Din Eğitiminin Temelleri

Gerek örgün gerekse yaygın din eğitimi faaliyetlerininin yürütülebilmesi, bireyler açısından anlamlı bir şekilde temellendirilmesiyle mümkün olabilir. Özellikle toplumların mevcut ve tarihsel şartları, bu temellendirme çabasında önemli veriler sağlamaktadır. Netice itibariyle din eğitimi bireysel, toplumsal, evrensel, felsefi ve hukuki açıdan temellendirilebilir.

Bireysel Temel

Yapılan bilimsel araştırmalar, inancın insanlar için en temel ihtiyaçlardan biri olduğunu, bu ihtiyacın tatmin edilmemesi durumunda çeşitli psikolojik sorunların oluşabileceğini ortaya koymaktadır. Bu temel ihtiyaçların tatminin en doğru yolu, bireyin sağlıklı bir din eğitimi almasıdır. Bu çerçevede din eğitiminin bireye çeşitli katkılarından bahsedilebilir.

Birey, gelişim sürecinde ortaya çıkabilecek inançla ilgili çeşitli sorunları bertaraf etme, bitmek tükenmek bilmeyen merak ve öğrenme isteğini tatmin etme, kendisi ve çevresine yönelik güven duygusu sağlama gibi temel ihtiyaçlarını din eğitimi aracılığıyla giderebilir.

Toplumsal Temel

Eğitimin siyasi, seçme ve yöneltme, bireyi geliştirme, toplumsallaştırma, ekonomik ve kültürel mirası aktarma gibi toplumsal işlevlerinin yerine getirilmesinde din eğitimi etkili bir rol oynamaktadır. Ayrıca eğitim-toplum etkileşiminden kaynaklanan toplumsal değişim, toplumsal hareketlilik ve toplumsal denetim gibi olguların oluşumunda ve onlara uyum sağlamada da din eğitimi etkili bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.

Evrensel Temel

Günümüzde bireyler kitle -iletişim araçlarının da kullanımının yaygınlaşmasıyla çeşitli ortamlarda farklı inanç ve kültürlerle karşılaşmaktadır. Bireylerin bu farklılıkları tanıma ve anlayabilme talepleri eğitim tarafından göz ardı edilemez. Günümüz eğitim programlarının temel hedeflerden birisi de bireylerin farklılıklarla bir arada yaşayabilme becerisine sahip olmalarını ve farklı inançları öğrenerek evrensel değerleri içselleştirmesini sağlamaktır. Neredeyse bütün derslerde bu hedeflere ulaşmaya yönelik planlamalar yapılmaktadır. Bu hedeflere ulaşılmasında en az diğer dersler kadar hatta belki de daha fazla katkı din eğitiminden gelecektir.

Felsefi Temel

İnsan, hayatı boyu varoluşla ilgili birçok sorulara cevap aramakta ve kendisine bununla ilgili verilen bilgileri sorgulamaktadır. Varoluş, başta felsefe olmak üzere bilim, sanat ve din gibi alanların ortak konu alanlarından biridir. Her alan kendi bakış açısına göre varoluşla ilgili çeşitli bilgiler üretmektedir. Bu noktada din de verdiği bilgilerle önemli bir alternatif olmaktadır. Birey, din eğitimi aracılığıyla bu konularda dinin verdiği bilgileri öğrenebilme ve bu bilgiler aracılığıyla inanıp inanmama konusunda kendi öz tercihini yapabilme imkanına kavuşmaktadır. İnanma yönünde tercihini yapan bireyler de felsefe aracılığıyla öğrendiği sistemli düşünme becerisini kullanarak din anlayışını güncelleyebilmektedir. Din eğitimi, Türk milli eğitim felsefesine de bedensel, zihinsel ve ruhsal açıdan sağlıklı bireyler yetiştirilmesi noktasında önemli destekler sağlamaktadır.

Hukuki Temel

Ülkelerin din eğitimi uygulamalarının esasını, ulusal ve uluslararası hukukun ilkeleri belirlemektedir. Ülkemizde de uygulamalar benzer şekilde oluşmaktadır. Uluslararası hukuk açısından din eğitimi, din ve vicdan özgürlüğü ve eğitim hakkı bağlamında değerlendirilmekte ve din eğitimi uygulamalarının bu esasları göz önünde bulundurması istenmektedir.

Ulusal hukuk açısından din eğitimi uygulamalarının temelleri arasında Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun 4, Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 12, 1961 Anayasası'nın 19 ve 1982 Anayasası'nın 24. maddeleri yer almaktadır. Günümüzde din ve ahlak eğitim ve öğretimi, "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" adıyla 1982 Anayasası'nın 24. maddesi çerçevesinde zorunlu bir şekilde devam etmektedir.