Davranış Fizyolojisi
Hayvanların davranışlarını ve bu davranışların amaç ve nedenlerini inceleyen bilim dalına “ ETHOLOJİ ” (Davranış Bilimi) denir. Etholoji, çeşitli uyaranlara karşı hayvanların gösterdikleri bireysel ve grup tepkileri ile bireylerin arasındaki sosyal ilişkileri de kapsamına alır. Hayvan davranışlarını inceleyen bilim adamları ise etolog olarak adlandırılır. Etholoji hayvan davranışlarında neyin, neden ve nasıl olduğunu sorar.
Hayvanlardaki temel davranış nedenlerini öğrenmek evcilleştirmeyi sağlayabilmek için. Etholoji araştırmaları, hayvanların bilgi toplama, zekâ, adaptasyon ve haberleşme kabiliyetleri olduğunu gösterdi. Ayrıca, ödül ve ceza sistemlerinin, feromonların, morfolojik karakterlerin ve çevresel koşulların hayvan davranışlarına etkileri hakkında önemli bakış açısı kazandırmıştır.
Evcilleştirme, ürünlerinden ve hizmetlerinden yararlanmak için yabani hayvanların insanlara alıştırılması ve insan kontrolünde yetiştirilmesidir. İnsanların evcilleştirmeye din îsebeplerle,sosyal statüyü yükseltmek için, beslenme ve korunma ihtiyacı gibi çeşitli sebeplerle başladığı düşünülmektedir.
Organizmada fizyolojik sistemler arasındaki etkileşim, uyum ve beraberlik dış ortamdaki değişikliklere karşı iç ortamın homeostatik dengesini sağlar. Merkezi sinir sistemi (MSS), hem dış hem de iç ortamla etkileşim içinde olması nedeniyle hayvan davranışlarının ve fizyolojik fonksiyonların kontrolünde ve organizasyonunda önemli rol oynar. Merkezi sinir sisteminin yönlendirdiği bir diğer süreçte duygulardır. Hayvanlarda, hayatta kalmak için gerekli olan aşırı dikkat, saldırganlık, kaçma ve korku veya sinme gibi duyguların yönlendiricisi Limbik sistem, Amigdala, Hipotalamus ve beyin kökü aracılığıyla ve otonom sinir sisteminin desteği ile davranışları etkiler.
Canlılar dış ortamda meydana gelen değişikliklere ve uyarılara uyum sağlarken sinir sisteminin yanında hormonal -endokrin mekanizmalarda duyusal uyarılara karşı sinir sistemiyle birlikte iç ortamın dengelenmesine katkı sağlar. Tehlikeye karşı Kortizol salınımını sağlayan sistem stress reaksiyonlarına genel adaptasyon mekanizması olarak çalışır. LH ve FSH eşey bezlerinden östrojen ve testosteron salınımını, ovumun ve sperm hücrelerinin olgunlaşmasını ve uterusun fetüs için hazırlanmasını sağlar. Prolaktin süt sekresyonunu ve Oksitosin sütün indirilmesini sağlayarak yavrunun yaşamını garantiler.
Aynı türün bireyleri arasındaki sosyal ilişkileri düzenleyen kimyasal maddelere feromon denir. Feromonlar hormonlardan farklı olarak vücut dışına salgılanırlar ve saldırganlık, korku, sinme gibi negatif ve seksüel davranışlar, işaretleme gibi pozitif davranışları uyarırlar. Feromonlar hayvanların çoğunda burundaki "vemeronazal organ" ya da “ jakobson organı ” sayesinde algılanırlar.
Nöronların tüm sinir sistemine bağlanması, reseptör ve duyu organlarının dizaynı ve hassasiyeti, embriyogenez ve hatta ontojeni genler tarafından düzenlenen süreçlerdir. Spesifik bir proteinin sentezinden, hayvanda gözlemlenebilen bir davranışa kadar uzanan yol uzun ve karmaşıktır. Genlerdeki tek bir mutasyon önemli yapıların gelişimini değiştirerek, hayvan davranışlarını da büyük ölçüde değiştirebilir.
Canlılarda çevresel etkilere karşı oluşan ani ve değişmez tepkilere “refleks” denir. Refleksler canlıların çevresel değişimlere hızlı tepki vermelerini sağlayarak her durumda kendilerini korumalarına ve zarar görmelerine engel olur.
İçgüdüsel davranışlar bir organizma tarafından ebeveynlerinden genetik olarak miras alınan ve sonradan kazanılmayan davranışlardır. Davranışı tecrübe ederek öğrenme şansı olmayan hayvanların türüne özgü davranışı uygun koşullar altında aynen gerçekleştirmesi davranışın içgüdüsel olduğunu gösterir.
Öğrenilen davranışlar çevresel uyarılara karşı bir organizmanın yaşamı boyunca elde ettiği deneyimler ile gelişir. Hayvanlarda ilişkisel ve ilişkisel olmayan öğrenme olmak üzere iki tip öğrenme vardır.
- Organizmanın koşullu uyarıcıya karşı verdiği tepkide azalma olmasına alışkanlık denir.
- Organizmanın şartlı (koşullu) uyarana karşı göstermiş olduğu tepkinin şiddetinin artmasına duyarlılaşma denir.
Doğuştan gelen içgüdüsel refleksi oluşturan uyarıcı yerine başka bir uyarıcının geçmesi ile ortaya çıkan öğrenme biçimine şartlı reflex denir.
Deneme -yanılma yoluyla öğrenme de denilen işlevsel koşullanmada, pekiştirilen davranışlar güçlenir, cezalandırılan davranışlar zayıflar. Davranışın tekrarlanma olasılığını arttıran uyarana pekiştirici, tekrarlanma olasılığını azaltan nahoş ya da acı verici uyaranlara ise ceza denir.
İzleyerek öğrenme, yeni doğmuş ya da yumurtadan yeni çıkmış yavruların annelerini takip ederek geliştirdiği öğrenme biçimidir.
Taklitle - denemeler yoluyla öğrenme, yeni bir davranışın bir türdeşten izleyerek öğrenilmesidir. Hayvanların doğuştan sahip oldukları bir yeteneklerini (kuşlarda ötme) geliştirirken, başkalarının davranışlarını algılayarak aynını yapma eğilimleridir.
Kavrama yolu ile öğrenme, hayvanların karşılaştıkları yeni durumlar karşısında önceki deneyimlerinden yararlanarak sorunları çözmeyi sağladıkları öğrenme biçimidir.
Latent öğrenme, öğrenilen bilgilerin kullanılması için bir motivasyona ihtiyaç duyulan öğrenme biçimidir.