Roland Barthes’ın Göstergebilim Yaklaşımı

Roland Barthes, Fransız denemecisi, eleştirmen ve göstergebilimcidir. Bu alana büyük katkılar sunan Fransız aydın, yapısalcılık, göstergebilim ve psikanalizin etkilerini birleştiren, kendine özgü bir edebiyat eleştirisi geliştirmiştir. XX. yüzyılın önemli yazı ustası ve düşünürlerinden birisidir. Yeni eleştiri anlayışının, anlatı çözümleme biliminin, göstergebiliminin ve metin kuramının önemli bir temsilcisidir. Barthes temelde dilbilim’in tezlerini Saussurecü dilbilim anlayışından göstergebilimine aktarmaya çalışır. Dilbilimin üretmiş olduğu her şey gösterge dizgelerinin konusudur. Bu nedenle hayatın içerisinde yer alan tüm unsurlar göstergebilim aracılığıyla açıklanabilir. Tüm gösterge dizgelerini anlamak yaşamın işleyişini de kavramayı beraberinde getirir. Roland Barthes'in eleştirel söylemleri, yapısalcılık, göstergebilim ve post -yapısalcılık gibi teorik okulların gelişimine katkıda bulunmuştur.

Barthes, çeşitli dönemlerinde Marx, Freud, Nietzsche gibi düşünürler ile Saussure ve Levi Strauss gibi yapısalcılığın önemli isimlerinden etkilenmiştir. Sosyoloji, psikoloji, dilbilim ve göstergebilim gibi çeşitli alanlardan yola çıkarak yazarın niyetini ya da yapıtın verdiği mesajı değil, anlamın dile getiriliş biçimini ve yapıtın oluşturduğu sistemi öne çıkaran yeni bir anlatı çözümlemesini savunmuştur.

Yananlam ve Düzanlam

Gündelik konuşma dilinde bir sözcük duyulduğu zaman burada duyulan ses zinciri zihinde bir kavramı çağrıştırır. Bu çağrışımın gerçekleşmesi için o dildeki şifreleri iyi bilmek gerekir. Şifreyi bilen herkesin zihninde o sözcük aynı kavramı çağrıştırır. Zihinde canlanan bu ilk kavram göstergenin düzanlamıdır.

Kapı denildiğinde Türkçe bilenlerin zihninde bir kapı kavramı canlanır. Fakat edebi bir metinde örneğin bir sevgiliden kalbinin kapısını açması isteniyorsa bu kapı artık bilinen somut dolap kapısı değildir. Açma eylemi de bilinen dolap kapısı açma eylemi değildir. Hatta burada kalp bile biyolojik kalp değildir. Bu kelimede tüm sözcüklerin anlamlarında bir kayma olmuştur. Birisine kalbinin kapısını açmak onun sevgisini kabul etmek olarak yorumlanabilir. Göstergelerin, sözcüklerin bu ikinci anlamları yananlamı meydana getirir. Yananlamın oluşması için yananlamın düz anlamdan büsbütün kopuk olmaması, düzanlamdaki bazı özelliklere göndermede bulunması gerekir. Yananlam olgusu özellikle sanat yapıtlarında önemlidir

Eğretileme/Metafor ve Düzdeğişmece/Metonim

Belli bir amaç için bir sözün kendi anlamı dışında kullanılmasına metafor denir. Metafor edebiyatta ve sanatta kullanılabileceği gibi günlük hayatta da kullanılabilinir. Metaforlar bir gerçeklik düzleminden diğerine yer değiştirerek anlam kazanmaktadır. Düzdeğişmece ise aynı düzlemdeki anlamları kullanarak işlerlik gösterirler. Düzdeğişmece bir parçanın bütününü temsil etmektedir. Düzdeğişmece kastedilen şeyin, özgün olanın bir özelliğinin başka bir şeyde temsil edildiği söz mecazıdır.

Okurcul ve Yazarsıl Metin

Okurcul metin, bir gösterenin bir gösterilene iliştirilerek anlamın kapanması ve sabitlenmesidir .Yazarsıl metin ise anlamı açarak, iki ucu açık anlam üretimine olanak sağlar.

Moda

Barthes, Ellle dergisinin içeriğine yönelik yaptığı çözümlemede bize görüntüsel olarak zengin bir içerikle tasarlanmış bir yemeğin görsel çekiciliğini anlatmaktadır Öne çıkardığı fotoğraflar aracılığıyla yüzeyleri doldurularak örtülülüğün hâkim kılındığını ifade etmektedir. Elle mutfağı popüler olan çekicilik unsurlarını kullanarak görme duyusuna seslenmektedir. Barthes’e göre saydam tabakanın devamlılığı bir seçkinlik sunumudur. Elle dergisinin hedef kitlesi kibar ve saygın bir çevredir. Dergi bu anlamda kitlesine şıklık sunmaktadır. Yemek formunun özünde var olan kabalığına kılıf giydirilerek sunulması kandırmacı mutfağı doğurmaktadır. Yemeği şöyle tepeden bir bakış açısıyla yalnız gözle de tüketebilinen hem yakın hem de uzak bir obje olarak konumlandırır. Barthes tıpkı Elle mutfağında olduğu gibi moda unsurlarının da örtülülük aracılığıyla acayip bir yapmacılıkla yeniden sunulması olarak nitelendirir.

Çağdaş Mitler

Barthes mitlere yozlaştırıcı, saptırıcı, kaçınılması gereken olumsuz bir olgu olarak bakmaktadır. Mitler aslında belli bir toplumsal sınıfın, belli bir dönemde egemenliğinin ürünleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Mitlerin ana işlevi tarihi doğallaştırmaktır. Bu işlev mitlerin belirli bir tarihsel zaman içerisinde egemen olmayı başarmış olan toplumsal sınıfın ürünüdürler. Mitlerin yaydığı anlamların tarihsel ya da toplumsal değil doğal oldukları vurgulanmaktadır. Mitler kendi kökenlerini siyasal ve toplumsal düzeylerini gizemleştirir ve gizler.

Göstergebilim ve İdeoloji

Barthes’a göre gösterge dizgeleri yananlamsal olan kültürel öğelerle ya da ideolojiyle eklemlenir. Barthes ideolojik olağanlaştırma mekanizmalarının ve dilin denetlenmesini söz uygulayımları olarak adlandırır. Barthes ideolojinin toplumsal boyutundan çok dil içinde kurulma şekliyle ilgilenmiştir.

Barthes ve Saussure Arasındaki Farklar

Barthes’a göre dil sadece bir bildirişim aracı değil aynı zamanda bilinçli ya da bilinçsiz şekilde yapılan düşünsel bir süreçtir. Saussure dilbilimi ileride kurulacak olan göstergebilimin bir alt dalı olarak görürken Barthes göstergebilimi dilbilimin bir alt dalı olarak görür. Barthes moda, mutfak, görüntü ve yazın gibi gösterge olgularının ancak dil desteğiyle gerçeklik kazanabileceğini belirtir. Barthes, Saussure’ün kavramına karşılık olarak biçim, işitim imgesine karşılık olarak da içerik adlandırmasını ortaya koymuştur.