Fütürizm ve Dadaizm

Fütürist Hareket

1909’dan 1944’e kadar İtalya merkezli estetik hareket olan, Filippo Tomasso Marinetti tarafından başlatılan ve Kübizm’den ilham alan Fütürizm, modern dünyayı kucaklamış; 20.yüzyılın başlangıcında tüm modern sanat ve tasarım hareketleri için katalizör görevini üstlenmiştir.

Resimsel ve illüstratif çalışmalar yerini tipografiye bırakmış; tipografi görsel iletişim biçimi olarak düşünülmüştür. Kübizm ve Fütürizmin ortaya koyduğu; ‘çok yönlü bakış açısı, eş zamanlı hareket, tekrar, üst üste bindirme, çoğul zamanlılık’ ; tipografik anlatıma bambaşka bir ‘ifade’ gücü vermiş ve onu salt okunabilirliğin dışında bir tasarım öğesi olarak kullanmaya olanak tanımıştır.

Fütürizm’in Görsel Özellikleri

Fütürizm, şiiri, edebiyatı, resmi, grafiği, tipografiyi, heykeli, ürün tasarımını, mimariyi, fotoğrafı, sinemayı ve sahne sanatlarını içeren ve değişen 20.yüzyıl yaşamının, özellikle kent yaşamının dinamik, enerjik şiddetli (sert) özelliğine odaklanan sanatsal harekettir.

Makinelerin hızından ve hareketinden etkilenen Fütüristler, yeni bir çağ adına sanatın tekrar yaratılmasını istemişlerdir. Araba, uçak, sanayi kenti, modern yaşamdaki hareketi (devinimi) ve doğa üzerinde insanoğlunun zaferini betimlemişlerdir.

Fütürist Manifesto

F. T. Marinetti tarafından yazılan ve 1909’da Le Figaro gazetesinde yayınlanan Fütürizmin manifestosu, insanoğlunu tutsak eden enstitülere ve geleneksel değerlere savaş ilan etmiştir.

Makineleşmeyi, anarşizmi, aykırılığı, gürültüyü, düzensizliği, savaşı ve iflas eden bir geçmişin veri havuzları olarak düşünülen müzelerin ve kütüphanelerin yıkımını ilke edinen bir felsefeyi ortaya koymuştur.

Manifestoda enerji, korkusuzluk, devrim, hız, makine çağı, mücadele ve modern yaşam gibi kavramlar yüceltilmekteydi.

Fütürist Resim Anlayışı

Fütürist ressamlar, çizgilerin tekrarlarından oluşan ritmi yaratmışlardır. Fütürist resim anlayışı, katmanlaştırılan bir objenin görünüşlerini ve birkaç yönünü boyayarak başarılan dinamik, girdap biçimlerinden oluşmuş ve renkli, hareketli imgelerden meydana gelmiştir.

Fütürist ressamlar, kamerayla hareketli bir objenin birçok karesini çekerek yapılan fotoğraflara benzer şekilde, mekânda objenin hareketini betimlemeyi araştırmışlardır.

Fütürizm’in Tipografik Özellikleri

Avrupa, I. Dünya Savaşıyla ve politik kargaşayla sarsılmıştır. Modern sanat, sözcüklere bakmanın ve imgeleri oluşturmak için alfabeyi kullanmanın yeni yollarını aramışlardır.

1897’de Fransız şair Mallarmé, yazdığı şiirle varolan tipografik kuralları ortadan kaldırmıştır. Süreç ilk adımı Mallarmé ile gelmiştir ama, modern tipografinin Marinetti’nin 1909 yılında yayınladığı manifestoyla başlamıştır.

Marinetti, şairin duyguyu ifade etmesine izin veren mantıksal düzenin ve sentaksın (sözdiziminin) özgür dilini gerekli kılan “Özgür Sözcükler” şiiriyle Fütürizmin ilkelerini ilan etmiştir.

1913 ve 1914 arasında “Özgür Sözcükler”le Marinetti, orijinal anlamlarındaki ilişkiyi yok etmek için, sözcükleri parçalamış, büyütmüş (çekmiş) ve bozmuştur. Klasik geleneğe karşı çıkarak; tipografik devrimi savunan Marinetti, çalışmalarında harmoniyi dışlamıştır.

Fütüristlerin ortaya koydukları manifestolarının mantığında doğru dilbilgisi ve tipografinin geleneklerine aykırı olarak; noktalama işaretlerini, yazım kurallarını ihlal etmişler; duygusal ve patlayıcı/dinamik şiirler yazmışlardır.

Marinetti’nin Balkan savaşıyla ilgili Zang Tumb Tumb adlı şiir çalışması, sözcüklerin büyüklüğü ve şekillerdeki seslerin görsel eşdeğerlerini bulmaya çalışan bir çeşit görsel resim olmuştur.

İtalyan Fütürizmi sanat ve tipografide bir ifade biçimini yaratmıştır. Yazı karakterlerini bir patlamadan sonra saçılan parçalar gibi yayılmış; harflerin ve noktalama işaretlerinin parçalarıyla sayfa üzerine dağılmıştır.

1927’de Ressam, şair ve tasarımcı Fortunato Depero, Fütürist grafik tasarım ve kişisel promosyonun ana çalışmalarından biri olan Depero Futurista adlı civatalı kitabını yayınlamış ve yeni tipografinin bir örneği oluşturmuştur.

Depero’nun tipografik üslubu 1920’lerin ve 1930’ların İtalyan reklam tipografisini etkilemiştir.Başlangıcından beri Fütürizm, reklam dünyasına çok yakın olmuş ve geniş izleyici kitlesine ürününün reklamını yapmıştır.

Dadaizm

I. Dünya Savaşı sürecinde ve hemen sonrasında 1916’da İsviçre’nin Zürih kentinde, şair Tristan Tzara tarafından yazınsal ve sanatsal hareket olarak ortaya çıkmıştır.

Daha önceki sanatsal hareketlerden ciddi farklıdır. Dada, Avrupa’yı yutan katliamlara ve yıkımlara, I. Dünya Savaşının korkunçluğuna ve zalimliğine karşı bir tepki ve protesto hareketi olarak başlamıştır. Dadaistler, savaşı onaylayan burjuva toplumunun desteklediği inanışlardan nefret etmişlerdir.

Ana olarak Zürih, Berlin, Paris, New York ve Avrupa’nın çeşitli sanat merkezlerinde olmuş Dada hareketi, kasıtlı bir biçimde düzensizlik, anarşi, parçalama, bölme, bozma, yapma gibi özellikler üzerine temellendirilmiştir.

Bu özellikleri barındıran kolaj ve fotomontaj tekniği, plastik sanatların çeşitli dallarını etkileyerek yeni yönelimlere neden olması yanında grafik tasarıma bambaşka bir görsel anlatım tarzı kazandırmıştır.

Dada Hareketi

1916’da Hugo Ball, Dada hareketinin ve sanatçıların düşüncelerini paylaştıkları, etkinlikler düzenledikleri Kabare Voltaire’i kurmuştur. Ball, şiir olarak hiç kabul edilmeyen fonetik şiiri yaratımıştır.

Jean Arp, gerçekliği yeniden yaratma ya da sunma biçimi olarak geleneksel sanatın kullanımını ortadan kaldıran kolaj tekniğini kullanmıştır.

New York Dada Hareketi

ABD'de New York merkezli hareket, Zürih’dekine benzer şekilde paralellikler göstermiş; Man Ray, Marcel Duchamp ve Francis Picabia gibi görsel sanatçılar tarafından geliştirilmiştir.

Bu sanatçılar, bireysel gerçeklikleri resmetme konsepti olarak fotoğrafın kullanımına olanak tanıyarak, grafik sanatların gelişimine yardım etmişlerdir. Man Ray, Rayogramları keşfetmiştir. Rayogram tekniği, fotoğrafın gelişiminde çok etkili olmuştur; çünkü bu yöntem hiç bir kamerayı gerekli kılmamıştır.

Berlin Dada Hareketi

1918 yılında ise, Raoul Hausmann, John Heartfield, George Grosz, Johannes Baader, Hannah Höch ve Richard Huelsenbeck Berlin Dada Kulübünü kurmuşlardır.

Berlin Dada grubunun üyeleri, güçlü bir propaganda silahı olarak fotomontaj tekniğini kullanmışlardır. Önceki sanat anlayışına karşı olmaları, hazır objeleri içeren kolaj ve fotomontaj gibi yeni görsel tekniği kullanmalarına neden olmuştur. Berlin Dadaistleri tarafından bulunan fotomontaj terimi, fotografik ve tipografik öğelerin bir arada kullanımını içermiştir.

Berlin Dada hareketinin tek kadın üyesi olarak tanınan Hannah Höch, kolajlarında, hazır malzemeleri ve özellikle arkadaşlarının fotoğraflarıyla popüler dergilerden resimleri kullanmıştır. Diğer Dadaistlerin aksine; Höch, özellikle kadınların toplum içerisindeki rolünü sorgulamış ve fotomontajın öncülerine o da katılmıştır.

John Heartfield ve George Grosz, halkın farkında olmasını ve sosyal değişime katılımlarını sağlamak amacıyla görsel propaganda olarak sanatlarını kullanmışlardır. Heartfield, bir çeşit görsel silah olarak fotomontajı kullanırken; Grosz, çizim ve grafik tasarımlarında karikatürü, taşlamayı (hicivi) yeğlemiştir.

Hanover Dada Hareketi

Hanover Dada hareketinin ana ve tek sanatçısı olan Kurt Schwitters, fonetik şiiri yaratmış; varolan malzemeler ve çöpleri kullanarak kolajlar yapmıştır.

Schwitters, kullanılmış zarflar, boş sigara paketleri, antetliler, mühürler ve biletler gibi atılmış basılı materyali yeniden kullanılır hale getirmiş ve kusursuz kompozisyonlarında günlük yaşamın bu parçalarını çalışmalarında değerlendirmiştir.

Aynı zamanda 1923 ve 1932 arasında Merz adlı süreli yayının 24 sayısını çıkarmıştır. Schwitters tarafından hem görsel hem de sözsel kolajlar için bulunan Merz terimi, Alman Kommerz’den (ticaret) türemiştir. Schwitters, Pelikan şirketi adına başarılı grafik tasarımlar da yapmıştır.

Paris Dada Hareketi

Son Dada merkezi olan Paris’de Dada üyelerinin çoğu tekrar görülür. Tzara, Picabia ve Andre Breton’un yanında; daha sonra Arp, Ernst, Duchamp ve Ray, Paris Dada grubuna katılmıştır.

Paris’de Dada kurucularından biri olan Tristan Tzara’nın önderliğinde bu sanatçılar, yazınsal vurgu üzerinde durmuşlardır. En dikkate değer işleri, 1919- 24 arasında yayınlanan André Breton, Louis Aragon, Philippe Soupault ve Paul Éluard’dın yazılarını içeren Littérature’dür.

Kolaj ve Fotomontaj’ın Kullanımı

Foto- grafik tasarım konsepti kapsamında kolaj ve fotomontaj aracılığıyla Dada, 20.yüzyıl sanatında büyük bir etki yapmış; bambaşka bir ifade, görsel dil yaratmıştır. Dada, kolajı, tipografik keşifleri ve fonetik şiiri Fütürizm ve Kübizm’den ödünç almıştır.

Dadaistler kolajlarında, gazete, fotoğraf, şerit, çivi gibi imal edilen ve rastgele bulunan objeleri kullanmaya başlamışlardır. Varolan fotografik imgeler arasında, olasılık ilişkilerini ve yan yana yerleştirmeleri kullanarak, fotomontajı yaratmışlardır.

Marcel Duchamp’ın Dada’ya Katkıları

Duchamp’ın Bisiklet Tekerleği (1913) ve Duchamp tarafından imzalanan pisuar Fountain (çeşme) (1917) adlı çalışmada, anlam ve içerik hakkındaki ilişkiyi ve orijinallikle ilgili konularda tartışma yaratılmıştır. Hazır eşyaları kullanmış ve günlük objeleri sanat eseri olarak sunmuştur.

Sayfa Düzenlemesi ve Tasarım

Dada sanatçılarının dergilerinde, şiirlerinde, afişlerinde, reklâmlarında ve flyer’larında kullandıkları sayfa düzenlemeleri, geleneksel grafik tasarımdan farklılık göstermiştir. Genç Dada sanatçıları, etrafa serpilen harflerin ve noktalama işaretlerinin parçalarıyla klasik sayfanın değer verilen saflığını onaylamamışlardır.

Kompozisyonlarında vurgulanmak istenen öğeler, kelime ve imge arasında kurulan bağla, harf biçimlerinin ve satır uzunluklarının çeşitliliğinin kullanımından oluşmuştur. Sayfada çizgiler, yüzeyler ve bazen gravürler gibi amaçla ilgili olmayan teknikler dahi kullanılmıştır.

Büyük -küçük harf, condensed (yukarı doğru uzatılmış), light -semibold (ince - yarı kalın) gibi sentakstik (sözdizimi kurallarıyla ilgili) öğeler, yaygın bir şekilde ele alınmıştır.

Dada, Fütürizm’in görsel dilini bir adım ileri götürmüş; geleneksel sese ait sembolizmden yazı karakterini (harfi) serbest bırakarak; somut (concrete) görsel şekil olarak yazı karakterinin Kübist konseptini devam ettirmiştir .