Roma Tarihi V
Nerva-Antoninus ve Severus Hanedanları
Nerva-Antoninus Hanedanı
Nerva (MS 96-98)
Nerva, MS 96’da imparator ilan edildi. Kısa yönetimi, imparatorluk için mümkün olan en iyi adayların seçilebilmesine yönelik bir politikanın oluşturulmasında etkili oldu.
Traianus (MS 98-117)
MS 98’de imparator oldu. Takip eden süreçte neredeyse kesintisiz savaştı. MS 101-102 ve 105-106’daki iki savaşla Dacia’yı ilhak etti. MS 105-117 yılları arasında, Doğu’da gerçekleştirdiği seferler sonucunda Basra Körfezi’ne kadar ulaştı. MS 117 yılı itibarıyla Roma İmparatorluğu’nu en geniş sınırlarına ulaştırdı. MS 114’te resmî olarak Optimus (En İyi) unvanını aldı.
İmparatorluktaki ekonomik sıkıntıları giderebilmek için yardıma ihtiyacı olanlara maddi destek sağlamasının yanı sıra belediyeleri yakından takip edecek curator adı verilen görevliler atadı. Roma’daki bayındırlık işlerini aksatmadan devam ettirdi. Yol yapımı çalışmalarına da ayrı bir önem verdi.
Hadrianus (MS 117-138)
MS 117’de imparator oldu. Yönetiminde genişleme siyasetinden ve askerî seferlerden vazgeçti. Bunun yerine, sınırları güçlendirdi. Britannia’daki Hadrianus Duvarı ve Mainz ile Regensburg arasında uzanan bir limes (müstahkem sınır) bu anlayışını yansıtan örneklerdir.
Hadrianus, yasal idareyi de geliştirdi. Bu işle ilgilenmeleri için zamanın önde gelen hukukçularını görevlendirdi. Ayrıyeten bir entelektüel olarak Hellenistik sanat tarzlarını, edebiyatını ve kültürünü teşvik etti. Roma’da giriştiği imar faaliyetleriyle de kentin gelişimine büyük katkı sağladı.
Antoninus Pius (MS 138-161)
MS 138’de imparator olduktan sonra istikrarlı bir yönetim sergiledi. Senatus’la her yönüyle müspet bir ilişki geliştirdi. Dış politika meselelerinde, sınırları ve Roma topraklarını ihtiyatlı bir gözle takip etti. Egemenlik altındaki alanların önce barışçıl yollarla sonra idari ve nihayet askerî taktiklerle savunulmasını benimsedi.
Marcus Aurelius (MS 161-180)
Marcus Aurelius, MS 161’de imparator ilan edildikten sonra Lucius Verus’un ortak imparator olarak atanmasını sağladı. Yönetimi sırasında, Doğu’da Parthlar Batı’da ise Tuna sınırında yaşayan kavimler imparatorluğun huzuruna yönelik büyük tehlike yarattılar. Bir dizi başarılı seferin ardından MS 166 yılında Parthlara MS 175 yılı itibarıyla da Tuna sınırındaki kavimlere karşı bir üstünlük sağlandı. MS 179 yılına gelindiğinde ise Marcomanlar ve Quadlar yok olmanın eşiğine getirildiler.
Commodus (MS 180-192)
MS 180’de imparatorluğun başına geçtikten sonra, Tuna sınırında sürdürülen savaşı askıya aldı. Yönetimi sırasındaki en önemli gelişme, MS 184 yılında Britannia’da gerçekleşti. Briton’ların yarattığı bu tehlike, düzenlenen üç seferle atlatılabildi. Zorbalıkla geçen yönetiminde, devlet idaresini, genellikle kendisine yakın hissettiği Praefectus Praetorio makamında bulunan görevlilere devrederek yürütmeye çalıştı.
Pertinax ve Didius Lulianus (MS 193)
Commodus’un öldürülmesinden sonra imparator olan Pertinax, iflasın eşiğindeki imparatorluk ekonomisini istikrara kavuşturmaya çalıştıysa da aldığı sıkı ekonomik tedbirler Praetoriani tarafından öldürülmesine neden oldu.
Aynı yıl Didius Iulianus, imparator olarak ilan edildi. Ancak yeni imparatorun ilan edilmesinde Praetoriani’nin başına buyruk eylemleri, eyalet ordularının öfkesini uyandırdı.
Severus Hanedanı (MS 193-235)
Septimius Severus (MS 193-211)
Severus Hanedanı’nın kurucusu olan Lucius Septimus Severus’un yönetiminin ilk yıllarına Doğu’daki Parth tehlikesi damgasını vurdu. MS 197-198 yılları arasında yapılan başarılı seferler, Doğu’daki Roma egemenliğinin Dicle’ye kadar genişletilmesini sağladı. Britannia’daki savaşlar ise MS 208 yılı itibarıyla Caledonia’nın işgal edilmesiyle sona erdi.
Severus, yönetimi sırasında, iyi bir yönetici ve hukukçu olduğunu kanıtladı. Memuriyetleri yeni sosyal sınıflara açarak farklı ve gerçekçi bir politika yürüttü. Bir tür askerî monarşi kurdu ve Senatus aristokrasisi yerine Equites’i tercih etti.
Caracalla (MS 211-217)
Caracalla, MS 26 Aralık 211’de Geta’yı öldürdükten sonra tek başına imparator oldu. Yönetimi sırasında Senatus’u görmezden gelirken senatörlere karşı açık bir nefret sergiledi. Babasının kendisine bıraktığı serveti hızla tüketen maliyetli bir inşaat programı başlattı. Ekonomi alanında para biriminin değerini düşürmek için yeni bir gümüş sikke olan Antoninianus’u piyasaya sürdü. MS 212’de ise Constitutio Antoniniana kararnamesi ile Roma İmparatorluğu’nun tüm özgür sakinlerine Roma vatandaşlığının verilmesini sağladı.
Macrinus (MS 217-218)
Macrinus’un kısa saltanatındaki en önemli gelişme, MS 217’de V. Artabanus’un Mezopotamya’yı işgal etmesiyle patlak veren Nisibis Savaşı’nda alınan ağır yenilgi oldu. Sonrasında, Elegabalus’la girdiği iktidar mücadelesini kaybederek öldürüldü.
Elagabalus (MS 218-222)
Macrinus’tan sonra yönetimi devralan Elagabalus, davranışlarıyla Roma’daki gelenekçileri çileden çıkardı. İmparatorluk işlerini Iulia Maesa ve Praefectus Praetorio Comazon’un ellerine bıraktı. Praetoriani’nin isyanı sonunda annesiyle birlikte öldürüldü.
Severus Alexander (MS 222-235)
Severus Alexander, imparatorluğun yönetiminde annesi Mamaea’nın ve büyükannesi Maesa’nın öğütlerine boyun eğdi. Doğu’da Sasanilerin Batı’da ise Germanların saldırılarına karşı etkisiz bir siyaset yürüttü. Sonunda annesi ile birlikte öldürüldü.