Hukuk Kurallarının Uygulanmasının Sınırları

Bir hukuk kuralı, dünya üzerindeki her yerde, tüm zamanlar boyunca ve herkese uygulanmaz. Hukuk kurallarının uygulanmasının, mekân, zaman ve kişi bakımından sınırları vardır. Bu nedenle ancak belli coğrafi sınırlar içerisinde, belli bir zaman diliminde ve belli kişilere uygulanır.

Hukuk kurallarının yer bakımından uygulanmasına ilişkin olarak hukuki uyuşmazlığı yargılama yetkisine sahip olan devletin belirlenmesinde mülkilik, şahsilik, koruma ve evrensellik olmak üzere başlıca dört ilke vardır.

Hukuk kurallarının yer bakımından uygulanmasının ikinci boyutunu, bir hukuki uyuşmazlığı yargılayan mahkemenin, söz konusu uyuşmazlığın çözümünde hangi ülkenin hukuk kurallarının uygulanacağının belirlenmesi oluşturur.

Hukuk kurallarının uygulaması belli bir coğrafi alanla sınırlı olduğu gibi, belli bir zamanla da sınırlıdır. Hukuk kuralları usulüne uygun olarak yürürlüğe girdikten sonra ilanihaye yürürlükte kalmaz, belli bir süre sonra yürürlükten kalkar. Hukuk kurallarının zaman bakımından uygulanması bakımından ana kural, bir hukuk kuralının yürürlüğe girdikten sonra, yürürlükten kalkana kadar kapsamına giren olaylara uygulanmasıdır.

Gerçekleşen bir olaya o ülkedeki zaman bakımından önceki ve sonraki kurallardan hangisinin uygulanacağı ya da bir hukuk kuralının yürürlüğe girmeden önce veya yürürlükten kalktıktan sonra gerçekleşen olaylara uygulanıp uygulanamayacağı gibi sorunlar, hukuk kurallarının zaman bakımından uygulanması probleminin içeriğini oluşturur.

Hukuk kurallarının zaman bakımından uygulanması sorunu, hukuk kuralının ne zaman yürürlüğe girdiği, ne zaman yürürlükten kalktığı ve hukuki uyuşmazlığa hangi hukuk kuralının uygulanacağı gibi üç ayrı konuyu kapsar.

Hukuk kurallarının zaman bakımından uygulanması konusunda ise derhâl uygulama, geçmişe yürüme ve ileriye yürüme olmak üzere üç ilke bulunmaktadır.

Derhâl uygulama ilkesi, bir hukuk kuralının, yürürlükte bulunduğu süre içinde, yürürlüğe girdiği tarihten yürürlükten kalkacağı tarihe kadar kapsamına giren tüm olaylara uygulanmasıdır.

Bir hukuk kuralının geçmişe yürümesi, yürürlüğe girmesinden önce gerçekleşmiş işlem ve/veya eylemlere uygulanmasını ifade eder. Dolayısıyla geçmişe yürüme ilkesi hukuk kurallarının yürürlüğe girerek geçerlilik kazanmasından önceki olaylara uygulanmasına imkân veren, böylece uygulama alanını geçmişe doğru genişleten bir ilkedir.

İleriye yürüme, bir hukuk kuralının yürürlükten kalktıktan sonra da uygulanabilmesini ifade eder. Dolayısıyla bu ilke, bir hukuki uyuşmazlığın, çözümünden önce yürürlükten kalkarak hukuki geçerliliğini yitirmiş olan bir hukuk kuralının uygulanması suretiyle çözümlenmesine imkân verir.

Hukuk kuralları, eşitlik ve mülkilik ilkelerinin bir sonucu olarak ülkede bulunan herkese uygulanır. Ancak bu duruma bazı istisnalar getirilmiştir. Bunlardan en önemlileri; Cumhurbaşkanının sorumsuzluğu, milletvekili sorumsuzluğu, milletvekili dokunulmazlığı ve diplomat kişilere yönelik bağışıklık öngören kurallardır.

Cumhurbaşkanı’nın işleyebileceği suçlar, şahsi suçlar ve görev suçları olmak üzere ikiye ayrılır. Cumhurbaşkanı’nın gerek şahsi gerek görev suçlarından sorumluluğu Anayasa m.105'de düzenlenmiştir.

Anayasa m.83'de düzenlenmiş olan milletvekili dokunulmazlığı, milletvekiline işlediği iddia edilen suçlardan yargılanması konusunda görev süresiyle sınırlı, geçici bir bağışıklık sağlar.