arzuları, seçimleri ve kararları gibi her şey de belirlenmiştir.
Yumuşak Determinizm
Katı Determinizmin karşıtı olarak kullanılan Yumuşak Determinizm, evrensel bir nedenselliğin geçerli olduğunu kabul etmekle birlikte, katı determinizmden farklı olarak, bu nedenselliğin bir bölümünün insandan kaynaklandığını, dolayısıyla insan için belli bir özgürlüğün mümkün olduğunu savunur. Yumuşak deterministler, teknolojinin gelişimimizde yol gösterici güç olduğu gerçeğini kabul eder, ancak bir durumun sonuçlarına ilişkin karar alma şansımızın olduğunu da savunmaktadırlar.
Teknolojik Determinizme İlişkin Farklı Yaklaşımlar
Yumuşak Determinizm ve Katı Determinizm dışında, bazı eleştirmenler de teknolojinin tarafsız olduğu, yani kendi başına iyi veya kötü olmadığı, önemli olanın teknoloji değil, onu kullanmada seçilen yöntem temelinde belirleyici olduğunu savunmaktadırlar. Ağ toplumu kavramını ilk kez kullanan Manuel Castells, teknolojinin toplumu belirlemediğini, toplumun da teknolojik değişimin yönünü çizemediğini ifade etmektedir.
Melvin Kranzberg de teknolojinin özerkliğinden söz etmenin ve “makinelerin insan ustaları hâline geldiğini” varsaymanın “entelektüel bir klişe” olduğunu ifade etmektedir. Ona göre teknoloji sadece bir fırsat sunmakta, onunla ne yapılması gerektiği ise bizim seçimimiz olmaktadır. Kültür alanında yaptığı önemli çalışmalarıyla tanınan Raymond Williams ise tüm biçimleriyle teknolojik determinizmi reddetmemiz gerekirken, aynı zamanda, belirlenmiş teknoloji fikrinin de onun yerini almamasına dikkat etmemiz gerektiği konusunda uyarı yapmaktadır. Belirlenmiş teknoloji fikri, insani sürecin tek taraflı bir uyarlamasıdır.
Teknolojik Determinizm Formu: Medya Determinizmi
Araç, iletişimin yapısında önemli bir bileşendir çünkü iletişime giren kişinin mesajını alıcıya gönderebileceği vasıtayı sağlamaktadır. Araçsız iletişim mümkün değildir. Medya determinizmi, aracın iletişim süreci içinde mesaj iletiminde teknik veya fiziksel araçlardan daha önemli bir rol oynadığını varsayan bir yaklaşımdır. Medya determinizmi, aracın sadece iletişim sürecinde değil, aynı zamanda mesajın nasıl formüle edildiği ve anlaşıldığı üzerinde etkili bir rol oynadığını ileri sürer.
Harold Adams Innis (1894 -1952)
lnnis, toplumsal değişimin kaynağına yönelik ilk soruya teknolojik yenilikleri cevap olarak verirken, bu bağlamda lnnis teknolojik saptayıcı olarak değerlendirilmektedir. Ona göre, insan kendi teknolojisi ile birlikte vardır; aile, örgütler vb. toplumsal biçimlerdeki ve kültürdeki değişiklikler, iletişim teknolojisindeki değişimlerin bir fonksiyonudur. Bu bağlamda teknolojik araçların çoğu, insanın fiziksel yeteneklerini geliştirme çabası içindir; iletişim teknolojisi düşüncenin, bilincin, insanın ender kavramsal yeteneklerinin uzantısıdır.
Marshall McLuhan (1911 -1980) Teknoloji ve sosyal değişim arasındaki ilişki hakkında en iyi bilinen isimlerden biri olan Marshall McLuhan, meşhur "araç mesajdır" sloganı ile tanınmaktadır. İletişim ortamının teorisini ve bunların insan bilinci ve kültürü üzerindeki etkilerini geliştirmiştir.
Küreselleşme Kavramı
Toplumsal bir olgu olan küreselleşme kavramı üzerinde uzlaşı sağlanamamıştır. En basit anlamıyla küreselleşme, “küresel olarak birbirine bağlılığın genişlemesi, derinleşmesi ve hızlanması” anlamına gelse de böyle bir tanım daha fazla detaylandırma ihtiyaç duyar. Küreselleşmenin çeşitleri ise Ekonomik küreselleşme, -Askeri küreselleşme, Çevresel küreselleşme ve Sosyal ve kültürel küreselleşme ‘dir.
Küresel Dünyanın İletişim Olgusu ve Teknodeterminizm
1980’lerin son çeyreğinden itibaren iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ,bu gelişmelerin inşa ettiği toplumsal, ekonomik, siyasî ve kültürel ortamlar, sanal dünyanın keşfi ve iletişimde çoklu ortamların yaygınlaşması, iletişim bilimciler ve sosyologlar başta olmak üzere sosyal bilimcilere McLuhan’ın 1960’lıyıllarda yaptığı analizleri hatırlatmıştır. İnternet ve cep telefonlarının yaygın kullanımı, küreselleşme süreçlerini derinleştirmiş ve hızlandırmıştır. İletişimin küreselleşmesi ile birlikte kitle iletişim araçlarının toplumsal yaşam üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri sıkça dillendirilmeye başlamıştır.