Sinemada Ses ve Görüntü Düzenleme Teknikleri
Sinema filmleri çok detaylı bir planlama yapılarak yönetmen ve set ekibi tarafından uzun bir çalışmanın sonucu olarak üretilir. Üretilen filmlerin başarılı olması yapım sonrası aşamadaki ses ve görüntü düzenleme işlemlerinin gerektiği gibi yapılmasına bağlıdır. Özellikle kurgu, filmin estetik, ticari beklentilerinde önemli bir etkendir. Bu noktada yönetmenin ve kurgucunun yaratıcılığı devreye girer. Sinema filmleri oldukça pahalı yapımlardır ve karmaşık işlemleri içerir. Bu nedenle yönetmen sanatsal/ticari bir proje olarak bir filmin tüm yapım sürecini kontrol eden çok yönlü bir eleman olarak öne çıkar.
Sinemada Film Yapım Süreci
Sinema, üzerinde temellendiği karmaşık teknik gelişmelerle birlikte toplumun ve bireyin düşünsel ürünlerini fark etmemizi sağlayan toplumsal, estetik ve duygusal kaygılarla oluşturulmuş bir etkinliktir. Dolayısıyla bir sinema filminin eğlence ve ticari kaygılardan daha fazlasını ifade ettiğini düşünebiliriz. Bununla birlikte profesyonel bir sektör olarak film yapım sürecinin standart prosedürlerin gerekliliğini de göz önünde bulundurmak gerekir.
Yapım Öncesi Aşama
Yapım öncesi aşamada öncelikle yönetmenin çekmeyi düşündüğü filmin içeriğiyle ilgili detaylı bilgiler içeren bir senaryonun yazılması kurmaca/belgesel film çalışmalarında bir gelenek hâline gelmiştir.
Sinemada senaryo yazımı temel eylemdir. Ancak senaryoyla birlikte sinema filmi yapım öncesinde farklı işlevleri olan düşünce, sinopsis, geliştirim senaryosu, çekim senaryosu, çalışma tablosu, günlük çalışma planı gibi bazı kısa yazılı metinler ve izlekler de hazırlanır.
Yapım Aşaması
Sinemada yapım aşaması filmin üretildiği süreçle ilgilidir. Bu nedenle film üretimi dendiğinde karmaşık ilişkiler ağında etkili olan teknolojik donanım ve bu donanımı kullanıp kontrol eden 20-30 kişilik profesyonel bir ekibin varlığından söz etmek gerekir.
Yapım Sonrası Aşama
Yapım sonrası aşama standart bir filmin alt yapısını oluşturan anlatım öğelerinin kurguyla birleştirildiği aşamadır. Filmin kusursuz ve istendik bir kalitede olması için kurgu (ses ve görüntü düzenleme) işlemlerinin ilgili profesyonellerce yapılması gerekir.
Kurgu işlemleri bittikten sonra yönetmenin ve özellikle yapımcının da onayıyla tanıtım ve dağıtım çalışmalarını takiben film gösterim sürecine sokulur.
Öncü Uygulamalar
Méliès, Lumière’lerin sabit kamera tekniğinden de yararlanarak kendi tiyatrosunda kaydettiği görüntüleri, kes-yapıştır (collage) yöntemiyle birleştirmiştir. Bu uygulama sinemada kurgunun yolunu açmıştır.
Brighton Okulu
İngiliz Brighton Okulu’nun sinemanın gelişim sürecine katkısı sinemayla öykü anlatmanın temel argümanı olan film dilinin ilk örneklerini vermiş olmasıdır.
Ritim ve Devamlılık
Edwin S. Porter, Amerikalı Bir İtfaiyecinin Yaşamı filmindeki kurgusunda ritim ve devamlılığı sağlayarak kurguya bir anlam değeri yüklemiştir.
Karşıt Kurgu
Porter’ın paralel anlatımlar oluşturarak sebep-sonuç bağlamını yakalayabilmesi ve olayların karşılaştırmalı çözümlemesini yapabilmesi, takip eden dönemlerde film dilinin gelişimi ile ilgili alt yapıyı oluşturmuştur. Tüm bu gelişmeler hareketli görüntü ile bir öykü anlatma geleneğinin başlangıcına işaret eder.
Dijital Sinemada Ses ve Görüntü Düzenleme
Temel altyapısı teknolojiye dayanan film yapımı (geniş anlamda sinema) zorunlu olarak kendi gelişimini yine teknoloji üzerinden sürdürür. Zira sinemanın inandırıcılıkla ilgili bir zafiyeti bulunmaktadır.
Bu nedenle zamanla kimyasal film üzerine düşürülen görüntülerden yararlanma tekniği yerine elektronik, dijital görüntü elde etme teknolojisine yönelim güçlenmiştir. Buna bağlı olarak da prodüksiyon, post-prodüksiyon ve dağıtım ilişkilerinin doğası da değişmiştir.
Dijital Devrimde İlk Gelişmeler
Sinema endüstrisi 1950'lerde gündeme gelen kitle iletişim araçları ile olan rekabeti aşabilmek için film yapımında renkli film, sinemaskop tekniği, özel efekt, 3 boyutlu film gibi teknik yenilikler kullanmaya başlamıştır.
Kimyasaldan Elektroniğe Geçiş
Bu gelişmelerin bir sonucu olarak tamamen CGİ (Computer Generated Imagery) teknolojisiyle üretilmiş uzun metrajlı filmler yapılmış, karşıt dijital video diski formatları yeniden birbiriyle uyumlu hâle getirilmiştir. Bu gelişmeler dijital ses ve görüntü düzenleme tekniklerinin alt yapısını oluşturmaktadır.
Yapım Sonrası Ses ve Görüntü Düzenleme
Bu işlemler kurgu; ses birleştirimi, eklemeler ve sonradan seslendirme ya da ADR (Additinal Dialogue Recording), laboratuvar çalışması, optik işlemler ve özel efektlerin uygulanması gibi işlemlerdir.
Ses Kuşağı
Lee De Forest’ın 1906’da keşfettiği odyon tüpü ilk defa ses sinyallerini elektrik sinyallerine çevirmeye imkân tanımıştır. Bu buluşla elektrik sinyallerinin film üzerine basılabilecek ışık sinyallerine dönüştürülmesi mümkün olmuştur.
Mekanik ve Analog Kurgu Sistemleri
Mekanik kurguda çekimlerle elde edilen görüntüler bir bant ya da yapıştırıcı ile iş kopyası, çalışma kopyası hâlinde kurgu masasında birbirlerine eklenir. Bu işlem kurgucu ve yardımcıları tarafından en mükemmel sonuç elde edilinceye kadar tekrarlanarak yapılır.
Analogtan Dijitale Geçiş
1980’li yılların sonunda bilgisayar bellek teknolojisindeki gelişmelerle film karelerini doğrudan sabit disklere kaydetmek mümkün hâle geldi. Bu kolaylık Avid ve Lightworks kurgu sistemlerinin dijital-elektronik olarak tanımlayabileceğimiz temel teknolojik yeniliği olmuştur.
Dijital Kurgu Sistemleri
1988’de çok daha uygun maliyete satılan ilk mikro işlemci bilgisayarlara uygulanan Avid Film Composer Kurgulama Sistemi ve ardından 1990’larda geliştirilen LightWorks tamamen dijital saklama özelliği olan elektronik kurgu sistemidir, görüntü ve sese rastgele erişime imkân verir.
Bilgisayar Destekli Kurmaca Film
Dijital sinemada izleyici artık gerçeklik yanılsamasından sanal evreni deneyimleme aşamasına geçmiştir ve izlediği film daha fazla inandırıcıdır.