Tıbbi Uygulamalarla İlgili Problemler II
Bugün insan vücudu üzerinde yapılan ve çağdaş fıkıh problemlerine konu olabilecek cerrahi müdahaleler, umumiyetle üç kısımda ele alınabilir: Bunlardan birincisi kadavra üzerinde yapılmakta olan ameliyat yani bugün ki tıp dilinde otopsi denilen işlemdir. İkincisi yalnız tedavi maksatlı yapılan ameliyatlardır. Üçüncüsü kan, hücre, doku ve organ nakli gayesiyle yapılmakta olan tıbbi operasyonlardır.
İslam dininin yegâne muhatabı insan olduğu gibi aynı dinin en öncelikli hedefi de insanın canını muhafaza etmek ve insanı yaşatmaktır. İnsanı yaşatmak, ister canlı ister cansız olsun onun vücut bütünlüğünü muhafaza etmekle mümkündür.
İnsan yaşarken muhterem olduğu gibi öldükten sonra da muhterem ve saygındır. Ancak mecburi hallerde ve çarenin bittiği yerde insan cesedi üzerinde otopsi yapılarak vücuda cerrahi müdahalede bulunmak dinen caizdir.
Ölmüş bir kimsenin bedeni üzerinde yapılan adli otopsi, adam öldürme suçlarında faillerin bulunup tespit edilmesi veya insanın ölümü sebebiyle bir takım hak ve mükellefiyetlerinin daha iyi bir biçimde belirlenebilmesi ve bulaşıcı hastalıkların teşhis ve tedavisi için yapılmaktadır. Dolayısıyla
"Zaruretler(çaresizlikler) yasak şeyleri mubah kılar." kaidesince caiz görülmektedir. Fakat başka yaratıklar varken saygı değer (muhterem ve dokunulmaz) kabul edilen insan cesetleri üzerinde yapılacak ilmî maksatlı ameliyat caiz görülmemiştir.
Hastanın sağlığını korumak veya yeniden sağlığına kavuşturmak için tedavi maksatlı yapılan normal ameliyatlar canlı olan insan vücudu üzerinde gerçekleştirilen operasyonlardır ki sağlık bakımından çok önemlidir. Bilfiil bedene bir müdahale olarak gerçekleştirilen söz konusu bu cerrahi operasyonlar alternatif olmayan ve sağlık için kaçınılmaz işlemler olduğundan dinimizce hiçbir sakıncası yoktur. Ancak tedavi veya düzeltmek maksadıyla değil de yaratılışı bozmak ve yaratılışa müdahale etmek manasına gelen estetik cerrahi İslamiyet’te caiz görülmemiştir.
Hastanın sağlığını korumak veya yeniden sağlığına kavuşturmak için tedavi maksatlı yapılan normal ameliyatlar canlı olan insan vücudu üzerinde gerçekleştirilen operasyonlardır ki sağlık bakımından çok önemlidir. Bilfiil bedene bir müdahale olarak gerçekleştirilen söz konusu bu cerrahi operasyonlar alternatif olmayan ve sağlık için kaçınılmaz işlemler olduğundan dinimizce hiçbir sakıncası yoktur. Ancak tedavi veya düzeltmek maksadıyla değil de yaratılışı bozmak ve yaratılışa müdahale etmek manasına gelen estetik cerrahi İslamiyet'te caiz görülmemiştir.
Tedavinin dışında insan organlarının veya insan kanının kullanılması haramdır. Hatta kan pis sayılmıştır. Fakat tedavi için kan, doku ve organ nakli caizdir. İhtiyaç duyulduğunda tedavi kastıyla rızasının varlığı ve hayati bir tehlikesinin de bulunmadığı hâllerde diri insandan organ nakli caizdir. Keza ölünün akrabalarının rızalarının varlığı veya önceden bağışlanmış olması şartıyla ölüden de organ nakli caizdir. Günümüz İslam hukukçuları beyin ölümünün gerçekleşmesi hâlinde de bir kimsenin organlarının hastalara nakledilebileceği doğrultusunda fetva vermişlerdir.
Ölmüş bir kimsenin bedeninden organ alındığında cesedinde meydana gelmiş olan şekli bozukluklar elden geldiğince düzeltilmeli ve ceset mümkün olan en kısa zamanda defnedilmelidir. İslam dinine göre organ nakli caizdir ama organ satışı haramdır.