Havalimanında Çevre Yönetimi

Yirminci yüzyılın ikinci yarısından sonra canlı yaşamını tehdit etmeye başlayan çevre kirliliği endüstrinin büyümesi ile oldukça artmıştır. Kirlenmenin baş etkeni olan insanın çevreye verdiği zararları azaltmak için çevre korunmasına yönelik ulusal ve uluslararası mevzuatlar yayınlanmaya başlamıştır. Uluslararası Standartlar Örgütü tarafından yayınlanan bu standartlar ISO 14000 serisi olarak anılmaktadır.

İnsanoğlu gelişen teknolojiyle beraber artık her şeye sahiptir sahip olamayacağı tek şey ise zamandır. Havayolu ulaşımı zamanları her şeyden değerli olan günümüz insanları için alternatifi olmayan bir seçenektir. Bu nedenle hava yolu ile ulaşım her geçen gün artan oranda tercih edilmektedir. Günümüz toplumları artık “zaman” odaklı yaşam biçimine göre yaşayışlarını düzenlenmektedir ve bu bağlamda da havaalanlarının işlevi giderek artmaktadır. Havayolu taşımacılığının her an daha fazla kullanmasıyla sektörel gelişim sürekli hale gelmiş bulunmaktadır. Sosyal, kültürel ve ekonomik katkıda bulunan havaalanları, içerisinde ve bölgesinde sürekli dolaşım halinde olan insan ve araç popülasyonundan dolayı oluşan çevresel etkileri kontrol edilmediği halde oldukça olumsuz etkiler ortaya çıkarabilmektedir. Bütün dünyada hızla yaygınlaşan ve kamunun da fazlaca desteğini alan çevre kalkınma sistemleri ile bu olumsuz etkiler ortadan yok edilmeye çalışılmaktadır.

Havaalanları, yasal zorunluluklar, sorumluluk duygusu ve imaj yükseltme amacıyla çevre programlarına ihtiyaç duymaktadırlar. Çevre yönetim sistemi ile çevresel problemlerin çözümü sağlanmaktadır.

Havaalanı gürültü kontrolü yönetimi programında halihazırda bulunan ve gelecekte ortaya çıkabilecek gürültü kaynakları belirlenmeli, diğer havacılık sistemleri, uygulamaları, komşular ve havayolu işletmelerinin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak gürültünün etkisini en aza indirecek tedbirler alınmalıdır.

Atık suyun tasarrufi tedbirlerle azaltılması, kirlenmiş suyun kirlilik kaynağına bakılarak ayrı olarak depolanması ve arıtılması, yalnızca içme suyu kalitesi olması gereken yerlerde içme suyu kullanılması, zeminlerin nitelikli inşaat malzemelerle topraktan izole edilmesi ve çukurların kapatılması gereklidir.

Kara ulaşımının yapıldığı alanlarda elektrik motorlu araçlar kullanılmalı, hava ulaşımında ise devamlı alçalma operasyonları uygulanarak egzoz emisyonu azaltılmalıdır.

Gürültünün fiziksel sağlık sorunları arasında uyku düzeni bozukluğu, kan basıncı problemi, kalp rahatsızlıkları, hormonal sisteme ve bağışıklık sistemine etkileri, işitme bozukluğu, hamilelerde çocuk gelişimi üzerine etkileri, psikolojik sorunları arasında ise stres, korku, depresyon, kontrol kaybı sayılabilir.

Uçak gürültüsü, hava yollarının ve rotaların göç yollarından geçmesi, hayvanlar için doğal yaşam alanları üzerine havaalanı tesislerinin kurulması, hayvanların beslendiği bitkilerin bünyesinde hava kirliliği ve su kirliliğinden dolayı değişiklikler meydana gelmesi doğal yaşam için olumsuz etkilere sahiptir.

Havaalanlarını çevreye olan etkileri araştırılıp çevre ve gürültü kirliliğine en az zarar gelecek bölgeler tespit edildikten sonra yerleşim yapılması olumsuz etkileri en aza indirecektir.

Atıklar cinslerine göre ayrı renk ve materyaldeki haznelere depolanarak bioogaz, biodizel üretimine yönlendirilerek enerji üretimi sağlanmalı, enerji üretimi sağlanamayan kağıt, plastik, metal gibi atıklar da geri dönüştürülerek tekrar kullanımı sağlanmalıdır.