Radyo Seyrüsefer Sistemlerinin Sınıflandırılması
Seyrüsefer, havacılıktan önce denizcilikte kullanılan gemilerin bir noktadan diğer bir noktaya gidişine verilen ifadedir. Havacılığın gelişmesi ile birlikte seyrüsefer kelimesi havacılık terimleri içinde yer almıştır. Kelime anlamı olarak bir uçağın kalkış aşamasından iniş aşamasına kadar takip edeceği güvenli ve en kısa yolu ifade eden terim olarak kullanılmaktadır.
Hesaplamalı Seyrüsefer (Dead Reckoning): Mesafe, hız, yön, zaman, rüzgâr gibi faktörlerin bilinerek hiçbir seyrüsefer yardımcısı kullanılmadan bilinen bir noktadan belirli bir süre sonra istenilen noktaya gitmeyi hedefleyen seyrüsefer türüdür. Bu yöntem ilk olarak pusulanın icadı ile denizcilikte kullanılmaya başlanmış olup havacılığın gelişmesi ile hava araçlarında da kullanılmaya başlanmıştır.
Radyo seyrüseferi: Hava aracının yer tabanlı (VOR, NDB, DME, VDF) ve uzay tabanlı (GPS, GLONASS, Galileo) sistemlerden aldığı radyo sinyalleri aracılığıyla yaptığı seyrüsefer tipidir. Günümüzde aktif olarak kullanılan yer tabanlı seyrüsefer yardımcılarını yerine uzay tabanlı seyrüsefer yardımcılarının kullanılması için gerekli çalışmalar devam etmektedir.
Radyo Dalgalarının Yayılımında Ortaya Çıkan Problemler:
Fading Olayı: Aynı enerjili ve frekanslı iki dalga alıcıya aynı anda ulaşırsa alıcıda alınan işaretin gücünde zaman içerisinde artma ve azalma yani bir dalgalanma meydana gelir.
Sessiz Bölge: Özellikle HF bandında yayın yapan vericilerde ortaya çıkar.
Direk Dalgaların İrtifaya Bağlı Olarak Alınması: Anlaşılacağı gibi direk dalgaların alınması uçağın konumuna ve irtifasına bağlı olarak değişmektedir.
Sessizlik (Belirsizlik) Konisi: Genelde tüm yer istasyonlarında görülen bir problemdir. İstasyonda dikey eksenden ±40º - 45º‘lik koni şeklindeki bölge içerisinde bulunan uçaklar istasyonun gönderdiği sinyalleri sağlıklı olarak alamazlar.
İletilmek istenen bilgi sinyalleri, yüksek frekanslı bir TAŞIYICI SİNYAL (Carrier Signal ya da Modulated Signal) üzerine bindirilerek uzak mesafelere taşınır. Bu işleme MODÜLASYON (işlemi gerçekleştiren cihaza MODULATOR) adı verilmektedir.
Seyrüsefer sistemlerinin tamamı, radyo sinyallerinin yayılma zamanının ölçülmesi veya iki işaretin yayılma zamanları farklarının bulunması prensibine dayanır.
ABD GPS, Rus GLONASS ve AB Galileo uydu sistemleri ile bunların desteğinde her türlü navigasyon gereksinimlerini karşılamak amacıyla oluşturulmuş uzay ve yer tesislerine (WAAS, EGNOS vb.) GNSS (Global Navigation Satellite Systems) adı verilmektedir.
GPS Çalışma Prensibi: GPS'in işleyişi, konumları çok iyi bilinen uydular ile GPS alıcısı arasındaki mesafenin ölçümüne dayalıdır. Uydularda birer atom saati bulunur ve uydular, GPS alıcısına zaman, uydunun konumu, transmisyon süresi gibi bilgileri kodlanmış olarak gönderir. Alıcı, bu bilgilerden faydalanarak enlem, boylam, irtifa ve zaman bilinmeyenlerini çözer ve bu şekilde o anda bulunulan konum ve hızı hesaplar.
Differential GPS (DGPS): Bazı durumlarda konum bilgisinin hassasiyeti 100 m'den daha iyi olmalıdır. Örneğin bir uçağın iniş ve kalkışında 100 metrelik hata payı kabul edilen standardın üzerindedir. Böyle durumlarda mevcut GPS'in kesinliğini arttırmanın yolu DGPS'dir. GPS sisteminin muhtemel hata kaynakları olarak atmosferik olayların sinyaller üzerindeki etkisi, uydu konum hataları ve sistem saatinde sapmalar sayılabilir. DGPS bu hataları en aza indirir. Bu sistemde iki alıcı vardır. Bunlardan biri uçakta diğeri ise terminal sahasında yani yeryüzünde bulunur.