Egzersiz ve Hormonlar

İnsan fizyolojik bakımdan yapım ve yıkım faaliyetleri gerçekleştiren bir organizmadır. Söz konusu organizma yaşamsal aktivitesini korumak ve sürdürmek için sürekli aktif bir çaba halindedir. Organizmanın yaşamsal faaliyetlerini sürdürmede göstermiş olduğu bu aktif çabaya homeostaz veya iç denge adı verilir.Egzersiz kavramı, sağlık ilişkili fiziksel uygunluk parametrelerinden bir veya birkaçını ilerletmek için yapılan düzenli, planlı ve programlı bir fiziksel aktivite olarak tanımlanabilir. Ayrıca egzersiz en temel hali ile akut olarak organizma üzerinde kontrollü bir stres yaratma aracı olarak değerlendirilebilir.Söz konusu bu stres organizma tarafından homeostatik dengenin bozulması olarak algılanır. Bu durumun temel nedeni egzersiz süresince organizmanın istirahat koşullarının üzerinde aktif bir çaba sergilemek zorunda olmasıdır. İstirahat koşullarının üzerindeki bu değişimlerin gerçekleştirilebilmesinde nöroendokrin sistem önemli bir işlev görür.

Endokrin Sistem

Endokrin sistem hormon salgılayan salgı bezleri, organlar ve bu hormonların doku tarafında kendilerine bağlanarak mesajlarını iletebildikleri hormon reseptörlerinden oluşmaktadır (Powers ve Howley, 2018). Endokrin sistem sinir sistemi ile birlikte çalışarak ve geri bildirim mekanizmalarını kullanarak insan vücudunun düzenli şekilde çalışmasında hayati bir rol üstlenir.

Geri Bildirim Mekanizması

Vücutta homeostatik dengeyi bozan bir durum meydana geldiğinde nöro - endokrin sistem tarafından bu durumun algılanması ve tekrar homeostatik dengenin sağlanması için cevap oluşturulmasına geri bildirim (feedback) mekanizması adı verilir.

Hormon

Hormonlar endokrin bez veya organda üretildikten sonra kan dolaşıma bırakılan ve sadece hedef dokudaki reseptörüne bağlanarak etki gösterebilen kimyasal mesaj taşıyıcılardır (Farrell, Joyner ve Caiozzo, 2011).

Endokrin Bez ve Organlar

Sinir sisteminden aldıkları uyarılar sonucunda hormonları üreterek kan dolaşımına bırakan endokrin sistemin temel yapılarıdır.

  • Hipotalamus
  • Hipofiz Bezi
  • Epifiz Bezi
  • Tiroid Bezi
  • Timus
  • Pankreas
  • Böbrek Üstü Bezi
  • Testis ve Yumurtalık

Egzersiz ve Endokrin Sistem

Egzersizin en önemli metabolik çıktılarından biri artan enerji talebidir. Uygulanan egzersizde aktif görev alan iskelet kasları karbonhidratları, yağları ve proteinleri enerji elde etmek için kullanır. Hangi besin öğesinin daha fazla kullanılacağı ve hangi enerji sisteminin baskın olacağı yapılan egzersizin şiddeti ve süresi ile ilişkilidir. Bununla birlikte egzersiz öncesi ve sırasındaki beslenme durumu, sporcunun kondisyonel seviyesi gibi faktörlerde ikincil düzeyde etki gösteren diğer faktörlerdir.

Eğer uygulanan egzersiz düşük şiddette ve kısa süreli ise bu egzersizin enerji maliyetinin görece düşük olacağı dolayısı ile organizma üzerinde yüksek düzeyde bir stres oluşturmayacağı varsayılabilir. Bu duruma kıyasla uygulanan egzersiz yüksek şiddetli ya da orta şiddetli fakat uzun süreli bir egzersiz ise organizma üzerinde daha yüksek bir stres ve enerji maliyeti oluşturacağı düşünülmelidir.

Egzersizle birlikte organizmanın stres altında kalması, homeostatik dengenin bozulması, istirahat durumuna kıyasla artan enerji maliyetinin karşılanma gerekliliği nöroendokrin sistemin aktivitesinin artmasına neden olur. Bu durum sonucunda öncelikli olarak otonom sinir sistemi aracılığı ile gerekli elektriksel uyarılar oluşturulur. Endokrin sistem mevcut uyarılar doğrultusunda belirli hormonların kan konsantrasyon seviyelerini düzenleyerek metabolik faaliyetlerin gerçekleşmesindeki görevini yerine getirmektedir.

Egzersiz ile birlikte kan hormon konsantrasyon seviyesi artan önemli hormonlar;

  • Epinefrein
  • Norepinefrin
  • Kortizol
  • Büyüme Hormonu
  • Glukagon

Egzersiz ile birlikte kan hormon konsantrasyon seviyesi azalan önemli hormon;

  • İnsülin