Eski Yunan Tarihi 1
Yunan Tarihinin Özellikleri, Başlangıcı ve Kökenleri
(Kronoloji, Coğrafya, Kaynaklar, Epigrafi ve Arkeoloji)
Bugünkü Yunanistan olarak tanımlanan toprakların yerli halklarının Yunanlı olmadığını, Yunanlıların değişik çağlarda Dor, Aiol, İon ve Akha boyları halinde göç ederek ülkeye yerleştiklerini antik kaynaklar dile getirmektedir. Boylar arasında siyasi ve ideolojik rekabet kimin gerçek Yunanlı olduğu tartışmasında yoğunlaşıyordu. Bu açıdan Atina’nın temsil ettiği İonlarla Sparta’nın temsil ettiği Dorlar arasında güçlü bir ideolojik rekabet vardı. Her iki taraf da soylarını tanrılar, yarı tanrılar ve kahramanlara kadar uzatarak karmaşık bir soylar-boylar kuramı geliştirmişlerdi.
Yunan tarihçileri kendi Eskiçağları ve kökenleri konusunda bir takım karmaşık fikirlere sahipti. Daha MÖ 5. yüzyılda olasılıkla Mısır’la girdikleri ilişkilerin sonucu olarak krallar ve kuruculara yönelik listeler hazırlamaya başlamışlardı. Burada takip ettikleri yaklaşım örnekleri Mısır ve Önasya’da görünen türden bir yaklaşımdı. Adı verilen kralların tarihi kişilikler olup olmadığı hep belirsiz bir konu olarak kalmıştır.
Atinalılara göre krallığın kökeni Kekrops adında yerli bir krala kadar gitmektedir. 1556-1162 yılları arasında hüküm süren 15 kral dönemine Kekropidai veya Erekhthid’ler dönemi denir. Daha sonra 1126-754 yılları arasında hüküm sürmüş 13 kral Melanthid’ler veya Kodros oğulları şeklinde anılır. Antik kaynaklar bu dönemde başa geçen Medon (1068-1048) döneminde krallık rejiminin kaldırıldığını yerine arkhonluk rejiminin kurulduğunu söylemektedirler. Arkhonluk görevi tıpkı krallık gibi ömür boyu sürüyordu. Daha sonra 755-753 yılları arasında başa geçen Alkmaion’la birlikte arkhonların görev süreleri onar yıla indirilmiştir. Daha sonra Kreon (682-681) döneminden itibaren de arkhonluk süresi birer yıla düşürülmüş, onların hüküm sürdüğü seneye de adları verilmiştir.
Spartalılar, bir Dor kabilesi olan Hyleis’den ve efsanevi kahraman Herakles’in soyundan geldiklerini kabul ediyorlardı. Herakles’in babası Zeus, atası ise Zeus’un oğlu Perseus’tu. Herakles’ten Aristodamos’a kadar 3 kralın adı verilir. Bunlar döneminde sürgüne gönderilen Herakles soyu Peloponessos’a geri dönmüştür. Aristodamos’un Eurysthenes ve Prokles adında ikiz oğlu vardı. Hangisinin daha büyük olduğu anlaşılmadığı için ikisinin birlikte yönetmesi kararlaştırılmıştır. Sparta’da bu dönemden itibaren ikili bir kraliyet sistemi ortaya çıkmıştır. Spartalılar, yönetim biçimlerinin temelini Eurysthenes’in oğlu Agis’e ve Prokles’in oğlu Euryphon’a dayandırmışlardır. Onların soyundan gelen krallara Agiad’lar ve Eurypontid’ler adı verilmiştir
Epigrafik ve arkeolojik bulgular kültürel açıdan oldukça parçalara ayrılmış Yunanistan ve Ege adalarının Perslerin gelişiyle birlikte bir üniterleşme sürecine girdiğinin ve Büyük İskender’le birlikte dilde, yazıda ve inanç sisteminde bir standartlaşmanın başladığını göstermektedir.
Yaşadıkları ülkenin coğrafi koşulları nedeniyle denizciliğe yönelmiş ve deniz aşırı yolculuklara ticaret ve yerleşmek amacıyla çıkmışlardı. Ülkenin tarıma elverişli toprakları kıttı, kurak bir iklimi ve yetersiz su kaynakları vardı.
Yunan tarihinin incelenmesi tarihçiler, coğrafyacılar, edebiyatçılar, mitograflar ve kronograflar aracılığıyla bolca ele alınmıştır. Oldukça zengin sayılacak bir anlatı geleneği oluşturmuşlardır.
Yunan tarihinin kaynakları arasında en somut veri alanı arkeolojik ve epigrafik çalışmalardan elde edilmektedir.