Dil Gelişimi
Dil, bireyin duygu ve düşüncelerini topluma özgü kurallar temelinde aktarmasını sağlayan simgesel yapılardır. Başka bir ifade ile dil, insanların duygu ve düşüncelerini ifade etmelerine aracılık eden ve sembollerin kullanıldığı kurallar bütünüdür.
Dilin Temel Bileşenleri ve Kuralları
Dilde kurallar, dilin düzenli bir şekilde işleyişini belirleyen kurallar olarak ifade edilir. Dilde beş temel kural vardır. Bunlar:
- Sesbilim (Fonem)
- Morfem (Morfoloji, Biçimbilim)
- Söz dizimi (Sentaks)
- Semantik (Anlambilim)
- Kullanımbilim (Pragmatik)
Sesbilim/Fonem: Sesbilim/fonem, bir dildeki anlamı etkileyen en küçük ses birimi, ses ya da harf bilgisi olarak ifade edilir.
Morfem (Morfoloji, Biçimbilim): Biçimbilim, sözcüğün oluşumunda yer alan anlam birimleri olarak ifade edilir. Bir kelimenin daha küçük anlamlı parçalara ayrılamayacağı parçası ya da sözcüktür.
Söz Dizimi/Sentaks: Sözcüklerin kabul edilebilir cümle ve ifadeler şeklinde bir araya getirilmesine sözdizimi denir. Başka bir ifade ile söz dizimi, kelimelerin cümleler olarak düzenlenmesinde uyulan kurallardır.
Semantik (Anlam Bilgisi): Sözcüklerin ve cümlelerin anlamı semantik/anlam bilgisi olarak açıklanır. Her sözcük en az bir anlambilim özelliğine sahiptir.
Kullanımbilim (Pragmatik): Kullanım bilim, dilin farklı bağlamlarda uygun kullanımını içermektedir. Kullanımbilim çeşitli toplumsal ortamlardaki kişilerle iletişim kurmak için dilin günlük kullanımı anlamına gelir.
Dil Gelişim Dönemleri
Agulama Evresi (0 -12 ay): Dil gelişim dönemlerinin ilk evresi olan agulama evresi, konuşma öncesi evre olarak da bilinmektedir. Agulama evresinde, bebeklerin çıkardığı sesler gerçek konuşma olarak değerlendirilemez ve bu evrede çıkartılan sesler evrensel özelliktedir. Bu evrenin üç alt evresi bulunmaktadır:
Ağlama evresi (0 -2 ay): Ağlama yeni doğanın çıkardığı evrensel nitelikte ilk sestir. Ağlama konuşmanın temelini oluşturur.
Babıldama evresi (2 -6 ay): Bu evrede bebekler, ünsüz harfleri ünlü harflere göre daha kolay çıkarmaktadırlar. Bebekler “ba -ba”, “ma -ma” ve “de -de” gibi ünsüz ve ünlü sesleri bir arada kullanırlar.
Çağıldama/heceleme evresi (6 -12 ay): Bu evrede bebekler ilk hecelemelerini yapmaya başlar ve dönemin sonuna doğru bebeklerden kısmen anlamlı kelimeler duyulabilir.
Tek Sözcük Evresi (12 -18 ay): Tek sözcük döneminde bebekler, çevresiyle ilişkili olarak ilk anlamlı kelimelerini kullanmaya başlarlar. Bebekler öncelikli olarak, “anne”, “baba”, “dede” gibi aşina oldukları kelimeleri kullanırlar. Bu evrede bebekler 50 civarında kelime kullanırlar. Bebekler ilk sözcüklerini yaklaşık olarak 13 aylıkken kullanırken; kelime dağarcığının birden artması olarak bilinen sözcük patlaması genellikle 17 -18 ay civarında görülmektedir. Tek sözcük döneminde aynı zamanda, anlam genişletmesi ya da anlam daraltması görülmeye başlanır. Bebekler, bu evrede tek kelimeyle çok şey anlatmaya çalışırlar. Bebeklerin tek kelimeyle birçok şeyi anlatmaları durumuna morgem denir.
Telgrafik Konuşma Evresi (18 -24 ay): Telgrafik dönemde çocuklar iki kelimeyi bir araya getirerek kullanırlar. Çocukların cümle kullanımlarında belli bir gramer kuralı bulunmaz.
İlk Gramer Evresi (24 -60 ay): Dil gelişimi açısından çocuklar 2 -2,5 yaşından sonra gramer kuralına uygun (özne -nesne -yüklem) üç -beş sözcükten oluşan uzun cümleler kullanmaya başlarlar.
Dil Gelişim Kuramları
Psikolinguistik Kuram (Biyolojik Kuram): Dil gelişim kuramları arasında en çok ilgi gören yaklaşım Lennenberg ve Noam Chomsky’nin öncüllüğünü yaptığı ve genellikle de Chomsky ile anılan psikolinguistik kuramdır. Bu kuram biyolojik kuram ve doğuştancı kuram olarak da bilinir. Psikolinguistik kurama göre bireyler dil öğrenme aygıtıyla, mekanizmasıyla, programıyla, biyolojik alt yapı ve kapasite ile dünyaya gelirler. İnsanların dili ne zaman, nasıl öğrenecekleri bu program ve mekanizmada kayıtlıdır.
Davranışçı Kuramlar: Davranışçı kuramlar dil öğrenimini de diğer davranışlar gibi koşullanmanın bir sonucu olarak görürler. Davranışçı kuramda dil öğrenimini belirleyen ana faktör pekiştirmedir. Pekiştirilen sözcükler öğrenilip kalıcı hâle gelirken, pekiştirilmeyen sözcükler ise belli bir süre sonra sönerek kullanılmaz.
Sosyal Öğrenme Kuramı: Sosyal öğrenme kuramı öğrenmenin gözlem yoluyla gerçekleştiğini, modelin davranışsal sonucunun o davranışı sergileme noktasında belirleyici olduğunu ileri sürmüştür. Sosyal öğrenme kuramı, diğer davranış örüntülerinin gözlem yoluyla kazanıldığı gibi dil kazanımının da aynı şekilde gözlem yoluyla edinildiğini ileri sürer. Yani bu kurama göre dil modeli gözlemlemenin bir ürünüdür.
Bilişsel Kuram: Bilişsel kuram, dilin dış dünyaya ilişkin bilişsel izlenimler yoluyla geliştiğini, bu nedenle bilişsel gelişimin bir sonucu olduğunu ileri sürer. Piaget, çocukların önce bilişsel bir şema oluşturduklarını sonra bu şemayı dilsel olarak etiketlediklerini söylemiştir.
Vygotsky’nin Dil Gelişim Kuramı: Vygotsky, bilişsel gelişim alanında olduğu gibi dil gelişimi alanında da önemli görüşler ileri sürmüştür. Ona göre, dil ve düşünme başlangıçta birbirinden bağımsız olarak gelişmekte fakat sonuçta birleşmektedirler.
Etkileşim Kuramı: Dil gelişiminde önemli bir yeri olan bu kuramın temsilcisi Hill’dir. Etkileşim kuramı, biyolojik olgunlaşma, çevresel etki ve yaşantıların dil gelişiminde eşit ölçüde önemli olduğunu belirtir. Fakat dil öğrenmede çocuğun kapasitesini harekete geçiren, büyümekte olduğu çevresel ortamlardaki dilsel etkinlikler önemli bir faktördür. Dilin öğrenilmesinde özellikle anne -babayla etkileşim önemlidir.