Etiketleme ve İşaretlemede Eğitim ve Uygulama

İş güvenliğinde eğitimin başlıca amacı, çalışanları korumak ve iş yerinde işletme güvenliğini sağlamaktır. Çalışanların, iş yerinde iş kazası ve meslek hastalıkları gibi olumsuz koşullardan korunmasıyla, beden ve ruh bütünlükleri açısından rahat ve güvenli bir ortamda çalışmak üzere eğitilmeleri sağlanmalıdır. İş yerinde alınacak tedbirlerle iş kazalarından, güvensiz ve sağlıksız çalışma ortamlarından doğabilecek makine ve motor arızaları ile kayıplar ve işletmeyi tehlikeye düşürebilecek ortamlar, çalışanların iş güvenliği konusunda eğitilmeleri ile ortadan kaldırılabilir. Gerçekte işçi sağlığı ve iş güvenliğinde eğitim; iş yerlerinde işin yürütülmesi sırasında çeşitli nedenlerden kaynaklanıp çalışanların sağlığına ve güvenliğine zarar verecek koşullardan korunmaları için çalışanlara yönelik olarak yapılan, sistemli bilinç ve eğitim çalışmalarıdır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) kayıtlarına göre ülkemizde sigortalı her bir işçinin iş kazası sebebiyle ölüm riski ortalama 0.5 iken Avrupa’da bu oran 0.1’dir. Ülkemizde çalışanların hizmet öncesi ve hizmet içindeki iş güvenliği eğitimi eksikliği o derece bilinçsiz bir seviyededir ki, çalışanlar ve işverenler iş güvenliği eğitim çalışmalarını gereksiz görerek yadırgamaktadırlar.

Etiket ve işaretlerin içerikleri ve verdikleri mesajlar hakkında eğitim düzenlenirken yetişkinlerin eğitimi özelliklerine dikkat etmekte yarar vardır. Örneğin M.Ö. 551-479 yılları arasında yaşamış ünlü düşünür Konfüçyus, “Duyduğumu unuturum, gördüğümü hatırlarım, yaptığımı anlarım.” ifadeleri yetişkinlerin öğrenme yöntemleri için önemli bir yön göstermedir. Bu alanda araştırmalar yapan Malcolm S. Knowles 1970 yılında yayımladığı “Yetişkin Eğitiminde Modern Uygulama- The Modern Practice of Adult Education” isimli eserinde yetişkin eğitiminin çocuklardan farklı olması gerektiğini ileri sürmüştür. Eserinde aşağıda belirtilen önemli görüşleri savunmuştur

Yetişkinler kendi kendilerini yönlendirmeyi sever.

Yetişkinlerin eğitim için kaynak olarak kullanılabilecek zengin bir deneyim hazinesi vardır.

Yetişkinlerin öğrenmeye hazırlanması genellikle bir şey bilmek ya da yapmak ihtiyacından etkilendiği için içerik / kapsam odaklı değil, problem merkezli öğrenmeye açıktırlar.

Yetişkinler genellikle dış faktörlerden değil, iç faktörlerden motive olurlar. 1960’lı yıllarda Edgar Dale kişilerin yaptıkları şeyleri, “duymaya”, “okumaya” veya “görmeye” karşı daha iyi algıladıkları teorisini oluşturmuştur. Bu teori daha sonra “Dale Konisi”nin gelişmesini sağlamıştır. Edgar Dale’in tecrübe konisindeki öğrenme aşamaları-koşulları aşağıdaki gibidir:

  • Okuma : % 10
  • İşitme : %20
  • Görme: %30
  • Görme ve işitme : % 50
  • Söyleme-yazma: % 70
  • Yapma:% 90

İhtiyacı Karşılayacak Eğitim Programının Belirlenmesi ve Ölçümlenmesi

Eğitim programı belirlenirken çalışanın maruz kalabileceği tehlikeler ve risk durumları göz önünde bulundurulmalıdır. Eğitim sonrasında eğitimin etkinliğinin ölçülmesi gerekmektedir. Eğitimin etkili olduğu ölçmek için birçok metot bulunmaktadır. Bunların içinde en yaygın olarak kullanılanı Kirkpatrick'in dört seviyede değerlendirme metodudur (Kirkpatrick's four levels of evaluation method).

  • Reaksiyonlar (reactions)
  • Öğrenme (learning)
  • Davranış (behaviour)

Sonuçlar (results) Kimyasal Maddelerin Etiketleri Hakkında Eğitim

Kimyasal maddelerin etiketlerindeki bilgiler ürünün tehlikesi ve bu tehlikelere karşı alınması gereken önlemleri içermektedir. Çalışanların bu tehlikelerden korunabilmeleri için yer alan;

  • Zararlılık işareti
  • Uyarı kelimesi
  • “H Zararlılık ifadeleri”
  • “P Önlem ifadeleri”

kavramlarının taşımakta olduğu anlamlar mutlaka çalışanlar tarafından bilinmelidir ve çalışanlar bu kavramlar hakkında eğitilmelidirler.