Güvenliğe Dayalı İşyeri Düzenleme
Ergonomi, insan kabiliyet ve kapasitesine uygun iş çevresi düzenlemekle işçi sağlığının korunmasını ve iş kazalarının minimizasyonunu sağlamış olmaktadır. Ergonomi, güvenlikle ilgili yapılacak tüm teorik ve pratik yaklaşımların odak noktasındadır.
Ergonomi, insanların yetenekleri dışında çalışmalarının önlemesiyle artan güvenlik, kaza ve yaralanmalara yol açabilecek hataları önlediği için, işi daha güvenli hâle getirir. Dolayısıyla çalışma yerlerindeki Ergonomik normlar, İş Sağlığı ve Güvenliği’nin (İSG) kendisidir.
Güvenliğe (İSG) Dayalı İş yeri Düzenleme, kazadan korunmaya ve meslek hastalıklarını önlemeye yönelik bütün teorik ve pratik tasarım ilkelerinin göz önüne alındığı teknik önlemleri kapsamaktadır. Bu teknik önlemler bir taraftan İş Sağılığı ve Güvenliğini artırmayı amaçlarken, öte yandan çalışanların sağlık ve yaşamlarının korunmasına katkı sağlamış olur.
“Kazalar niye olmaktadır?” sorusu, Ergonomistlerin güvenlik ve sağlık çalışmalarını yıllardır meşgul eden bir problemdir. Bu nedenle, oluşan küçük ya da büyük tüm kazaları dikkatlice incelemek, analiz etmek, yol açan nedenleri araştırmak ve değerlendirme sonrasında gerekli ders ve önlemleri almak, kaza tekrarlarının önlenmesi veya etkilerinin en aza indirgenmesi açısından son derece önemlidir.
Kaza sebeplerini açıklamak için geliştirilen en genel teoriler şunlardır: Domino Teorisi, İnsan Faktörleri Teorisi, Kaza/Olay Teorisi, Epidemiyoloji Teorisi, Sistem Teorisi, Kombinasyon Teorisi ve Çok Sebeplilik Teorisi.
Tehlike Erken Uyarı Modeli (Diagnostics Model for Hazard-DMH), “kazaların gerçek sebebinin bulunması” ve “olası kazaların tahmini” gibi tehlike değerlendirme çalışmalarındaki iki temel problemin çözümüne getirilen yeni bir tekniktir.
DMH de gerekli veriler için kaza raporlarını kullanmakta, kazaların gerçek sebeplerini bulmakta, bu sebeplerin zaman ile olan ilişkisini inceleyerek gelecek dönemler bazında olası kazaları tahmin etmektedir. Böylece meydana gelebilecek olası kazalar hakkında bilgilendirilmiş üst yönetim bu “erken uyarıları” dikkate alarak, vuku bulmadan önce gerekli tedbirleri almak yoluyla potansiyel kazaların eliminasyonuna gider.
DMH, sistemdeki kazaları bir ağaca benzetir. Ağacın meyveleri “kazalar”, kökleri ise kazaları oluşturan sebepler, ona etki eden faktörlerdir. Bu ağaç kurutulacak ise, öncelikle köklerinin kurutulması gerekir.
Kaza ağacını besleyen kökleridir. Bunun için ağacın kurutulacak köklerinin tespit edilmesi, yani sistemde kazalara sebebiyet veren faktörlerin bilinmesi gerekir. Kaza ağacı, kökleri kurutulduğu zaman ölür. Yani kazalar, onlara etkiyen faktörler ortadan kaldırıldığında sistemden kaybolacaktır. O hâlde, bu faktörler en büyüğünden başlanarak varsa kombinasyonları ile birlikte bulunup elimine edilmelidir. Bu şekilde kazaların sistem güvenliği üzerindeki tehdidi ortadan kalkacaktır.
Güvensiz davranışların yanı sıra iş kazalarının birinci dereceden genel nedenlerini oluşturan temel etkenlerden biri de iş yerlerindeki güvensiz koşullardır. İş yerindeki güvensiz durumlar; üretim sürecinde kullanılan teknolojinin ve üretim araçlarının niteliğinden, iş düzensizliğine, bakım ve kontrollerin noksanlığından denetim ve yönetim hatalarına, depolama ve istifleme yanlışlıklarından sağlıksız çevre koşulları gibi temel Ergonomik normların uygulanmamasından ortaya çıkmaktadır.
Tehlikeli davranışlar insanın fizyolojik ve psikolojik yapısı ile çevre koşullarından kaynaklanmaktadır.
Çalışan insanda genetik bozukluklar, organik yıpranmalar, ergonomik düzen yetersizlikleri ve sağlıksız çevre koşulları güvensiz davranışların nedenlerini oluşturmaktadır.
Kaza sıklık hızı veya oranı mantığıyla hazırlanmış olan “kaza piramidi”, kaza sonuçlarının boyutu ile kazalara neden olan emniyetsiz hareketlerin arasındaki bağlantıyı çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır. Kaza piramidi emniyetsiz hareketler ile kazalar arasındaki bağlantıyı inceler.
Atölyelerde güvenlik tekniğine dayalı çalışma yeri düzenlemeleri üç grupta toplanır. Bunlar, “doğrudan”, “dolaylı” ve “uyarıcı” güvenlik teknikleridir. Doğrudan güvenlik tekniğinin amacı, tehlikelerin başlangıçta önlenmesi olup, etkileri açısından mutlak önceliğe sahiptir. Bu nedenle, yeterli güvenlik sağlayan tesisat, donanım, makine, takım, alet ve düzeneklerin tasarımları, henüz planlama ve üretim aşamasında iken, önceden belirlenmiş kullanma talimatları doğrultusunda kullanıldıklarında yaşam ve sağlık açısından risk oluşturmayacak şekilde yapılması gerekir.
Karpal Tünel Sendromu (KTS): Sinirin el bileğinde karpal tünel içinde baskıya maruz kalması nedeniyle elde uyuşukluk, ağrı ile birlikte ortaya çıkan klinik tabloya karpal tünel sendromu denir.
KTS, bilek bölgesinde bulunan bir sinirin sıkışması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Bu sinir, elin hareketlerini ve hissini kontrol eder. Karpal tünel adı verilen dar bir alanda sinirin sıkışması nedeniyle elde ağrı, karıncalanma, uyuşma ve güçsüzlük gibi belirtiler görülür. Bu genellikle tekrarlayan el ve bilek hareketleriyle, özellikle bilgisayar kullanımında veya tekrarlayan el işiyle ilişkilendirilir.
El Osteoartriti (OA): El eklemlerindeki kıkırdak dokusunun aşınması ve bozulması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Kıkırdak, eklem yüzeylerini koruyan ve sürtünmeyi azaltan bir dokudur. Osteoartrit geliştikçe, kıkırdak incelir ve eklemde ağrı, şişlik, sertlik ve hareket kısıtlılığı gibi belirtiler ortaya çıkar.
Ergonomistlerin bilgisayar kullanıcılarına tavsiye edebileceği metotların çoğu bilimsel çalışmalara dayandırılarak ortaya koyulmuş fikir ve yöntemlerdir. Genel olarak bakıldığında, bilgisayar kullanıcılarını rehabilite etmek için yapılan ergonomik araştırmalar klavye ve fare kullanımı üzerine yoğunlaşmıştır.
Statik kas faaliyetlerinde, maksimum kuvvet harcamalarına yaklaşık 10 saniye, orta seviye kuvvet harcamalarına ise yaklaşık 1 dakika ve düşük seviyedeki kuvvet harcamalarına ise 4 dakikalık uygulamaya izin verilir.
Şiddetli kas yorgunlukları genellikle uzunca dinlenme aralıklarına ihtiyaç duyar. Fakat iş yükü gerekli süreyi dinlenme süresi olarak izin vermemekte ve daha tam olarak kaslar ilk hâllerine dönemeden çalışanlar işlerine başlamak zorunda kalmaktadırlar.