Özel Hukuk Alanında Haklar
Hak, hukuk düzeni tarafından kişiye tanınmış olup yine hukuk düzeni tarafından korunan bir müessesedir. Haklar, kamu hukukundan ve özel hukuktan doğmalarına göre ikiye ayrılırlar. Kamu hakları, devlet tarafından halka tanınan ve kamusal özgürlükleri içeren yetkilerdir. Bu hakların söz konusu olabilmesi için devlet ve vatandaş olmalıdır. Özel haklar da ise, taraflar arasında herhangi bir derece farkı bulunmaz.
Özel haklar, özelliklerine göre değişik kategoriye ayrılırlar. Bunlar; konularına, niteliklerine, bağımlılıklarına, kullanılmasının etkisine ve nihayet devredilebilmelerine göre çeşitli kategorilere ayrılırlar.
Hakların konularına göre ayrımında, malvarlığı ve kişilik üzerinde kurulan haklar söz konusu olur. Malvarlığı hakları, kişinin para ile ölçülebilen malvarlığı değerleri üzerinde kurulan haklardır. Örneğin, mülkiyet hakkı, alacak hakkı, malvarlığı haklarındandır. Kişilik hakları ise, kişinin para ile ölçülemeyen haklarıdır. Bu haklar kişinin ölümü ile sona erer. Mirasçılara geçmezler. Örneğin, kişinin şeref ve haysiyeti vb.
Hakların, bağımlı olup olmamaları ise, onların herhangi bir hakka tabi olup olamamalarına göre yapılan bir ayrımdır. Bağımsız haklar, herhangi bir hakka tabi olmayan kendiliğinden var olan haklardır. Bu haklara sahipleri doğrudan sahiptirler. Bağımlı haklar ise, var olabilmeleri, bir başka hakka tabi olan haklardır. Tabi olunan hak olmadan bu kategorideki haklar da olmazlar. Örneğin, sözleşmeden doğan faiz alacağında olduğu gibi.
Aynı şekilde özel haklar, mutlak ve nispi haklar olarak ikiye ayrılırlar. Mutlak haklar sahibine en geniş yetkiyi veren haklardır. Mallar ve kişiler üzerinde kurulabilen haklardır. Mallar üzerinde kurulunca sahibine kullanma, yararlanma ve tasarruf edebilme hakkı verir. Kişiler üzerinde kurulan mutlak haklarda ise, kişinin kendi şahsı üzerindeki haklar, kişinin maddi ve manevi varlığı, vücudu sağlığı, sesi, görüntüsü, şerefi, özel hayatı gibi varlıkları üzerindeki haklarıdır. Kişinin üçüncü bir şahıs üzerindeki hakları ise, uygulamada istisnai olarak yer almaktadırlar. Bunlar, velayet ve vesayet haklarıdır.
Nispi haklar, borç ilişkilerinden doğar. Bu haklar sahibine karşısındakinden belirli davranışlarda bulunmasını isteyebilme hakkı verir. Bu davranış biçimleri, bir şeyin yapılması, yapılmaması ve verilmesinden oluşur. Nispi haklar, herkese değil sadece ilişki içerisinde bulunulan borcu şahsa ileri sürülebilir.
Haklar, kullanılmalarının etkilerine göre, yenilik doğuran ve yenilik doğurmayan haklar olarak ikiye ayrılırlar. Kanunda özel olarak düzenlenen bazı haklar, karşı tarafın hukuki alanına ulaşır ulaşmaz hüküm ve sonuç doğuran haklardır.
Bu haklar, tek taraflı kullanılır, şarta bağlanmazlar ve kullanıldıktan sonra bir daha kendilerinden dönülemezler. Kullanıldıklarında herhangi bir yenilik doğurmayan haklar da herhangi bir yenilik söz konusu olmaz. Bu haklara en güzel örnek velayet hakkıdır. Bu hakkın içeriğine sadece ana-babanın bakım ve çocuğu terbiye hakkı dâhildir.
Haklar, başkalarına geçebilmelerine göre, devredilebilen ve devredilemeyen haklar olarak ikiye ayrılırlar. Devredilebilen haklar, başkalarına devredilebilen miras yolu ile geçebilen haklardır. Özel hakların büyük bir bölümü devredilebilen haklara dâhildir. Örneğin, mülkiyet.
Devredilemeyen haklar ise, kişinin sadece kendisinin kullanabildiği üçüncü şahıslara devredilemeyen haklardır. İntifa ve sükna hakları bu tür haklardandır. Bu haklar kişiye özel kurulurlar. Kişi öldüğünde de kendiliğinden sona ererler.
Haklar, aslen, devren ve tesisen kazanılır. Aslen kazanmada kişi ilk kez hak sahibi olur, devren kazanmada iki kişiden biri hakkı kazanırken diğeri kaybeder. Tesisen kazanmada ise, hak herhangi bir şekilde kişiden kişiye geçmez. Ancak, hak sahibi hak kendinde iken başkası lehine ayrıca bir hak kurabilir.
Hakların kaybı ise, kendiliğinden olabileceği gibi hukuki bir olay, hukuki bir işlem sonucu gerçekleşebilir. Hatta zamanın geçişi de hakların sona ermesinin birer sebebidir. Zamanın işlemesi, kişinin hukuki statüsünü değiştirebileceği gibi, alacak haklarının da ileri sürülebilmesini ve dava edilebilme haklarını ortadan kaldırır.