Basının Görevi, Rolü ve Önemi
Basının Tanımı ve Türleri: Genel anlamıyla basın kavramı gazetecilik mesleğiyle uğraşan kişileri ve haber yapan yayın kuruluşlarını ifade etmektedir. Bu bağlamda haber ve fikirlerin yayınlandığı mecranın teknik özelliklerine göre basını yazılı, görsel, işitsel ve internet basını olarak kategorize etmek mümkündür.
Yazılı basın genel olarak belirli zaman aralıklarıyla (günlük, haftalık, aylık) ve çeşitli baskı teknikleri (ofset, tifdruk, dijital) kullanılarak yayın yapan gazete ve dergileri kapsayan bir terimdir.
Hem göze hem kulağa hitap eden televizyon aracılığıyla yapılan haber yayını faaliyetleri görsel basın olarak adlandırılmaktadır.
İşitsel basın, sadece kulağa hitap eden radyo yayıncılığı kapsamında ele alınabilir.
İnternet basını ise, yeni iletişim teknolojilerinin sağladığı olanaklar dâhilinde hem yazılı, hem görsel hem de işitsel nitelikleri bir araya getiren internet ortamında yapılan haber yayıncılığını ifade etmektedir.
Basın Kuramları: Basın kurumu, içinde bulunduğu toplumsal sistemin bir parçasıdır ve bu sistemle uyumlu işlemektedir. Bu bağlamda her siyasal sistem kendi basın kuramını oluşturmuştur denebilir.
Alana yönelik ve en yaygın kuramlar, Fred S. Siebert, Theodore Peterson ve Wilbur Schramm’ın Otoriter, Liberal, Sosyal Sorumluluk ve Sovyet-Totaliter kuramlarıdır. Daha sonra McQuail tarafından bu kuramlara Gelişmeci ve Katılımcı Demokratik kuramları eklenmiştir.
Basının Toplumsal İşlevleri: Basının demokratikleşmeye katkı sağladığı ve toplumun ihtiyaç ve beklentilerine cevap verdiği düşüncesine dayanan işlevselci paradigma dâhilinde basın, toplum yararını gözeterek birleştirici bir rol üstlenir.
Bu perspektiften basın, haber verme, eğitme, eğlendirme, kamuoyu oluşturma, toplumsallaştırma, eleştiri yapma ve reklam yapma gibi bazı temel toplumsal işlevlere sahiptir.
Basın ve Siyaset: Basın bir kitle iletişim aracı olarak siyasal iktidar ile yönetilenler arasında köprü kurar. Dolayısıyla toplumsal sistemin özellikle siyasetin sağlıklı işleyebilmesi için hayati bir önem taşır.
Siyasal iletişim süreçlerinde yönetenler ya da yönetmeye talip olanlar ile yönetilenler arasında karşılıklı beklentilerin yerine getirilebilmesinde ve etkileşimin gerçekleşebilmesinde önemli bir role sahip olan basın, bir yandan yukarıdan aşağıya “doğru” ve “tarafsız” bir enformasyon akışını sağlamakla, diğer yandan da halk tabanının taleplerini dile getirmekle yükümlüdür.
Propaganda: Özellikle enformasyon akışı süreci bağlamında, toplumsal tabanın onayını almak, bir fikri yaymak, yürütülecek politikalar ya da alınacak kararlarla ilgili ikna etmek ve etkilemek gibi amaçlar doğrultusunda propaganda kavramı öne çıkmaktadır.
Propaganda kavramı, belli çıkarları olan bireylerin ya da grupların, başkalarının kanılarını ve davranışlarını etkilemek amacıyla, önceden tasarlanmış, ikna ve telkin tekniklerini kullanarak yaptıkları eylemler olarak tanımlanmaktadır.
Propaganda Modeli: Propaganda, kişi, parti ya da fikri yücelterek, överek veya karşıt kişi, parti ya da fikri eleştirerek, aşağılayarak yapılabilmektedir. Kitle iletişiminde propagandaya ekonomi-politik bir bakış açısıyla yaklaşan Herman ve Chomsky, haber üretimi sürecinde kapitalist piyasa koşullarının sınırlandırdığı sistemli bir propaganda güdüldüğünü açıklayan Propaganda Modelini ortaya koymuşlardır.
Bu modele göre haberler, neyin haber olabileceği ve haberin nasıl verilebileceğini belirleyen, çeşitli süzgeçlerden geçerek yayınlanmakta ve daima üst sınıfın çıkarlarına hizmet eden bir propaganda yürütmektedir.