Din Sosyolojisinde Araştırma Yöntem ve Teknikleri

Bilim, deneysel araştırmaya ilişkin dizgesel yöntemlerin, veri çözümlemelerinin, kuramsal düşünmenin ve savların mantıksal değerlendirmesinin belirli bir konu hakkında bir bilgi bütünü geliştirmek için kullanılmasıdır.

Bir araştırma ana çerçevesiyle üç bölümden meydana gelir. Giriş; araştırmanın konusu, amacı (problem), önemi, hipotezi ile konuyla ilişkili literatürün işlendiği bölümdür. Gelişme; araştırma yönteminin (örneklem, veri toplama ve analiz metotları) ve bulgularının işlendiği bölümdür. Sonuç; araştırmada elde edilen sonuçların değerlendirildiği, genellemelerin yapıldığı, hipotezin doğruluğunun/yanlışlığının ortaya koyulduğu ve ileriye dönük önerilerin işlendiği bölümdür.

Temel olarak pozitif sosyal bilim, doğal gerçeklik gibi toplumsal gerçekliğin de yasaları olduğu ve tıpkı fen bilimleri gibi toplumun da incelenebileceği kanısındadır. Yorumlayıcı sosyal bilim ise, toplumsal gerçekliğin anlamlı insan eylemleri tarafından oluşturulduğu ve doğa bilimlerinin yöntemleriyle toplumun incelenemeyeceği savını ileri sürer. Eleştirel sosyal bilim okulu da, toplumsal gerçekliği çelişkili/paradoksal ve çatışmacı niteliği ile görünen değil görünenin ardında olan şeklinde tanımlar.

Araştırma süreci, araştırma konusunun ve probleminin tespit edilmesi ve giriş kısmının düzenlenmesiyle başlar. Sırasıyla araştırmanın evreninin belirlenmesi ve örneklem seçimi, veri toplama, veri analizi, bulguların yorumlanması ve rapor yazılımı ile devam eder ;nihayet özet ve öneri getirme ile son bulur.

Sosyoloji ve din sosyolojisinde araştırma yöntem ve teknikleri üç bölüme ayrılabilir. Bunlar; genel yöntemler içerisinde değerlendirilebilecek tümdengelim, tümevarım, analoji, karşılaştırma ve sebep -sonuç ilişkisi kurma; nicel yöntemler olarak anket, gözlem, mülakat, sosyometri ve deney; nitel yöntemler olarak derinlemesine görüşme, odak grup görüşmesi, yapılandırılmamış gözlem, yarı yapılandırılmış gözlem, yaşam öyküsü, dökümantasyon, monografi ve teori kurma ve son olarak da yöntemsel çoğulculuk olarak açıklanabilir.

Nicel yöntemlerin kuramsal temeli pozitif sosyal bilim geleneğine dayanmaktadır. Gerçekliğin nesnel olduğuna ve bu toplumsal gerçekliğin doğada bir nesne olarak var olduğu düşünülür. Bu anlamda araştırmanın kesin sınırları vardır. Elde edilen veriyi açıklamak için neden -sonuç ilişkileri ortaya konmaya çalışılır. Araştırmacı araştırmanın dışarısında kendisini konumlar ve araştırmaya herhangi bir müdahalenin olmadığı varsayılır.

Nitel yöntem araştırılan konu ile ilgili derinlemesine bilgiler elde etmeyi amaçlayan yorumlayıcı bilim geleneğinin prensiplerini içermektedir. En temel anlamda dışarıdan bir göz olarak yapılan araştırma mantığına karşıdır. Araştırılan konunun derinlemesine anlaşılması amaçlanır. Nitel yöntemle yapılan sosyolojik araştırmalarda araştırma konusu olan şey "özne" veya "sosyal aktör" olarak isimlendirilir.

Yöntemsel çoğulculuk her iki araştırma yöntemi paradigmasının araştırmada birlikte kullanılabileceği ilkesini benimser. Araştırmanın somut izlenebilirliğinin ve anlamaya dönük kısmının birleştirilmesini amaçlar. Ancak bu yöntemin kullanımına dair iki karşıt görüş bulunmaktadır. Bu yöntemin kullanılamayacağını söyleyenler felsefi temeldeki farklılığa vurgu yaparken kullanılabilir olduğunu savunanlar teknik anlamda geçerliliğin yeterli olduğunu düşünmektedirler. Bu yöntem son yıllarda sosyolojik araştırmalarda tercih edilmektedir.