Hadis

İsnadı dikkate almaksızın sadece yaygınlığı esas alınan anlamında meşhûr/müştehir hadis, belirli ilim dallarındaki şöhretine göre; “hadis âlimleri arasında meşhûr”, “fıkıh âlimleri arasında meşhûr”, “usûl âlimleri arasında meşhûr”, “bütün âlimler arasında meşhûr”, “halk arasında meşhûr” şeklinde kısımlara ayrılarak ifade edilebilir. Ayrıca bunlar, sahîh, hasen, zayıf (za’îf) ve mevzû’ da olabilirler”. Bu ifadeye bakıldığında, müştehir ve meşhur kavramlarının her ikisinin de halk arasında hadis diye yaygınlaşmış haberler için kullanıldığını görmekteyiz. Aslında meşhur, birbirinden farklı dört anlamda kullanılmaktadır. Bunlar sırasıyla şöyle özetlenebilir

Her tabakada, her nesilde en az üç kişinin rivayet etmiş olduğu veya en az üç farklı senedle rivayet edilmiş olan hadis.

İlk dönemlerde bir iki kişi tarafından rivayet edilmiş olduğu hâlde sonraları yayılma imkânı bulmuş ve daha fazla kimse tarafından rivayet edilmiş olan hadis.

Ravilerinin sayısına, senedinin olup olmadığına bakılmaksızın, halk arasında yayılmış olan hadis veya hadis olarak yayılmış söz, haber.

Her tarafta olmasa bile, herhangi bir topluluk arasında yayılmış olan hadis.

Müştehir kavramı , sahihlik ve zayıflık yönlerinden durumu ne olursa olsun, halk arasında yayılmış olan hadis tir. Müştehir hadis sened ve metninin durumuna göre makbul veya merdud olabilir.

Müştehir hadisin bu tanımı ile, yukarıda verilen meşhur hadis tanımlarına dikkatlice bakıldığında, meşhurun 4 farklı anlamından sadece birinin (3. maddede yer alan tanımın) müştehir manasında kullanıldığı görülecektir. Başka bir ifadeyle her müştehir, meşhur kavramı içerisine girer. Ancak her meşhur, müştehir demek değildir. Hâl bu olunca, sıhhati ne olursa olsun halk arasında hadis diye yaygınlaşmış haberler için meşhur değil de “müştehir” kavramını kullanmak daha açıklayıcı ve belirleyici olacaktır. Bu durumda müştehir hadis, meşhur hadis kapsamına girmektedir. Durum bu olunca, şöyle bir genelleme yapılabilir: Her müştehir meşhurdur, ama her meşhur müştehir değildir.

Müştehir hadislerle ilgili olarak birçok eser kaleme alınmıştır. Bunlar içerisinde günümüze en çok hitap edeni, el -Aclûnî'nin "Keşfu'l -Hafâ"sıdır. Yine bu alanda Deylemî’nin “el -Firdevs bi -Me’sûri’l -Hitâb”, Zerkeşî’nin “el - Leâli’l -Mensure”, Sehâvi’nin “el -Mekâsıdu’l -Hasene”, Zurkânî’nin “Muhtasaru’l -Mekâsıdi’l -Hasene” adlı eseri vardır.

Günümüzde Anadolu'da yaygınlık kazanmış olan müştehir hadisler incelendiğinde, bunların sahih ve hasenlerinin olduğu görüldüğü gibi, zayıf ve uydurma/mevzû' olanlarına da rastlanmaktadır. Hatta bazı uydurma haberlerin, geçmiş eserlerde de geçtiğini görmekteyiz. Bazıları ise, âyetlerden, atasözlerinden vs. karışmış görünmektedir. Bunun yanında hiçbir kaynakta herhangi bir aslına rastlanamayan mahallî uydurmaların da hadis olarak şöhret bulduğu gözlemlenmektedir. Aşağıdaki rivayetler müştehir hadislere dair örneklerden birkaçıdır;

  • Ameller, niyetlere göredir.
  • Cennet anaların ayakları altındadır.
  • İçki bütün kötülüklerin anasıdır.
  • Temizlik, îmanın yarısıdır.
  • Alimin uykusu ibadettir.
  • Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışınız.
  • İlim Çin’de de olsa alınız.
  • Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz.
  • Yiyiniz içiniz, fakat israf etmeyiniz.
  • İki bayram arasında düğün yapılmaz.