Roma Tarihi III
Cumhuriyetten İmparatorluğa Geçiş
Gracchus Kardeşler ve Sosyoekonomik Reformları
Geç Cumhuriyet Dönemi’nde sosyoekonomik alanda yapılan en kapsayıcı reformlardan ilki Tiberius Sempronius Gracchus’a aitti. Toplumsal ve askerî krize bir çözüm bulmaya çalışan Tiberius, kamu arazisine (ager publicus) topraksız vatandaşları yerleştirmeyi düşündü.
MÖ 123 ve 122’de Tiberius’un küçük kardeşi Gaius Sempronius Gracchus Tribunus seçildi. Abisinin tarım reformlarını devam ettiren Gaius, makul ölçüde ucuz ve istikrarlı bir buğday fiyatını temin etmeye çalıştı. Roma vatandaşlığından daha geniş kitlelerin yararlanması için girişimlerde bulundu. Siyasal alanda Senatus’un üyelerini denetim altında tutacak Equites sınıfından oluşan bir kurul oluşturmaya çalıştı.
Gaius Marius: Iugurtha Savaşı ve German İstilası
Marius (MÖ 157- 86), Arpinum kasabasından Equites sınıfına mensup bir aileden gelmekteydi.
Askeri yetenekleri, Iugurtha Savaşı’nın (MÖ 112– 105) kazanılmasında önemli bir etmen oldu.
Teutonlar ve Kimberlere karşı MÖ 102- 101’de Aquae Sextiae’de ve Campi Raudii’de elde ettiği başarılar MÖ 101’de altıncı kez Consul olarak seçilmesini sağladı.
Marius, orduya giriş koşullarını düzenleyen bir reform yaptı. Buna göre orduya yazılırken mülkiyet niteliklerini görmezden geldi.
Müttefikler Savaşı (MÖ 91 -88)
MÖ 1. yüzyılın başlarında, Roma ile İtalyan müttefikleri arasında gerilimler yaşandı. Bu gerilimlerin arkasında yatan ana nedenler, müttefiklerin vatandaşlık haklarına ve artan refah seviyesine ortak olmak istemeleriydi. MÖ 91- 88 yılları arasında, Roma Devleti’ne karşı giriştikleri savaşlar sonunda, istediklerini elde ederek vatandaşlık hakkını kazandılar.
Lucius Sulla ve İç Savaş
MÖ 90’dan itibaren, Roma’nın dış siyasetinde, gündemde olan isim Asia Eyaleti için büyük bir tehlike arz eden Pontos Kralı VI. Mithradates’ti. Mithradates’in Asia'daki Roma topraklarını işgal etme girişimi, I. Mithradates Savaşı’yla (MÖ 88 -85) engellenebildi.
Mithradates tehdidi, Lucius Cornelius Sulla’ya MÖ 88 yılı Consul’luğunu kazandırdı. Ancak siyasi manevralarla Doğu komutası Marius’a devredildikten sonra, Sulla, Roma’yı işgal etti. Yaptığı bir kısım düzenlemenin ardından Doğu’ya hareket etmek üzere ayrıldı.
MÖ 82’de yeniden İtalya’ya geçti ve bir iç savaş daha başlattı. Proscriptio (yasaklılar) adı verilen sıkıyönetim tedbiriyle Roma’daki muhaliflerini sindirdi. MÖ 81 yılında kapsamlı bir reform programını hayata geçirdi.
Pompeius ve Caesar
MÖ 80’li yıllarda, Roma, Iberia’da İspanya’nın kontrolü için Praetor Quintus Sertorius’un (MÖ 126 -73) başını çektiği ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya kaldı. Bu tehlike ancak MÖ 72 senesinde atlatılabildi.
MÖ 74’te Bithynia Krallığı vasiyet yoluyla Roma’ya geçti.
MÖ 73- MÖ 71 yılları Spartacus isyanına sahne oldu.
MÖ 67’de, Pompeius, muazzam bir başarı elde ederek Doğu Akdeniz’deki korsanları etkisiz hale getirdi. Bir yıl sonra Mithradates tehlikesini ortadan kaldırdı ve Doğu’yu yeniden düzenledi.
MÖ 60’ta, Caesar, Crassus ve Pompeius, üçlü bir yönetim (I. Triumvirlik) kurdular.
MÖ 58’de, Caesar, komutanlık görevlerine başlamak üzere Roma’dan ayrıldı. Aynı yıl, Gallia’nın batısına göç etme kararı alan Kelt kökenli Helvetilerin bölgeye girmesine izin vermedi. MÖ 57’de, Gallia’nın büyük bölümünü Roma hâkimiyetine soktu
MÖ 54’te Iulia’nın ve MÖ 53’te Crassus’un ölümleri Pompeius ve Caesar arasındaki ittifakı sona erdirdi.
MÖ 52’de, imparatorluğun kuzeydeki sınırı Ren Nehri idi.
MÖ 49’da, Caesar, Rubicon Nehri’ni geçerek bir iç savaş başlattı. MÖ 48’de Pharsalos ve MÖ 45’teki Munda savaşlarıyla düşmanlarını yok etti.
Caesar, MÖ Eylül 45’te Gaius Octavius’u varisi ve evlatlık oğlu olarak belirleyen bir vasiyetname hazırladı. MÖ 15 Mart 44’te Senatus’ta öldürüldü
Octavianus ve II. Triumvirlik
Caesar’ın öldürülmesinin ardından Roma’yı kimin yöneteceğine karar vermek için yapılan iç savaşlar, cumhuriyetten imparatorluğa geçişin tarihsel bağlamını yarattı.
MÖ 43 yılının Kasım ayında İkinci Üçlü Yönetim (II. Triumvirlik) kuruldu. MÖ 40 yılındaki paylaşımda, Makedonya’dan doğusu Antonius’ta, Illyricum’dan batısı Octavianus’ta kaldı. Lepidus ise Kuzey Afrika valiliğine getirildi.
Lepidus, MÖ 36’da Octavianus’a karşı giriştiği savaşta başarısızlığa uğradı. Geriye kalan Antonius ve Kleopatra, MÖ 2 Eylül 31’de Actium açıklarında yapılan deniz savaşında Octavianus karşısında yenildiler.