Hukukta Yaptırım
Yaptırım, en kısa tanımıyla hukuk kurallarına uyulmamasına bağlanan tepkidir.
Yaptırım, hukuk kurallarında ceza hukuku alanında hapis, adli para cezası, güvenlik tedbirleri şeklinde; idare hukuku alanında idari yaptırım, disiplin cezası şeklinde; özel hukukta ise tazminat sorumluluğu şeklinde kendisini göstermektedir.
Ceza hukukundaki yaptırımları, ceza kanunları veya özel ceza kanunlarındaki ilgili hükümler ile tayin olunmuş, kanunda unsurları belirtilmiş, hukuka aykırı ve kusurlu hareket olarak tanımlanan “suç” kavramı karşısında hukuk düzenin öngördüğü, yargısal bir kararla bazı yoksunluklara tabi kılan yaptırım olarak da tanımlamak mümkündür.
Ceza hukukunda yaptırımlar, genel olarak cezalar ve güvenlik tedbirleri olarak iki kısma ayrılır. Cezalar ise hapis cezaları ve adli para cezası olarak iki kısma ayrılır. Güvenlik tedbirleri ise tehlikeli durumları bulunan kişilere özgü olarak uygulanan ama kanunda ceza olmadığı açıkça belirlenen tedbirlerdir. Yürütülen soruşturma ve kovuşturma aşamasında hapis cezasına mahkûmiyete engel olan kurumlar, Ceza Muhakemeleri Kanunu’ndaki sıralama göz önüne alındığında, aşağıdaki şekilde sıralanabilir: Uzlaşma, kamu davasının açılmasının ertelenmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, adli para cezasına hükmetme, seçenek yaptırımlara hükmetme ve önödeme. Kişinin mahkûm olduğu hapis cezasının infazı aşamasında uygulanma kabiliyeti olan kurumlar ise; hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve özel infaz şekilleridir.
Hapis cezaları; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, müebbet hapis cezası, süreli hapis cezası olarak ayrılır. Bir yıl ve daha az süreli hapis cezasına "kısa süreli hapis cezası" denir.Güvenlik tedbirlerinin türleri şunlardır; belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma, müsadere, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri, mükerrirlere (daha önce işlemiş olduğu suçu tekrar işleyen) ve özel tehlikeli suçlulara özgü güvenlik tedbirleri, sınır dışı edilme. Adli para cezası ise, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yedi yüz otuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı takdir edilen para tutarı ile çarpılması suretiyle hesaplanır.
İdare hukuku yaptırımları, cezai yaptırımlardan farklı olarak yargısal kuruluşlar yani mahkemeler aracılığı ile değil, idari birimlerce tesis edilmektedir. Bu nedenle idari yaptırımlar, idari işlem niteliğindedir ve yargısal denetimleri mahkemeler yoluyla yapılır. İdari yaptırımların amacı, idarenin kendi iç işleyişine yönelik olarak konulmuş olan kuralların uygulanabilirliğini sağlamaktır. İdarenin doğrudan yaptırım uygulama yetkisi, para cezası, faaliyetin durdurulması, yıkım kararı, avukatın barodan kaydının silinmesi, trafik kurallarının ihlal eden şoförün sürücü̈belgesinin geri alınması, kopya çeken bir öğrenciye okuldan uzaklaştırma cezası verilmesi, görevine geç gelen bir memura aylıktan kesme cezası verilmesi gibi çok farklı nedenlerle ve biçimlerle ortaya çıkar. Fakat ortak özellik, idarenin kendi iç düzenini sağlayabilmek için kendince yaptırım olarak değerlendirdiği sonuçları muhatabının üzerinde tesis etmesidir.
Özel hukuk kurallarına aykırılık, tazminat, butlan, yokluk, iptal gibi sonuçlara tabidir.Tazminat, özel hukukta “zarar”ın karşılığı olarak ödenen maddi tutarı ifade etmektedir. Tazminat şekilleri, maddi veya manevi tazminat, suretinde ortaya çıkabilir. Maddi tazminat, zarar gören kimsenin malvarlığında kendi isteği dışında meydana gelen azalmanın, zarar veren kişi tarafından aynen veya nakden tazmin edilmesi yoludur. Aynen tazmin bir kişinin bir başkasına ne zarar verdi ise aynısını yerine koyması demektir.