Fiziksel İşyeri Düzenleme: Gürültü ve Titreşim
Günümüzde teknolojik sistemlerin değişme hızı o kadar artmış durumdadır ki, normal bir insan artık onu takip edemez hâle gelmiştir. Bu durum insandan beklenenler hususunda bir değişiklik getirmişti r. İş, üretimden ağırlıklı olarak kontrol ve yönetime, yani işlerin nasıl yapılması gerektiğini düşünüp planlamaya doğru kaymıştır. Bu yolla insan, normal işlemden birçok adımı atmıştır. İnsanların makinelerin kontrolünü üslendiği bu tip yeni durumlar ise, başka problemleri doğurmuştur. Dahası, iş çevresi daha da talepli hâle geldikçe, insanların sıcaklık, ışık, basınç, ses, titreşim, gürültü, hız açısından neye dayanabileceği önemli duruma gelmiştir. İş yerindeki çevresel koşullar içinde gürültü, iş görenin iş yükünü etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Kulağımıza gelen ses, müzik, konuşma, uyarı sinyali veya karmaşık bir gürültü olabilir. Dünyamızdaki teknolojik gelişme, yaşamımızın pek çok alanında, özellikle de iş yerlerinde üretim hatta yönetim birimlerinde gürültünün artmasını beraberinde getirmiştir.
Maddenin titreşimi (vibrasyonu) ve bu titreşimin hava ve su gibi bir ortam içinde iletilerek kulağa gelmesi ses olarak tanımlanır. Ses, elastik bir ortam olan havada, mekanik titreşimlerden oluşan ve havanın statik basıncına ek olarak gelen basınç değişiklikleridir. Kulak, akustik enformasyon açısından ses sinyalini alan, çeviren ve beyine ileten bir organdır. Ses, havanın titreşimine bağlı olan bir olay olmakla beraber, sesin iki özelliği önem taşır. Bunlar sesin frekansı ve sesin şiddetidir.
Ses Frekansı, ses dalgalarının saniyedeki titreşim sayısıdır ve Hertz (Hz) ölçü birimi ile ifade edilir (rezonans, tınlaşım). İnsan kulağı 20 ile 20000 Hz arasındaki seslere karşı duyarlıdır. Bu frekansın altındaki “infrasonik” ve üstündeki “ultrasonik” sesleri insan duyamaz. İnsanların bu yapısı kişiden kişiye değişiklik gösterir. “Tetik Bölgesi” olarak bilinen insan kulağının en hassas olduğu bölge 1000 ve 5000 Hz arasındaki frekans değerleridir. İnsan bu frekans bölgesinde oluşan sesleri, karşısında konuşan insanı görmeden de algılayabilir. Ses şiddeti (yeğinliği), sesi oluşturan titreşimlerin atmosferdeki basıncıdır (birim yüzeye düşen ses gücü, basıncı, yeğinliği) ve “Desibel” (dB) ölçü birimi ile ifade edilir ve “Odyometre” veya “Desibelmetre” ile ölçülür. 0,0002 mikrobar (dyn/cm 2) basınç yapan ses, “duyma eşiği” (duyma sınırı) olarak nitelendirilir ve 0 dB olarak kabul edilir. İnsan kulağının duyabileceği (hissedebileceği) maksimum ses şiddeti 130 dB (2000 dyn/cm 2) dir ki bu basınçtaki ses, kulakta ağrı yapar ve “ağrı duyma eşiği” olarak kabul edilir. Titreşim ölçümlerinde, titreşim düzgün ise; ivmenin etkin değeri (rms) m/s2cinsinden oktav bantları ile ölçülür.
Titreşim, insan vücudunun titreşimle temasta olduğu noktalardan ölçülür. Eğer iletim esnasında bir engel veya diğer faktörler etkili ise bunlar ölçüm esnasında göz önünde bulundurulur. Birim zamandaki titreşim sayısına titreşimin frekansı denir. Birimi Hertz’dir (Hz). Titreşimin tıbbi ve biyolojik etkisi büyük ölçüde şiddetine ve maruz kalınan süresine bağlıdır. İnsan vücuduna belirgin etkisi olan titreşimin frekansı ise 1 Hz ile 100 Hz arasındadır.
Gürültü sesin arzu edilmeyen seviyesidir ki şiddetli, sürekli, işitme organlarını tahriş edici durumlarda insanı rahatsız eder ve sağlığına zarar verir. Gürültünün kişisel maruziyet değerini ölçmek için dozimetre kullanılır. Gürültünün şiddeti arttıkça etkisi de artar.
Ses karmaşasının gürültü olarak algılanması, sadece sesin yoğunluğuna değil, ses karmaşasındaki enformasyon içeriğine ve algılayan kişinin ses olayına karşı takındığı tavra bağlıdır. İnsan için müsaade edilebilir ses seviyesi azami 80-85 dB oranıdır.
Zira, 85 dB üzerindeki ses şiddeti çalışanların işitme seviyesini olumsuz etkilemeye başlayacaktır.
Ergonomik olarak, titreşimin vücuda etkisi nde iki nokta söz konusudur. Tüm beden titreşimleri, vücudun tümüne aktarıldığında, risk oluşturan, özellikle de bel bölgesinde rahatsızlık ve omurgada travmaya yol açan mekanik titreşimlerdir.
El kol titreşimleri, el-kol sistemine aktarıldığında, insanlarda damar, kemik, eklem, sinir ve kas bozukluklarına yol açan mekanik titreşimlerdir.
Dönerek, vurarak veya hem dönerek hem de vurarak titreşen taş kırma makineleri, kömür ve madencilikte kullanılan pnömatik çekiçler, ormancılıkta kullanılan taşınabilir testereler, parlatma ve rende makinelerindeki titreşimler bu sınıf için örnek teşkil eden araçlardır.
Genellikle yumuşak ve kauçuktan yapılan ve dış kulak kanalına yerleştirilen kulak tıkaçları 15 -30 dB’lik bir ses yalıtımı sağlayabilir. Ayrıca kulağı tamamen saran, 25 -40 dB’e kadar ses yalıtımı sağlayan koruyucu kulaklıklar, tıkaçlardan daha etkin bir koruma malzemesidir. Kulak kepçelerini içine alarak, baş üzerinden geçen bir bantla birbirine tutturulmuş iki kısımdan oluşan maşonlar da bu gereksinim için tercih edilirler. Maşonlar, en az 20 dB’lik bir gürültü azaltması sağlamaktadır.
Uygun kulak koruyucusunun seçimindeki en önemli kriterler, istenilen ses azaltımının (yalıtımının) sağlanması ve kullanım rahatlığıdır.