Basın Etiği

Belli bir topluluğu oluşturan insanların belli bir zamanda kendilerine göre yaşadıkları, kendilerine rehber aldıkları ilkeler bütünü olarak tanımlayabileceğimiz ahlak etikten farklıdır. Etik Yunanca ‘ethos’ kelimesinden gelmekte ve ahlak denilen fenomen üzerinde derinlemesine düşünmeyi, felsefe yapmayı ifade etmektedir. Etik ahlaki eylemin temel kavramları olan iyi, kötü, erdem, vicdan, mutluluk ve özgürlük kavramlarını tartışır. Ahlakın etikten önce var olduğunu da belirtmek gerekir.

Meslek Etiği

Bir mesleği icra ederken kişinin ne yapması ya da ne yapmaması gerektiği ise meslek etiğinin konusudur. Yapılan işlerin belli bazı standartlara dayandırılması ve iş ahlakının sağlanması Avrupa’da lonca teşkilatlarıyla, Osmanlı Devleti’nde de dini bir karakter taşıyan ahilik örgütleriyle gerçekleşmiştir. Basın işleriyle uğraşanların da uyması gereken etik kurallar ifade eden basın etiğine ilişkin tartışmalar ise 17. yüzyılda başlayıp 19. yüzyılın ilk yarısından itibaren etkisini iyice göstermiştir. Gazete patronundan muhabire kadar bütün basın çalışanlarının uyması gereken etik kuralları belirleyen meslek etiğine basın etiği denir.

Basında Etik İlke ve Kuruluşlarının Oluşumu

Basın etiği öz denetim ve hukuk olmak üzere iki mekanizma ile sağlanır. Bu iki mekanizmadan hangisinin ağırlıklı olduğu ülkelerin siyasal rejimlerine göre değişmektedir. Liberal demokrasilerde öz denetim etik kuralları önem kazanırken yasalara dayalı denetim demokrasinin daha az uygulanmasına koşut olarak artmaktadır.

Özdenetim Yoluyla Basın Etiğinin Sağlanması

Basının toplumu olup bitenden haberdar etme, kamuoyunu yönlendirme ve iktidarları halk adına denetleme gücünü kötüye kullanmasını engellemek ve aynı zamanda iktidarların yasal müdahalesini önlemek amacıyla basın, kendi içinde bir denetim yapısı oluşturmuştur. Buna öz denetim denir.

Basında öz denetimin sağlanmasında ve uyulması gereken etik ilkelerin belirlenmesinde gönüllü ve yasayla oluşturulan kuruluşlar rol almaktadır.

Basının gönüllü kuruluşlarla denetlenmesi hem basın özgürlüğünün korunması hem de basının mesleksel saygınlığı açısından önem arz etmektedir. Bu bağlamda, oluşturulmuş gönüllü kuruluşlar Basın Konseyleri, Ombudsmanlık (kamu denetçisi) ve Basın Gözlemevi’dir. Basın konseylerinin çoğu dışarıdan (iktidarlar, güçlü şirket ve kurumlar) gelecek baskılara karşı basın özgürlüğünü savunmak ve basın etiği ile ilgili standartları oluşturmak ve devam ettirmek gibi iki ana fonksiyona sahipken, Ombudsman’ın görevi gazetede çıkan haber ve yorumların eksikliklerini, yanlış ve yanlılıklarını izlemek ve düzeltmektir. Bu model Ombudsmanlık, İsveç modeli olarak nitelendirilirir. ABD modelinde ise her basın kuruluşunun bizatihi kendisi tarafından belirlendikten sonra Ombudsman, gazetede çıkan haber ve yorumlara ilişkin okuyucu şikâyetlerini değerlendirir ve gazetecilere mesleki sorumluluklarını hatırlatır. Türk basınında ise Ombudsmanlık Hürriyet ve Milliyet Gazetelerinde uygulanmıştır.

Bu iki bağımsız gönüllü kuruluş tipinin yetersiz kalması üzerine Basın Gözlemevleri gündeme gelmiştir.

Yasayla oluşturulan öz denetim kuruluşları ise basın alanında kamuoyunun onaylamadığı, insanların kişilik haklarına saldıran ya da genel ahlaka aykırı olan yayınların önlenmesini sağlayacak mesleki ahlak kurallarının uygulanmasını etkin olarak denetlemeyi amaçlasa da, gönüllü kuruluşların aksine yetkilerini yasalardan aldıkları için çoğulcu demokrasiyle çeliştiği yönünde birçok eleştiriye maruz kalmıştır.

Hukuk Yoluyla Basın Etiğinin Sağlanması

Basın etiği ve mesleksel disiplin öz denetim yolunun yanı sıra hukuk yoluyla da gerçekleştirilir. Bu bağlamda ülkemizde basın etiğinin hukuk yolu ile denetlenmesine aşağıda sayılacak durumların Türk Ceza Kanunu'nda suç olarak nitelendirilmesi örnek olarak verilebilir: hakaret, intihara yönlendirme, özel hayatın gizliliğinin ihlali, örgüt propogandası, müstehcenlik, savaşta yalan haber yayma vb. Bu suçların birçoğunun basın ve yayın organları aracılığıyla işlenilmesi kanunda ağırlaştırıcı bir sebep olarak öngörülmüş ve failine verilecek cezalarda artırıma gidilmiştir.

Basın etiği kapsamında gazetecinin sahip olması gereken bir etik kimliği ve takip etmesi gereken etik kuralları vardır. Bu kurallar haberde doğruluk, haberde doğruluğun kanıtlanması, haberde nesnellik, haberde çarpıtmadan, manipülasyondan ve uydurma ve maksatlı haberden kaçınma, pornografik fotoğraflar kullanmama olarak sıralanabilir. Diğer basın meslek ilkeleri ve gazetecinin temel görev ve ilkeleri Basın Konseyi ve Türkiye Gazeteciler Cemiyetince yayınlanmıştır.

Yazılı basınla ilgili oluşturulan etik ilke ve kurallar ile kendi kendine denetim yöntemleri elektronik basın için de geçerlidir. Elektronik basından kast edilen radyo (işitsel), TV (görsel) ve internet gazeteciliğidir. Türkiye’de radyo ve TV yayıncılığında etik ilke ve kurallarının temelini 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Yasa ile kısa adı RTÜK olan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun ilke ve kuralları oluşturmaktadır.