İdari Yargı, Anayasa Yargısı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
Yargı yolları, uyuşmazlığın niteliğine ve taraflarına göre yapılacak yargılamanın özelliklerini ve kurallarının gösterildiği, bu yönüyle diğer yargı yollarından farklı esasların hâkim olduğu yargılama sitemini ifade etmektedir.
İdari yargı yolu ise, devlet ile kişiler arasında devletin kamu hizmeti görmesi dolayısıyla ortaya çıkan uyuşmazlıkların görüldüğü yargılama faaliyetini ifade etmektedir. İdari yargı faaliyeti, kendi içinde devletin vergi alacaklarının tahsiline ilişkin uyuşmazlıkları konu edinen vergi mahkemeleri ile idarenin kamu hukukuna ait eylem ve işlemlerinden kaynaklı taleplerin incelendiği idare mahkemeleri olmak üzere ilk derece mahkemeleri tarafından yerine getirilir. İdari yargı alanındaki yüksek mahkeme, Danıştay'dır.
Danıştay, ilk defa 1868 yılında Şurayı Devlet adıyla Fransa örnek alınarak kurulmuş, hem istişari bir kuruluş hem de bir yüksek mahkemedir. Mevcut durumu ise 1982 tarihli 2575 sayılı Danıştay Kanunu ile düzenlenmiştir.
Danıştay’ın bir adet idari dairesi, idari işler kurulu, Danıştay Genel Kurulu, Yüksek Disiplin Kurulu, Disiplin Kurulu, Başkanlık kurulu, bulunmakta olup; bu birimler idari niteliktedir. Danıştay’ın yargısal karar organları ise, dava daireleri, İdari Dava Daireleri Kurulu,Vergi Dava Daireleri Kurulu ve İçtihadı Birleştirme Kurulu’dur.
Danıştay'ın yürütmeyle ilgili işleri Cumhurbaşkanlığı aracılığı ile yürütülür. Danıştay’ın idari görevi, kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri hakkında düşüncesini bildirmektir.
Anayasa yargısı ise Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan yargısal işlemleri ifade etmektedir. Bu kapsamda Anayasa Mahkemesi'nin siyasi parti denetimi yapması, kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin Anayasa'ya aykırılığını incelemesi, yüce divan sıfatıyla yargılama yapması ve de Türkiye'nin imzaladığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokollerindeki ve Anayasa'daki hak ihlallerinin kamu gücü tarafından gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin yapılan bireysel başvular hakkında karar vermesi zikredilebilir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ise uluslar üstü bir mahkeme olmanın yanı sıra insan hakları bakımından en önemli kuruluşlardan birisi olup; kararlarının Türk Hukuku bakımından yargılamanın yenilenmesi sebebi sayılması bakımından iç hukukumuzda da yeri olan bir kurumdur.
Sözleşme 4 Kasım 1950 tarihinde Roma’da imzalanmış ve on devlet tarafından iç hukukta onaylanıp onay belgelerinin Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği'ne tevdi edilmesinin ardından 3 Eylül 1953 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ülkemiz AİHS’ı 4 Kasım 1950 tarihinde, Ek Protokol’ü de (1 No’lu Protokol) 20 Mart 1952 tarihinde imzalamış, her iki metni de 10 Mart 1954 tarih ve 6366 sayılı İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Koruma Sözleşmesi ve Buna Ek Protokolün Tasdiki Hakkında Kanun ile onaylamıştır.
AİHM 1959 yılında üyeleri seçilerek faaliyete başlamıştır. Türkiye ise Türk vatandaşlarının bireysel başvuru hakkını, 28 Ocak 1987’de; AİHM’nin yargılama yetkisini de 25 Eylül 1989 tarihinde tanımıştır.
AİHM, AİHS’ye taraf ülke sayısı kadar hâkimden oluşmaktadır. Hâkimler sözleşmeci devletlerin önerecekleri üç kişi arasından Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından oy çokluğuyla seçilir. AİHM’nin idari ve yargısal bölümleri vardır.