Kamu Hizmeti
İdarenin faaliyetlerinin en geniş kapsamlı olanı kamu hizmetidir. Hatta idarenin diğer faaliyetlerinin de bir tür kamu hizmeti olduğu kabul edilebilir.
Kamu hizmeti; siyasal organlar tarafından kamuya yararlı olarak kabul edilen, bir kamu kuruluşunun kendisi ya da yakın denetimi ve gözetimi altında özel kesim tarafından yürütülen faaliyetlerdir .
Bir faaliyet ilk kez ve doğrudan kamu hizmeti olarak görülmeye başlanabilir. Kamu hizmetlerinin kurulması belli bir örgütün de kurulmasını gerektirdiği için yasama organı kamu hizmetlerinin kurulmasında asli yetkilidir.
Kamu hizmetlerinin kurulmasında asli yetkili olduğu için kamu hizmetinin kaldırılmasında da asli yetkili yasama organıdır.
Kamu hizmetine egemen olan ilkeler; süreklilik ve düzenlilik, değişkenlik, nesnellik ve eşitlik ve bedelsizliktir.
Süreklilik ve düzenlilik ilkesi; kamu hizmetlerinin yürütülmesinde kamu yararı bulunmasına ilişkindir. Kamu hizmetlerinin görülmesi ile kamu yararı sağlandığı için bu hizmetlerin kesintisiz ve düzenli bir biçimde yürütülmesi gereklidir.
Değişkenlik veya uyarlama ilkesi; kamu hizmetlerinin değişen ve gelişen şartlara, teknik verilere, yeni yöntemlere uydurulmasıdır.
Nesnellik ve eşitlik ilkesi; İdarenin kamu hizmetlerinin yürütülmesinde objektif davranması ve tarafsız olmasıdır.
Bedelsizlik; kamu hizmetlerinin parasız olarak yürütülmesidir .
Kamu hizmetleri tekelli veya tekelsiz olmasına, yürütüldükleri alana, bireylerin yararlanma biçimine ve konularına göre türlere ayrılmaktadır. Şayet ilgili faaliyetin yürütülmesi özel kesime tamamen yasaklanmış ise tekelli bir kamu hizmeti söz konusudur.
Kamu hizmetleri yürütüldükleri alana göre millî kamu hizmetleri ve mahalli kamu hizmetleri olarak ayrılır.
Kamu hizmetleri konularına göre idari kamu hizmetleri, iktisadi kamu hizmetleri, sosyal kamu hizmetleri ve bilimsel teknik kültürel kamu hizmetleri olarak ayrılır.
Kamu hizmetinin görülme ususlleri şunlardır:
Emanet usulü; kamu hizmetlerinin doğrudan doğruya devlet ya da diğer kamu tüzel kişileri tarafından, kendi örgütleri ve kendi araç gereci ve personeli ile yürütülmesidir.
Müşterek emanet usulü; idare tarafından kurulan bir kamu hizmetinin özel kesime gördürülmesidir.
İltizam usulü; idare tarafından kurulan bir kamu hizmetinin önceden belirlen bir götürü ya da orantılı bir bedel karşılığında özel kesime gördürülmesidir. İltizam usulünün uygulanması, Osmanlı Devleti’nin merkezî gücünün zayıflamaya başladığı yıllarda geniş bir uygulama alanı bulmuştur.
İmtiyaz usulü; idarenin bir özel kişi ile yaptığı sözleşme uyarınca, belli bir kamu hizmetinin, masrafları, kar ve zararları özel kişiye ait olmak üzere, özel bir kişice kurulması ve/veya işletilmesi usulüdür. Bu usulde idare imtiyaz veren, hizmeti gören özel kişi ise imtiyaz sahibi ya da imtiyazcıdır.
Ruhsat usulü: Tekelsiz kamu hizmetlerinin yürütülmesi bakımından özel hukuk kişilerinin faaliyette bulunması için imtiyaz verilmemiş, idarenin bizzat yürüttüğü ya da yürütebileceği bazı kamu hizmetlerini idare yanında özel hukuk kişisinin de yürütmesine izin vermesine, ruhsat usulü denir.
Yap-işlet-devret usulü: Yap-işlet-devret sözleşmelerinde, özel hukuk kişisi ile idare arasında imzalanan sözleşme gereğince, özel hukuk kişisi bir kamu hizmetini kuracak, kendi kar ve zararına işletecek ve nihayet sözleşme süresi sonunda idareye devredecektir.