Temel Kavramlar ve Tarihsel Bir Çerçeve
Temel Kavramlar
Bilim: Evrenin yapısını ve davranışlarını gözlem ve deney aracılığıyla sistematik bir şekilde inceleyen ve yasalar biçiminde açıklamaya çalışan düzenli bilgiler bütününe bilim denir.
Kuram: Kuram, herhangi bir toplumsal olayı yada olguyu, onun gelişimini, nedenlerini ve sonuçlarını bir bütünlük içinde açıklayan bilimsel ve sistemli fikirler bütünüdür. Kuramlar ele aldıkları konuları betimler, açıklar, analiz eder ve kavramsallaştırır. Kuramların amacı dünyanın nasıl işlediği hakkında düşünme biçimleri ve yöntemler sunmak aslında dünyayı açıklayabilmektir.
Model: Doğrudan gözlemlenemeyen olguları daha anlaşılır hale getirmek için kullanılan analitik çerçevelerdir. Modeller kendi başına açıklayıcı aygıtlar değildir, bir kuramı ortaya koymaya ve onu açıklamaya yardımcı olur. Model, bir olayın yada bir çalışma alanının yapılandırılmasını ve ilişki, süreç ve uygulamaların anlaşılabilir grafik ifadeler aracılığıyla tartışılmasını sağlar.
İletişimin Disiplin Olarak Kabul Edilişi
İletişim konusu ilk zamanlarda sosyoloji içinde ele alınmaktaydı. İletişim teknolojilerindeki hızlı ilerleme, kitlesel iletişim kanallarının toplum hizmetine sunulması, kitlelerin araçlardan gelen iletilerden etkilenmesi ile toplumsal ve toplumbilimsel araştırmalar yapılmaya başlanmıştır. Bu durum, iletişim kuramlarının doğuşuna ve bilim dalı olarak kabul edilmesinde etken olmuştur.
Kitle İletişim Araçlarının Gelişimi: Kitlelere yönelik olan iletişim tarzına kitle iletişimi, bu olguyu gerçekleştiren araçlara kitle iletişim araçları (KİA) denir. Kitle iletişim araçlarını kullanarak kitle iletişim ürünü üreten şirket veya kurumlara da kitle iletişimi örgütleri denir. Gazete, dergi, kitap, radyo, televizyon, sinema ve yeni medya, KİA’nı oluşturmaktadır. Kitle iletişiminin okuyucusu, izleyicisi, alıcısı, tüketicisi kitleyi oluşturur.
Tarihsel Bir Çerçeve: Dönemleştirme Ve Sınıflandırma
Ana Akım İletişim Kuramları ve Eleştirel Kuramlar Ayrımı: İletişim araştırmaları alanında ana akım ve eleştirel kuramlar olmak üzere iki temel yaklaşım vardır. Her iki yaklaşımda kitle iletişim temeli teşkil etmektedir. Ana akım; ana damar, liberal, geleneksel, çoğulcu gibi pek çok isimle anılmaktadır. Araştırmaların temel sorunsalı medya etkileridir ve iletişim araştırmalarının kökeni tutucu kuramlara dayanır. Eleştirel kuram ise, liberal kuramlara bir eleştiri olarak ortaya çıkmış, medya -iletişim -toplumsal iktidar arasındaki ilişkileri incelemiştir. Endüstrileşmiş kapitalist toplumların Marksist bir eleştirisine dayanan bir gelenek içinde konumlanmıştır.
Ana Akım İletişim Kuramları
Erken dönem Amerikan iletişim araştırmaları I: Chicago Okulu: Chicago Okulu, 20. yüzyılın ilk yarısında yoğun faaliyet göstermiştir. Okulun felsefi kökeni pragmatizmdir. Büyük çaplı istatistiksel ve sayısal analizlere ilaveten insanların ve küçük grupların yaşamlarına, iletişim kurma ve topluluk oluşturma biçimlerine odaklanmıştır.
Erken dönem Amerikan iletişim araştırmaları II: Güçlü etkiler paradigması: Çalışmaların geneli siyaset bilimi ağırlıklı, radyo, propaganda, kamuoyu üçgeninde şekillenmiştir. Kitle iletişim araçlarının etkileri merkezi problem olarak görülmüş, KİA’ların kitleler üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekilmiştir. Eğitim, propaganda, telekomünikasyon, reklam, kamu ve insan ilişkileri alanlarında verimliliğin nasıl artırılacağı ve etkilerinin nasıl tespit edileceği bu dönemin çalışma alanları olmuştur. Kitle iletişim araçlarını, izleyici/okuyucu/dinleyicilerin ne sıklıkta, ne kadar süre ve nerelerde izlediği, dinlediği, okuduğu ve kitlelerin aldıkları mesajlar sonucu tutum ve davranışlarındaki etkilenimleri araştırılmıştır.
İkinci dünya savaşı sonrası iletişim çalışmalarında etki sorunu: Sınırlı etkilerden güçlü etkilere: Ana akım iletişim kuramlarında 2.D.S. sonrasındaki çalışmaları kapsayan, güçlü etkiler paradigmasının ardından sınırlı etkilere geçiş olarak tanımlanabilecek olan bu dönemde medya etkisinin abartılması fikri yerine etkisinin yok denecek kadar az sayılması gündeme gelmiştir.
Sınırlı etkiler paradigması: Bu kuram medya tüketicilerini pasif değil aktif olarak kabul eder. Kullanımlar ve Doyumlar yaklaşımının kurucu isimlerinden Elihu Katz, etki araştırmalarının temel sorusu olan “medya insanlara ne yapar” sorusunu ters yüz etmiş, “insanlar medya ile ne yapar” sorusunu sormuştur.
Güçlü etkilere geri dönüş: 1950'li yıllardan sonraki araştırmalarda televizyon ön plana çıkmıştır. Çalışmalarda çocuk, gençlik ve kadınlar üzerinde etki araştırmaları yoğun olarak yapılmıştır. Farklı sosyo -ekonomik özellikteki izler kitlenin televizyon izleme alışkanlıkları ve bu alışkanlıkların tutum davranışlara etkisi tespit edilmeye çalışılmıştır. 1960’lara gelindiğinde medyanın etkilerini daha kapsamlı tespit etmeye çalışan Gündem Belirleme, Çerçeveleme Kuramı, Bağımlılık Kuramı, Suskunluk Sarmalı, Ekme Kuramı ve Kültürel Göstergeler gibi yeni kuramlar ortaya çıkmıştır.
Eleştirel İletişim Kuramları
Frankfurt Okulu, Eleştirel Teori, Kültür Endüstrisi: 1923 yılında çoğu Frankfurt Üniversitesi’nde çalışan bir grup, Sosyal Araştırmalar Enstitüsü adlı bir düşünce okulu kurmuşlardır. Tarihsel dönemler ve ele aldıkları konular bakımından bu okulun çalışmaları 1923 -1933 Carl Grünberg Dönemi, 1934 -1950 Kuzey Amerika’da Sürgün Dönemi, 1950’ler - Frankfurt’a Geri Dönüş ve 1970’ler -Frankfurt Okulu’nun Son Yılları olmak üzere dört grupta incelenebilir.
İngiliz kültürel çalışmalar: 20.yüzyılın ikinci yarısında, 2.Dünya Savaşı sonrası, 1964’te Birmingham Üniversitesi’nde İngiltere’de doğmuştur. Metinlerin, ideolojik ve söylemsel yapılarının okunması ve çözümlenmesi bu gelenekte önem kazanmıştır. Marksçı ideoloji kuramından derin bir etkilenme olmasına karşın, ideolojinin karmaşık ve kararsız doğasına dikkat çekilir.
İletişimin ekonomi politiği: İletişimin ekonomi politiği ele alınan medya yapılarını tarihsel serüveni içinde, yaşanan değişim ve dönüşümleri ele alarak anlamaya çalışır. Değişime neden olanlar ve değişimin aktörlerinin sorgulanması ekonomi politiğin temel konusudur.
Teknoloji ve toplumsal dönüşüm: İletişime teknolojik perspektiften bakan kuramcıların ortak noktası, iletişim araçlarının toplumsal ilişkilerin biçimlenmesinde kurucu bir rol oynadığı iddiasında olmalarıdır. Harold A.Innıs, Marshall McLuhan, Neil Postman bu kuramın önemli isimlerindendir.