Tarih Öncesi Dönemler ve Anadolu Uygarlıkları
Tarih Öncesi Dönemler
Başlığında, insanlığın ilk ortaya çıktığı, avcılık ve toplayıcılık dönemi olarak da bilinen Paleolotik çağın yerleşim yerleri, yerleşim yerlerinde yapılan kazı çalışmaları ve elde edilen buluntular hakkında bilgi verilerek o dönemin gelişmleri takip edilmiştir. Mağara resimleri, avcılıkta kullanılan silahlar, kaplar buluntu yerleri ile birlikte görsellerle anlatılmıştır. Tarihsel süreç içerisinde M.Ö. 10.000-6.000 tarihleri arasında dünyanın farklı bölge ve merkezlerindede yerleşik yaşama geçildiği, tarımın yapılmaya başlandığı, hayvanların evcilleştirildiği Neolotik döneme ait yerleşim yerleri verilerek buralarda ortaya çıkan buluntular detaylı olarak görsellerle desteklenmiştir. Kalkolitik Çağ, Bronz Çağı ve İlk Çağ dönemlerin tarihsel süreci, yerleşim yerleri, kazılardan ortaya çıkan buluntuları anlatılmıştır.
Anadolu Uygarlıkları
Başlığında, Anadolu coğrafyasında tarih öncesi dönemlerde yaşayan uygarlıklar hakkında bilgi verilmiştir. tarih boyunca birçok önemli uygarlığın barındığı Anadolu, başta Hititler, Frigler, Urartular olmak üzere, günümüzde tam olarak ortaya çıkarılmamış onlarca medeniyeti ve kavimleri ile, dünya tarihine birçok “ilk”e şahitlik etmiştir. Doğu ve Batı’nın verimli toprakları üzerinde kurulan Anadolu Uygarlıkları, Dünyaya kazandırdıkları gelişme ve yeniliklerle de tarihteki yerini almıştır. Anadolu Uygarlıkları, tarihin önemli süreçlerini yaşamış, ortaya çıkan ve henüz çıkmamış olan, derinlerde yatan medeniyetleri kadar, bekletmekte olduğu gizemle de değerini korumaktadır.
Anadolu, Dünyanın ilk yerleşim yerlerinden olan Göbeklitepe, Çatalhöyük, Hacılar gibi en eski yerleşimlere ev sahipliği yapmaktadır. İnsanların avcıtoplayacılıktan yerleşik düzene geçmesini sağlayan tarım ve hayvanların ehlilleştirilmesi gibi adımların izlenebildiği merkezler Anadolu’nun her köşesinde yer almaktadır. Dinî, ticari ve kültürel açıdan önemli bu yerleşimlerin tarihi MÖ 12000 yılına kadar gitmektedir.
Anadolu’da uzun süre yaşamış olan Hatti’ler, Hitit kültürünü ve yaşamını da oldukça etkilemiştir. Zamanla bu iki kültür birbirine kaynaşmış ve Hitit kültürü olarak var olmaya devam etmiştir.
Anadolu tarihindeki en farklı uygarlıklardan biri olan Frigler’in tarih sahnesinde görünmesi MÖ 750 yılına denk gelmektedir. Ancak Frigler, yıllar sonra geniş bir alanda egemenlik kuracakları Anadolu’ya MÖ 1200’lü yıllarda gelmiştir. O tarihe dek boylar biçiminde bir yaşam sürmüşlerdir. Merkezleri Ankara yakınlarındaki Gordion (Polatlı), en ünlü kralları Midas, Devletin kurucusu ise Gordios’tur. En büyük tanrıları bereket tanrıçası Kibele’dir. Frigler ölülerini kayalara, oyulmuş mezarlara ya da yığma toprak tepelerin altında inşa ettikleri mezar odalarına gömmüşlerdir. Kuyumculuk, kaya mimarisi kaya işçiliği ve dokumacılıkta oldukça gelişmişlerdir.
Batı Anadolu’da Menderes ve Gediz Irmakları arasında kalan bölgeye Lidya, orada yaşayanlara ise Lidyalılar denilmiştir. Hint-Avrupa kavminden olan Lidyalılar bu bölgeye doğudan gelmişlerdir. Lidyalılar, Hititlerin daha sonra da Frigyalılar’ın egemenliği altına girmiştir. Lidyalılar’ın dili Hitit Dili ile benzerlik göstermektedir. Frigler’in yıkılmasıyla Lidyalılar milattan önce 680 yılında bağımsız bir devlet kurmuşlardır. Merkezleri Manisa yakınlarındaki Sard’dır. Doğu-Batı ticaretini geliştirmek amacıyla Efes’ten başlayıp Ninova’ya kadar uzanan “Kral Yolu”nu yapmışlardır. Parayı icat ederek ticarette değiş-tokuş usulüne son vermişlerdir.