Aile Hayatı İle İlgili Problemler 1
Ailenin kurucu unsuru nikâhtır ve kadın birlikteliğini meşru kılan yegâne sözleşmedir. Nikâh mutluluk ve kalıcılık esası üzerine kurulur. Bunun için kuruluş öncesi birtakım tedbirler öngörülmüştür: Denklik, görüşme, ailenin etkin rol alması, nişanlılık bunlardandır.
Tarafların birbirlerini beğendikten ve prensip olarak evlenebileceklerini kararlaştırıp söz kesildikten sonra nişanlılık dönemi başlar. Bir fıkıh terimi olarak bu sürecin tamamına hıtbe denir. Nişanlılık, bir evlenme değil evlilik vaadidir.
Aile kurulduktan sonra kalıcılık ve mutluluğu sağlayan üç temel değer vardır. Bunlar rahmet, meveddet ve sekînettir (Rûm, 30/21).
Nikâh, şehveti kontrol eden ve iffeti sağlayan, doğuma meşruiyet kazandıran neslin sağlıklı şekilde devamını sağlayan ve onu koruyan bir işleve sahiptir.
Çeşitli amaçlara bağlı olarak yapılan formalite nikâhı, amaç dışı, şeklî evliliktir ve İslâm’ın tasvip etmediği bir uygulamadır.
Resmiyet kazanmamış ancak gerekli şartları taşıyan nikâh, dinen geçerli olsa da kanun himayesinden mahrumdur.
Misyâr nikâhının cevazı tartışılmakla birlikte ona doğrudan cevaz vermek yerine şartlara göre değerlendirmek gerekir.
Sadece İmamiyye Şi‘asının caiz gördüğü mut‘a, mutluluk ve kalıcılık ilkesine aykırılık taşıdığından caiz değildir. Bu konuda Şia dışındaki ulemanın icma‘ı vardır.
Ebû Hanîfe’ye göre reşit kızlar evliliğinde ailesini rencide edici bir durum bulunmadığında velisi izin vermese de evlenebilir. Bu durumda da kızın evliliğinde aileyi rencide edici bir durum olmamalıdır. Ancak bu, kızların velisinden habersiz evlenebilecekleri anlamına gelmez. Kızların evliliğinde veli iznini arayan Maliki, Şafiî ve Hanbeli mezheplerine göre veliden iznin alınmadığı evlilikler geçersizdir. Veliler ve aileler kendilerini rencide edici bir durum bulunmadığında kızlarının istedikleri ile evliliklerine engel olamazlar.
Kur’an-ı Kerîm’de ve Hz. Peygamber’in Sünneti’nde evlenilmesi yasak olanlar açık biçimde sayılmıştır. Dolayısıyla Müslüman kadınların gayrimüslim erkeklerle evliliğine izin veren açık bir nas yoktur ve caiz olmadığı yönünde icma‘ hasıl olmuştur.