Yargılamanın Aşamaları -III
İlk inceleme sonucunda herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı tespit edilirse, tamamlatılması mümkün eksiklikler tamamlanırsa, dilekçenin tebliği ve cevap safhasına geçilir. Bu aşamaya “dosyanın tekemmülü safhası” ya da “layihalar safhası” denilir.
Dava Dilekçesinin Tebliği ve Cevap
Dava dilekçelerinin ve eklerinin birer örneği davalıya tebliğ olunur. Davalının buna otuz (30) gün içinde cevap verme hakkı vardır. Davalının savunma (cevap) dilekçesi, davacıya tebliğ edilir. Davacının buna otuz (30) gün içinde cevap verme hakkı bulunmaktadır. Davacının ikinci dilekçesi de davalıya tebliğ olunur. Davalının bu ikinci dilekçeye de otuz (30) gün içinde cevap verme hakkı bulunmaktadır.
Davanın İhbarı
Görülmekte (derdest) olan davanın taraflarından birinin, üçüncü bir kişiye, bu davayı haber vermesine ve davada kendisine yardım etmesini istemesine, davanın ihbarı denir.
Davaya Müdahale
(1) Asli müdahale: Bir dava devam ederken, üçüncü bir kişi, bu dava konusu şey veya hak üzerinde bir hak sahibi olduğunu iddia ederek, aynı mahkemede dava açmasına “asli müdahale” denir.
(2) Fer’î müdahale: Görülmekte olan (derdest) bir davaya, taraflardan birinin davayı kazanmasında hukukî yararı bulunan üçüncü bir kişinin, bu tarafa yardım etmek için ya da onu temsil etmek için katılmasına “fer’î müdahale” denilmektedir.
Davadan Feragat: Davadan feragat eden davacı, dava dilekçesinde yer alan talep sonucundan vazgeçer.
Davanın Kabulü: Davacının netice -i talebinin davalı tarafından kısmen veya tamamen kabul edilmesine, davanın kabulü denir.
İspat: İspat, davanın tarafların ileri sürdükleri iddialarının doğruluğu konusunda mahkemeyi ikna etmeleri şeklinde ifade edilebilir.
İspat Yükü: Mahkemede ileri sürülen iddiaların doğruluğunu kimin ispatlaması gerektiğine, ispat yükü (beyyine külfeti)” denilir.
İspat yükünün kime ait olduğuna ilişkin genel kural, iddia eden, kanunda aksine hüküm yoksa, iddia ettiği şeyi ispatla mükelleftir şeklindedir.
Delil: Tarafların, mahkemede ileri sürdükleri iddiaların doğruluğunu ispatlamak için kullandıkları araçlara “delil” denilir.
Delil Türleri
Hukuk yargılamasında deliller “kesin deliller” ve “takdiri deliler” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır..
(1) Kesin deliller: Hâkimi bağlayıcı nitelikte olan delilere “kesin deliler” denilmektedir. “İkrar”, “kesin hüküm”, “belge” ve “yemin”, hâkimi bağlayıcı nitelikte olduğundan kesin deliler olarak kabul edilmektedir.
(2) Takdiri deliller: Hâkimi bağlayıcı nitelikte olmayan, hâkimin serbestçe takdir edebildiği delillere ise, “takdiri deliller” denilmektedir. “Tanık”, “bilirkişi” ve “keşif”, takdiri deliler olarak kabul edilmektedir.
Delil Tespiti
Delil tespiti, ileride açılacak veya açılmış bir dava ile ilgili delillerin, zamanından önce toplanıp emniyet altına alınmasıdır.
İdari Yargılama Usulünde Deliller
Bilirkişi İncelemesi
Bilirkişi, “bir davada çözümü hâkim tarafından bilinmeyen özel ve teknik bilgiyi gerektiren h âllerde oy ve görüşüne başvurulan uzman üçüncü kişi veya kişiler” şeklinde tanımlanabilir. Ancak “çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde” bilirkişi incelemesine başvurulabilir.
Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.
Keşif Delili
Hâkimin, dava konusu şeyi inceleyerek onun hakkında bütün duyularıyla bilgi edinmesine,” kişiler veya nesneler üzerinde doğrudan ve duyu organlarına dayanarak bilgi sahibi olmasına” keşif denir. Keşif, takdiri bir delildir ve hâkim keşfin sonucu ile mutlak bağlı değildir. Ancak, keşfin aksine karar verebilmek için bunun gerekçesinin ortaya konması gerekir.
Belge Delili
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları belge delilidir.
Tanık Delili
Tanıklık, davanın tarafları dışındaki kişilerin, dava ile ilgili bir olay hakkında, edinmiş oldukları bilgiyi mahkemeye bildirmeleridir.
Kesin Hüküm Delili
Kanunda öngörülen kurallara uygun verilip kesinleşen mahkeme kararlarına “kesin hüküm (muhkem kaziye)” denir. Kesin hüküm (mahkeme ilamları), açılacak başka bir davada, kesin delil niteliğindedir.
Yemin ve İkrar Delili
Yemin, taraflardan birinin bir vakıanın doğru olup olmadığı hakkında namusu, şerefi ve kutsal saydığı bütün inanç ve değerleri ile teyit ederek beyanda bulunmasıdır.
İkrar, taraflardan birinin, diğer tarafın ileri sürdüğü bir vakıanın doğru olduğunu bildirmesidir.
Davanın Konusuz Kalması
Bazı h âllerde dava devam ederken, çeşitli gelişmeler ve nedenlerle davanın konusu ortadan kalkabilir. Davanın konusuz kalması h âlinde yargılamanın devamında hukuk ibir yarar ve etkinin oluşmayacağı anlaşılabilir. Bu h âlde mahkeme “dava hakkında bir karar verilmesine yer (mahal) olmadığına” karar verir.
Davanın Açılmamış Sayılması
Herhangi bir sebeple harcı veya posta ücreti verilmeden veya eksik verilerek dava açılmış ise, eksikliklerin giderilmesi için, davacıya 30 günlük bir süre verilir. Bu süre içinde eksiklikler tamamlanmaz ise, bir 30 günlük süre daha verilir. Bu süre içinde de eksiklikler tamamlanmaz ise, davanın “açılmamış sayılmasına” karar verilir.
Hüküm
Davayı esastan çözümleyen, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdiren, istem hakkında bir çözüm sunan nihai kararlara hüküm denir.