Metin Tenkidi
Metin tenkidinin ilk örneklerini Kur’an bizlere sunmaktadır. Fasığın getirdiği haberi teyit etmemizi, tam tespit etmeden bir haberin ardına takılmamamızı istemektedir. Hz. Âişe'ye isnat edilen iftiranın akledilip asılsız olduğunun düşünülmemesini kınamaktadır. Kendisinin de rabbin katından geldiğini, Allah'ın alemlerin sahibi olduğunu delillerle ortaya koymakta, düşünmeksizin beni tasdik edin dememektedir. Tefekkürü emreden ayetlerle muhakeme etmemizi beklemekte, kainattan sürekli deliller getirerek rabbin ulûhiyetini ispat etmektedir. Adeta tetkik etmeden ve düşünmeden iman edilmesini istememekte, düşünen insana yakışanın bu olduğunu ortaya koymaktadır. Allah her iki cihetten, gerek kendisinin varlığı ve gerekse diğer hususlarda ikram ettiği mazhariyetlerin kullar tarafından kullanılmasını beklemektedir. Yakînin oluşmasını, ondan sonra tasdik edilmesini murat etmektedir. Aynı durum hadislerde de kendisini gösterir. Vahiy katipleriyle ayetleri en sağlıklı şekilde yazdırarak bilginin sağlam kaydedilmesinin ilk örneklerini sunan Hz. Peygamber, gerektiğinde haberciye yemin verdirerek havadisin kabulünde titiz davranan ilk insan hüviyetini de kazanıyordu. Bunun yanında, oluşturmayı başardığı temiz toplumun, hem kendi döneminde hem de daha sonra hadisleri şaibeden koruması yine onun başarısıdır.
Kur’an ve sevgili rasûllerinin çizdiği yoldan yürüme sevdalısı olan ashab ise metin tenkidinin en güzel örneklerini bizlere sundular. Kur’an, hadis/sünnet, akıl ve tarihi bilgi eksenindeki bu tenkitler, sahabenin önde gelenlerinin araştırıcı, tenkitçi yaklaşımlarını bizlere takdim eden en güzel misaller olmak yanında, takip edeceğimiz yolu aydınlatan meşalelerdir. Onların uygulamaları o dönemdeki fikir hürriyetini, insanların düşündüklerini söyleyebilme rahatlığına sahip oluşlarını, toplumda Kur’an - sünnet mihverli kontrol mekanizmasının oluştuğunu göstermesi açısından takdir edilmesi gereken bir durumdur. Tenkit edilenin halife olması önemli değildi, mühim olan İslama ondan olmayan birşeyin karışmasına engel olmak arzusuydu. Şüphesiz onların uygulamaları selef kadar bugünün insanı için de aynı değerdedir. Öncekiler kadar bugünün müslümanı için de takip edilecek örneklerdir.
Ashabtan sonrakilerin sened tenkidi gayretleri, doğulusuyla batılısıyla bütün ehl-i ilmin övgüyle bahsettiği bir durumdur. Onların senede bu derece önem vermeleri metin sebebiyleydi. Çünkü nakledilenden önce nakleden önemli olduğundan bu tabii idi. Nâkil güvenilir olacak, birinci merhale olarak nakleden teste tabi tutulacak ki, ardından ne getirdiğine bakılsın. Bu nedenle muhaddilserin ravilerin durumlarını açıklamaya yönelik çalışmaları son derece önemlidir.
Metin tenkidine gelince; garîb, ferd, muallel, şâz, munker gibi metin ilimleri hadisçilerin uzun süreli ciddî gayretlerin ürünüdür. Çünkü bir hadiste idrac olduğunu, illet bulunduğunu tespit etmek için rivayetleri birbirleriyle dikkatlice karşılaştırmaları, bazı kıstasları göz önünde bulundurarak metni incelemeleri, sağlıklı metinler elde etmek için oldukça çaba sarf ettiklerini gösterir. Bunun yanında hadisçilerin ve diğer ilim ehlinin zikrettiği metin tenkidi prensipleri yüzyıllara dayanan birikimin semeresidir. İslam alimleri bir hadisi sağlıklı bir şekilde nakletmek ve değerlendirmek için bulundukları dönemlere göre gerekli prensiplerin en sağlamlarını koymuşlardır. Bugün dahi bu prensipler geçerliliğini korumaktadır. Bu prensiplere bakan insan, ilim ehlinin diğer kültür sahiplerinden çok önceleri böylesine mükemmel kurallar koyması karşısında hem duygulanmakta hem de gururlanmaktadır. Ancak, bunlara yenilerin eklenmesi zarureti ile çağın getirdiği gelişmelerle takviyeye ihtiyaç vardır. Bunu yaparken de itidal çizgisinden kesinlikle şaşmamak gerekir. Zira önümüzde duran metinler son elçiye nispet edilmektedir. Özet devamı