İdare Kavramı ve İdare Hukuku
Organik anlamda idare, yasama ve yargı organları ile yürütme organının Cumhurbaşkanı'nın altında örgütlenmiş idare mekanizmasını ifade eder.
Fonksiyonel anlamda idare, hangi organ tarafından yapılırsa yapılsın idari faaliyet olarak değerlendirilen işlevleri ifade eder.
Yasama organı; yasama işlemleri, özel hukuk işlemleri ve idari işlemler yapar. Yargı organı; yargı işlemleri, özel hukuk işlemleri ve idari işlemler yapar. İdare, özel hukuk işlemleri ve idari işlemler yapabilir.
Yasama organı, tek bir organ olan Türkiye Büyük Meclisi'nden oluşur. Yasa yapmak bakımından başka bir organ görevli ve yetkili değildir.
Yargı organı, Anayasamıza göre bağımsız ve tarafsız mahkemelerden oluşur. Bu nedenle yargı birbirinden bağımsız bir organlar topluluğudur.
Yürütme organı, Cumhurbaşkanı'ndan oluşur. Bu nedenle, yürütme faaliyeti tek bir organ ve kişi tarafından yerine getirilir. Yürütme organı daha önceden iki başlı bir yapıya sahipti. Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu biçimindeki yapı Anayasa değişikliği ile ortadan kaldırılmış ve yürütme konusunda tek yetkili olarak Cumhurbaşkanı görevlendirilmiş ve yetkilendirilmiştir.
İdare hukuku temel olarak, yürütme organının yaptığı faaliyetler ile yargı ve yasama organın idari nitelikteki işlemleri ile ilgilidir.
Ülke içerisindeki en büyük kamu tüzel kişisi devlettir. Devlet dışında, bazı kamusal faaliyetleri yürütmek üzere, kanunla ya da kanunun açıkça verdiği yetkiyle kamu tüzel kişileri kurulabilir.
Anayasa'da idare hukukuna ilişkin temel ilkeler yer alır. İdarenin, kuruluşunun ve bütün işlem ve eylemlerinin kanuna uygun olması gerektiğini belirten, kanuni idare ilkesi bunlardan biridir.
İdare hukuku genç bir hukuk dalıdır. İdare hukuku tedvin (kodifiye) edilmemiş bir hukuk dalıdır. İdare hukuku içtihatlara dayanan bir hukuk dalıdır. İdare hukukuna egemen olan düşünce kamu yararıdır.
Anayasa'da idarenin merkezden yönetim ve yerinden yönetim ilkelerine göre yürütüleceği belirlenmiştir. İdarenin bütünlüğünü sağlamak için aynı tüzel kişi içerisinde doğal bir yetki olan hiyerarşi, devlet ve farklı kamu tüzel kişileri arasında bütünlüğü sağlamak bakımından mutlaka kanunda veya Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde gösterilmesi gereken, istisnai bir yetki olan idari vesayet yetkisi kullanılır.
Günümüz modern devleti, hukuk devleti ilkesine dayanır. Hukuk devleti, konulan kurallar ile yalnız yurttaşların değil, kural koyma gücüne sahip olan devletin de bütün organ ve yetkililerinin hukuk kurallarına bağlı olması temeline dayanır.
Anayasa'da yer alan sosyal devlet ilkesi ve laiklik ilkesi de idarenin ve idare hukukunun temel ilkeleri arasında yer alır.
İdarenin bütünlüğünü sağlamaya yönelik en temel iki ilke hiyerarşi ve idari vesayet ilkesidir.
Hiyerarşi ilişkisi aynı kamu tüzel kişisi içinde yukarıdan aşağıya bir kademelenme yaratır. Bu durumda hiyerarşi yalnız merkezî idarenin kendi içindeki işleyişe ilişkin değil, aynı zamanda her bir kamu tüzel kişisinin kendi içindeki üstün asta emretme ilişkisini açıklar. Amir emreder, memur yerine getirir. Hiyerarşi yetkisi doğal bir yetkidir ve kanunda ayrıca belirtilmesine gerek yoktur.
İdari vesayet yetkisi kural olarak, devlet ile diğer kamu tüzel kişileri arasındaki kanunla tanımlanmış istisnai ve sınırlı bir denetleme yetkisidir. Ancak günümüzde iki farklı kamu tüzel kişisi arasında idari vesayet ilişkisi olabileceği de kabul edilmektedir.