Eski Çağ Tarihine Giriş
Eski Çağ Tarihinin Kavramı ve Sınırları
Eski Çağ Tarihi MÖ III. bin yıldan MS 6. yüzyılın sonuna kadar uzanan zaman diliminde genel hatlarıyla Akdeniz ve Ön Asya kültürleri ile bunlarla doğrudan ya da dolaylı olarak ilişkisi olan komşu bölgelerin yazı ile başlayan en eski devirlerinden Roma İmparatorluğu'nun çöküşü ve Avrupa Orta çağ’ına kadar olan süreyi kapsamaktadır.
Tarih çağlar içinde en uzun zaman dilimini işgal eden bu disiplin gerek zaman gerekse ele aldığı coğrafyanın büyüklüğü nedeniyle "Eski Doğu" ve Eski Batı" olarak iki kategoride incelenmektedir. Eski Doğu, Mezopotamya, Mısır, Anadolu, Suriye, Filistin ve İran ile bunlarla doğrudan ilişkide olan komşu bölgeleri içine alırken, Eski Batı, Batı Anadolu kıyları dahil eski Hellen ve Roma ile yine bunlarla ilişkisi olan coğrafyaları kapsamaktadır. Dolayısıyla Eski Çağ Tarihi Amerika kıtası, Afrika'nın bir bölümü, Hint, Çin ve japonya gibi iletişimin az olduğu kültürleri araştırma sahası dışında tutar.
Eski Çağ Tarihinin Kaynakları
Eski Çağ Tarihi'nin kaynakları dönemin şartlarına göre yazılı ve yazısız olarak iki ana grupta incelenmektedir. Yazısız kaynaklar genellikle arkeolojik malzemeler olarak tanımladığımız somut nesneler iken, yazılı kaynaklar ise edebi, epigrafik, papirolojik ve nümüsmatik kaynaklar olarak dört başlık altında değerlendirilmektedir. Tabiki bu kaynaklar günümüze ulaşana kadar ki geçen süre zarfında herhangi bir değişkliğe uğramış olup olmamasına diğer bir deyişle asli halini koruyup korumamasına göre de "birinci ve ikinci el kaynak" olarak ayrı bir sınıflandırmaya daha tabi turulmaktadırlar.
Eski Çağ Tarihini İnceleyen Başlıca Disiplinler
Eski Çağ Tarihi'nin araştırılmasında kaynaklar kadar bu kaynakların bulunması ve değerlendirilmesinde faydalanılan diğer ilimlerin de oldukça önemi vardır. Şüphesiz bu ilimlerin başında tarihin tanımlasında da kullanılan yer ve zaman kavramını araştıran coğrafya ve kronoloji ilmini ayrı bir yerde tutmak gerekir. Bunların dışında yine Eski Çağ Tarihi'ne kaynaklık eden eserlerin ortaya çıkmasını sağalayan arkeoloji, bu kaynakların okunması ve aynı zamanda değerlendirilmesini sağlayan epigrafi ve filoloji'yi de unutmamak gerekir. Nümismatik (para bilimi), felsefe, sosyoloji ve antropolojiyi de Eski Çağ Tarihi araştırmalarına katklı sağlayan bilim dalları arasında saymak gerekir.
"Anadolu": Kavramı ve Sınırları
Eski Çağ'ın mekan sınırları içerisinde en önemli mihenk taşlarından birini temsil eden Anadolu, bulunmuş olduğu coğrafi ve stratejik konumunun da bir sonucu olarak Eski Doğu ve Eski Batı kültürünün merkezinde yer almış ve gerek Doğu kültürünün Batı'ya gerekse Batı kültürünün Doğu'ya taşınmasında önemli bir rol üstlenmiştir. Bundan dolayı Anadolu bazı dönemler Doğu ya da Batı bazı dönemler ise hem Doğu hem de Batı kültürünün ortak yaşam alanını temsil etmiştir. Bu yüzden Anadolu'nun eski çağ tarihi, tarihi çalışmalar içerisinde oldukça önemli bir yere sahiptir.
Coğrafyaya isimini veren Anadolu terimi, Hellen terminolojisine göre "doğu" ya da "gündoğumu" anlamlarına gelmekle birlikte bir coğrafyayı tanımlamak için ilk kez ne zaman kullanıldığı belirlenememektedir. Ancak yazılı kaynaklar bu adın MS 7. yüzyılın ortasından itibaren ilk kez bir coğrafyanın adı olarak kullanıldığını göstermektedir. Fakat orada Anadolu ile kast edilen yerin bugünkü Anadolu coğrafyasının tamamı değil, aksine küçük bir bölümüydü. Anadolu'nun bugünkü coğrafi karşılığının tam manasıyla 19. yüzyıldan itibaren kullanıldığı tahmin edilmektedir.