Kardiyorespiratuar Uygunluğun Önemi ve Tespiti
Kardiyorespiratuar Uygunluk, büyük kas gruplarını içeren dinamik egzersizleri, orta -yüksek şiddete uzun süre yapabilme yeteneğidir. Aerobik uygunluk, aerobik kapasite, kardirespiratuar dayanıklılık, kardivasküler uygunlukla aynı şeyi ifade eder.
Aerobik aktiviteler sırasında akciğerler, kalp ve kan damarlar, kaslara ATP üretimi için oksijen taşırlar. Daha fazla oksijeni alıp, kullanabilme kapasitesi, daha gelişmiş bir kardiyorespiratuar uygunluğun göstergesidir. Bu yüzden bir dakikada alıp kullanılan en yüksek miktardaki oksijenin ölçülmesi (MaksVO2), kardiyorespiratuar uygunluğun değerlendirmesinde kullanılır. Maksimal oksijen tüketimi yürüyüş, koşu, yüzme, bisiklete binme, kros kayağı, aerobik (su aerobiği dahil) ve ip atlama gibi uzun süre aerobik aktivitelerle gelişir.
Kardiyorespiratuar uygunluk düzeyinin artışı, tüm nedenlerden, özellikle de kalp damar hastalarından kaynaklı ölümlerde azalmaya neden olabilmektedir. Ayrıca tip 2 diyabet riski azalır, kan basıncı ve kan lipid düzeyleri düşer. Aerobik aktiviteler fazla kalori yakar böylece kilo vermeye yardımcı olur. Kardiyorespiratuar uygunluktaki artışlar, eğlence ve spor aktivitelerine daha çok katılabilmenizi sağlar.
Kardiyorespiratuar uygunluk düzeyi MaksVO2düzeyi ile değerlendirilir. "ml/kg/dk" olarak ifade etmek, standartlaştırmayı sağlar böylece başkalarıyla karşılaştırma ve hangi düzeyde olduğunun tespiti sağlanabilinir. MaksVO2değeri 25 yaşından sonraya azalmaya başlar ve yılda yaklaşık %1 oranında azalır, egzersiz yapmak bu düşüşü yavaşlatır.
Kişinin MaksVO2 değerini doğru tespiti için kişi teste yorgun girmemeli, cihaz doğru ölçüm yapmalı, test çevresi uygun ısı,nem ve hava akımında olmalıdır.
Maksimal bir teste gözlenen en yüksek kalp atım hızı, kişinin gerçek maksimal kalpatım hızı iken, yaşa bağlı maksimal kalp altım hızlarının azaldığı gerçeği, indirek yolla tahmin edilmesine dönük formüllerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. İndirek yolla tahminlerde 10 -15 atım/dk arasında hata payları söz konusu olabilir.
Algılanan zorluk derecesi (AZD), egzersiz testinin her basamağının, subjektif olarak ne kadar zorlukta algılandığını ölçer. Ölçek, kişinin ne zaman tükenmeye yaklaştığını bilmemize yardımcı olur ve değerler maksVO2'yi tahmin etmek ve egzersiz şiddetini belirlenmek için kullanılabilir. Klasik ölçek 6-20, modifiye ölçek ise 0 -10 ölçeklidir.
MaksVO2 'nin tespitinde pek çok farklı ergometre kullanılmakla birlikte, harekete aşinalık,kondisyon düzeyi, kronik hastalık, obezite, ortopedik sorunlar ergometre seçini belirler.
MaksVO2 tespitinde en çok kullanılan testler koşu bandın uygulanan basamaklı egzersiz testleridir. Her test için, yaşa cinsiyete, sağlık durumuna bağlı tahmin denklemleri geliştirilmiştir. Bunlardan Balke testinin temel özelliği hızın sabit, eğimin ise belirli aralıklarla artırılmasıdır. Bruce testi ise her 3 dakikada bir hız ve eğim artışının olduğu bir testtir. Bu protokol için aktif ve sedanter, kadın ve erkekler, kalp hastaları ve yaşlılara uygulanabilir. Yüksek riskli ve yaşlı bireyler için Modifiye Bruce protokolü, Bruce protokolünden daha uygundur. Bu testin ilk iki aşama dışındaki basamakları, standart Bruce protokolü ile aynıdır. Modifiye Bruce protokolünde oksijen tüketiminin tahmini için ACSM'nin yürüme için oksijen tüketim eşitliği kullanılır.
Kardiyorespiratuar uygunluğun değerlendirmesinde kullanılan saha testlerinin temel mantığı, daha yüksek kardiyorespiratuar uygunluğa sahip kişilerin, daha düşük düzeyde olanlardan daha hızlı koşabileceği/yürüyebileceği mantığına dayanmaktadır. Bu açıdan 12 dakika Cooper ve 1.5 mil koşu testleri ile 1 mil ve 6 dakika yürüme testleri sıklıkla kullanılır. Koşu testlerinde olabildiğince hızlı koşmak gerektirdiğinden, 30 yaşın üzerindeki hareketsiz bireyler, tıbbi nedenlerle çok düşük fiziksel uygunluk düzeyine sahip hareketsiz kişiler, eklem sorunları olan veya obezler için uygun bir test değildir. Yürüme testleri ise, daha düşük kardiyorespiratuar uygunluğa sahip, yaşlı ve kronik hastalığa sahip kişiler için daha uygundur.