Cumhuriyet Öncesi Din Eğitim
İslamiyet, inanç, ibadet ve ahlak ilkeleri çerçevesinde insanların davranışlarını değiştirmeyi amaçlamıştır. Dinin varlığını sürdürebilmesi de bilinçli olarak öğrenilmesine ve kavranmasına bağlıdır. Bu nedenle İslam, eğitime önem vermiş, bilgi sahibi olmayı üstünlük nedeni olarak görmüştür. Bilgi bir değer olarak görülmüş, elde edilmesi, paylaşılması teşvik edilmiştir.
İslâm dininin ortaya çıkması ve Müslüman olanların sayısında artı ş olması ile beraber, bu yeni dinin gelecek kuşaklara kalıcı olarak aktarma düşüncesi, eğitim için ibadet mekânı olarak kullanılan mescitlerin seçilmesine yol açtı. Bu kurumda okuma, yazma ve diğer dini ilimlerin öğretimi uzun bir süre devam etmiştir. Kur’an’ın ilk emrinin ‘oku’ olması ve Müslümanları sürekli olarak okumaya teşvik etmesi, onların eğitimi önemsemelerine ve bu amaçla yeni kurumlara yönelmelerine sebep oldu.
Hz. Peygamberin ilk vahyi insanlara ulaştırması ile tebliğ ve eğitim çalışmaları da başlamıştır. Bu dönemdeki eğitim Mekke ve Medine dönemlerinde farklılaşır. Mekke döneminde daha çok evlerde yapılan eğitim inanç merkezli olup, Medine döneminde mescitte hukuk ve sosyal yaşam ilkeleri koyarak İslam devletleşme yolunda ilerlemiştir. Mescit yanındaki Suffa ise; hem barınma hem de eğitim mekânı olmuştur.
Hz. Muhammed’in eğitim sürecinde uyguladığı üstün nitelikli özelliklerini, ilim öğrenmeye teşvik etme; sevgiyi esas alarak insanlara yaklaşma, öğrettiği konularda pratiğe dikkat ederek uygulamalı olarak gösterme; dinleyicileri sıkmadan kısa ve öz konuşma; yaş, zeka, cinsiyet, çevre ve öğrenme kapasitesi gibi bireysel farklılıkları dikkate alma; konuları insanların akıl ve gönüllerine hitap ederek işleme şeklinde özetlemek mümkündür.
İlk başta hedef dini ve dünyevi görevleri yüklenecek kişiyi yetiştirmek ve onu ideal bir mümin seviyesine getirmek olan eğitim, medrese gibi önemli kurumlar sayesinde ilerleyen süreçlerde devlet kadrolarında yer alacak bireylerin eğitimine odaklandı. Dolayısıyla Müslümanların ilerlemelerine ve devlet tecrübelerine bağlı olarak pozitif bilimler de medreselerde okutulmaya başlandı. Medreseler uzun yıllar Sünni inancın öğretildiği ve siyasetin de gözdesi olan kurumlar oldular. Vakıf sistemiyle varlığını idame ettiren bu kurumlar günümüzde üniversitelerin ilk örnekleri olarak sayılabilirler.
İslâm eğitiminin temel kurumu sayılan medreseler Osmanlılar döneminde fizikî şartları, mimari özellikleri, programı ve temsil ettiği zihniyetle önemli gelişmeler göstermiştir. Günümüzdeki ilk orta lise ve yüksek öğrenime denk gelecek bir yapıya sahiptiler. Fakat medreselerin iç ve dış unsurlarının yavaş yavaş bozulmasıyla 16. yy. dan sonra gerilemeye başlamış ve Osmanlının son yüzyılında çeşitli ıslah çalışmalarıyla ayakta durmaya çalışmıştır. Bu ıslah çalışmalarında iki kanun (nizamname) öne çıkmaktadır.
İslam eğitim tarihinde birçok kurumun varlığı görülmektedir. Bunlar: -Evler, mescit/Camiler,Suffa, Badiye(çöl), Kitapçı Dükkanları, Darü'l-Kurralar, Küttaplar, Saray okulları, edebiyat salonları, sıbyan mektepleri, Tekke ve zaviyelerdir.
Medreseler 9. yy dan sonra İslam dünyasında yayılmaya başlamış ve Osmanlı Devletinin son yıllarına kadar hizmet vermeye devam etmiştir. Medreseler kurum olarak İslam öncesinde başka dinlere mensup bazı ülkelerde benzer örnekleri görülen kurumlar olsa da Müslümanlar zamanla bu kurumları sistematize ederek İslam medeniyetine has özellikler kazandırmışlardır. Bu kurumlarda hem eğitim öğretim hem de işleyiş açısından zamanla büyük ilerlemeler göstererek öğretim kadrosu, öğrencilerin alınışı ve müfredatın oluşturulması konularda oldukça başarı göstermiş, zamanının ilerisinde eğitim veren kurumlar olmuşlardır .
Ancak 16. yy dan sonra gerilemeye başlayan medreseler için Meşrutiyet Dönemlerinde çeşitli düzenlemeler içeren Islah Hareketleri söz konusudur. Bu ıslah hareketleri için çıkarılan kanunlar şunlardır: 1910'da Medaris -i İlmiye Nizamnamesi ve 1914'te yapılan Islah-ı Medaris Nizamnamesi .
Bu kanunlar devletin çağı yakalamada eğitime ve eğitim kurumlarına verdiği önemi göstermesi açısından önemli gelişmelerdir.
1869 da çıkarılan maarif -i Umumiye Nizamnamesi eğitimde yeniliklerin elde edilmesini sağlamış, medreselerin toplumda artık eski önemini kaybettiğini göstermiştir.