Halkla İlişkilerin Tarihsel Gelişimi
Sanayi Devrimi Öncesi Halkla İlişkiler
Halkla ilişkilere benzer uygulamaların izlerini çok eski tarihlere ve medeniyetlere kadar sürmek mümkündür. Çiftçilere çeşitli öneriler sunan kil tabletler, Firavun’un başarılarını anlatan Rosetta (Reşit) Taşı, piramit, heykel gibi anıtsal yapılar, Antik Yunan ve Roma Dönemi forumları, çeşitli eğlenceler ve sportif faaliyetler Sanayi Devrimi öncesi halkla ilişkiler benzeri uygulamalardan bazılarıdır.
Sanayi Devrimi Sonrası Halkla İlişkiler
Profesyonel bir uzmanlık alanı olarak halkla ilişkiler, 20. yüzyılın başlarında ABD’de de ortaya çıkmıştır.
ABD’de Halkla İlişkilerin Tarihsel Gelişimi
ABD’de bugün bildiğimiz ve anladığımız şekliyle halkla ilişkiler 1800’lü yılların sonu ile 1900’lü yılların başında ortaya çıkmış ve hızlı bir şekilde gelişmeye başlamıştır. ABD’de halkla ilişkilerin tarihsel gelişimi 6 dönem çerçevesinde incelenebilir:
Yeşerme Çağı (1900-1917): Bu dönem halkla ilişkilerin profesyonelleşmeye başladığı yılları kapsamaktadır. İlk halkla ilişkiler ajansları bu dönemde kurulmuştur. Söz konusu dönemde işletmeler tarafından çok sayıda gazeteci istihdam edilmiştir. Yeşerme Çağı’nın en önde gelen temsilcisi, ilk halkla ilişkiler uzmanı olarak da bilinen Ivy Ledbetter Lee’dir.
Birinci Dünya Savaşı Dönemi (1917-1919): 1917 yılında kurulan Kamuyu Bilgilendirme Komitesi (Creel Komitesi), insanların düşüncelerini belli bir yönde etkilemek ve harekete geçirmek için duyurunun/propagandanın ne denli önemli bir güç olduğunu göstermiştir. Creel Komitesi’nin faaliyetleri özellikle savaş sonrasında halkla ilişkiler alanında etkili olacak birçok kişinin deneyim kazanmasında önemli bir rol üstlenmiştir.
1920’li Yıllar (1919-1929): 1920’li yıllarda halkla ilişkiler, hızla bir uzmanlık alanına dönüşmüş ve örgütlerde kendine özerk bir alan yaratmaya başlamıştır. Bu dönemde birçok halkla ilişkiler ajansı kurulmuş, çok sayıda halkla ilişkiler uzmanı ortaya çıkmıştır. 1920’li yılların en önemli temsilcisi ise halkla ilişkiler kavramının isim babası da sayılan Edward Bernays’tır.
İkinci Dünya Savaşı Dönemi (1930-1945): 1929 Ekonomik Bunalımı halkla ilişkiler açısından yeni fırsatlar yaratmıştır. ABD yönetimi tarafından yürürlüğe sokulan New Deal adlı ekonomik programa ilişkin kamu desteği elde etmek için gazete ve radyo kullanılmış ve bir halkla ilişkiler uzmanından yararlanılmıştır. Ayrıca bu dönemde çeşitli araştırma yöntem ve teknikleri de yoğun olarak kullanılmış ve siyasal kampanya olarak adlandırılan yepyeni bir uzmanlık alanı doğmuştur. Ancak bu dönemde de halkla ilişkiler, yeniden bir propaganda aracı olarak kullanılmıştır.
Savaş Sonrası Patlama Dönemi (1945-1965): Savaş Sonrası Dönem, halkla ilişkilerin kendini göstermesi konusunda yeni fırsatlar doğurmuştur. Özellikle bu dönemde icat edilen televizyon, halkla ilişkilerin gelişimini olumlu yönde etkilemiştir. Halkla ilişkiler alanında çeşitli mesleki kuruluşlar ve eğitim kurumları da ilk kez bu dönemde ortaya çıkmıştır.
Küresel Enformasyon Çağı (1965’den Günümüze): 1960’lı yılların ortalarından itibaren küresel bilgi çağının başlamasıyla birlikte halkla ilişkiler de önemini artırmış ve daha kompleks işlevler üstlenmeye başlamıştır. Özellikle televizyona ek olarak internet ve mobil iletişimin ortaya çıkması halkla ilişkiler için yepyeni fırsatlar yaratmıştır.
Türkiye’de Halkla İlişkilerin Tarihsel Gelişimi
Türkiye’de Cumhuriyet öncesinde halkla ilişkiler uygulamalarına benzer uygulamalara rastlamak mümkündür. Bunlar arasında destanlar, hikâyeler, kitabeler, siyasetnameler ve kurultaylar, halkın şikâyetlerinin dinlenmesi, tebdil-i kıyafet uygulaması, halkla açık Divan toplantıları ve Cuma selamlığı en bilinen araç ve yöntemlerdir.
Türkiye’de bugün bildiğimiz anlamda halkla ilişkilerin ortaya çıması için gerekli ön koşullar 1923’te Cumhuriyet’in ilanı ve Batı tipi bir demokratik sisteme geçişle birlikte başlamıştır. Özellikle 1961 Anayasası, halkla ilişkilerin kamu ve özel sektör kuruluşları içerisinde hızla gelişmesine zemin hazırlamıştır.
Türkiye’de halkla ilişkiler çalışmaları ilk olarak kamu kurumlarında görülmeye başlamıştır. Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Genel Müdürlüğü, Millî Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla Münasebetler Daire Başkanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Koordinasyon Dairesi Temsil Şubesi ilk örneklerdendir. MEHTAP Projesi, İdari Reform Danışma Kurulu ve İdari Danışma Merkezi, Türkiye’de halkla ilişkilerin gelişiminde önemli çabalar olarak görülebilir. Türkiye’de doğrudan toplumun muhatap alındığı ilk halkla ilişkiler kampanyası ise 1964 yılında uygulanan nüfus planlaması kampanyası olmuştur.
Ülkemizde özel sektör kuruluşlarındaki ilk halkla ilişkiler faaliyetleri çok uluslu şirketler öncülüğünde gerçekleşmiştir. Çok uluslu şirketleri örnek alan Türkiye’deki yerli holdingler de yine aynı dönem içerisinde hızlı bir şekilde halkla ilişkiler uygulamaları gerçekleştirmeye başlamışlardır.
Türkiye’de halkla ilişkilerin tam anlamıyla profesyonel bir görünüm kazanması 1980’li yıllardan itibaren söz konusu olmuştur. Bu süreçte küreselleşmenin de etkisiyle halkla ilişkiler hemen her tür kuruluşta kendisine yer edinmeyi başarmış, yeni mesleki örgütlenmeler ve yerli ve yabancı ajansların sayısında hatırı sayılır bir artış gözlenmiş ve uluslararası anlamda ses getiren kampanya örnekleri ortaya çıkmıştır. Özellikle 2000’li yıllardan sonra hem kamu kurumlarında hem de özel sektör kuruluşlarında çok başarılı halkla ilişkiler uygulamaları görülmeye başlanmıştır.
Türkiye’de ilk halkla ilişkiler derneği 1971 yılında Ankara’da Basın ve Halkla İlişkiler Derneği adıyla kurulmuştur. 1972’de İstanbul’da kurulan Halkla İlişkiler Derneği ise 2004 yılında ismini Türkiye Halkla İlişkiler Derneği olarak değiştirmiştir. İlk halkla ilişkiler ajansı ise 1974 yılında İstanbul’da faaliyete başlayan A&B Tanıtım olmuştur. Üniversite düzeyinde halkla ilişkiler eğitimi ilk olarak 1965 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulunda başlamıştır. Sonraki yıllarda halkla ilişkiler eğitimi iletişim fakülteleri bünyesinde verilmeye başlanmıştır.