Sosyoloji ve Hukuk

İnsanlar toplum içinde yaşayan sosyal varlıklardır. Toplum hâlinde yaşamak insan için zorunlu, kaçınılmaz ve onun doğasıyla ilgili bir özelliktir. İnsanların sosyal varlık olduğu; yani diğer insanlarla ilişki kurarak bir arada bulunması birçok filozof ve sosyoloğun paylaştığı temel bir fikirdir.

Sosyal yaşamı incelemeye odaklanan sosyoloji, günümüzde güçlü teorik gelenek yanında, sosyal gerçekliklere ilişkin açıklamalarında nesnel dayanaklarını edindiği metodolojik yönelimlere de sahiptir.

Sosyolojik bilgi, toplumların farklı şekillerde yapılandırıldığını, değişim ve dönüşümün insan yaşamının bir parçası olduğunu göstermektedir.

Toplum, kurallardan oluşan bir sosyal sistem olarak kabul edilmektedir. Kuralların varlığı, toplumda düzen ve devamlılığı sağlamaktadır. Bireylerin birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen ve birbirlerine karşı hak ve ödevlerini belirleyen kurallara “norm” denilmektedir.

İnsanların yerine getirmek zorunda oldukları ödevleri ve kullanacakları yetkileri belirten ve önemli bir toplumsal güç olan, sosyal düzeni sağlayan kuralları; örf ve âdetler, din kuralları, ahlak kuralları, görgü kuralları ve hukuk kuralları olarak sınıflandırmak mümkündür.

Örf ve âdetler yazılı olmayan, toplumsal ilişkilere göre şekillenen ve insanların toplu olarak yaşamaya başlamasıyla birlikte tekrarlanan davranışların ortaya çıkardığı kurallardır.

Din kuralları büyük ve üstün, insanın karşı koyamayacağı ilahi bir varlık tarafından emredildiği kabul olunan, insanlara belli davranışları yapmalarını öğütleyen, belli davranışlardan da uzak durmasını sağlayan kural ve inançlardan oluşmuş bir olgudur.

Ahlak kuralları sosyal hayatta kişilerin birbirleriyle olan ilişkilerini düzenleyen kurallardır. Bir toplumda yapılması gereken iyilikler ile yapılmaması gereken kötülükler ahlakın içeriğini oluşturur.

Görgü (muaşeret) kuralları, din ve ahlak kuralları gibi sosyal ilişkileri düzenlemekte olan kurallardır.

Hukuk kuralları toplumun düzenini koruyan, bireylerin toplumla, birbirleriyle ve devletle ilişkilerini, haklarını, yükümlülüklerini, ödevlerini düzenleyen ve uyulması kamu gücüyle sağlanan kurallardır.

Toplumda her birey belirli hak ve özgürlüklere sahip olsa da bu hak ve özgürlükler toplumsal yaşamı düzenleyen kurallarla sınırlı olmaktadır. Toplumsal kuralların amacı toplumsal yaşam içerisinde bireylerin işlerini kolaylaştırmak; mutlu, huzurlu ve güvenli bir yaşam sürdürmelerini sağlamaktır.

Toplumun birliği ve düzeni hukuk kuralları ile sağlanır. Sosyolojinin hukukla ilişkisinden doğan hukuk, sosyal düzenin sağlanması için sosyal yaşamdaki temel gereksinimlere vurgu yapar.

Hukuk, sosyal kurumların en önemlilerindendir. Hukuk kuralları toplumun düzenini koruyan, bireylerin toplumla, birbirleriyle ve devletle ilişkilerini, haklarını, yükümlülüklerini, ödevlerini düzenleyen ve uyulması kamu gücüyle sağlanan kurallardır.

Toplumun düzeni, güvenliği hukuk kuralları ile sağlanır. Ülkenin siyasal sosyal ve ekonomik yapısı hukuk kurallarıyla şekillenir. Hukuk kurallarının sağladığı düzen toplumda barış, güven, eşitlik ve özgürlük sağlar.

Toplum açısından önemli bulunan, kamusal yanı ağır basan, yetkili kişi ve kişilerce uygulanması bir hak olarak görülen normlar olarak ele alındığında hukukun kökenlerinin MÖ 2500 yıllarına kadar uzandığını kabul edebiliriz.