Medya Okuryazarlığından Dijital Okuryazarlığa

Medya Okuryazarlığı

İnsanlığın hayatında önemli bir yeri olan medyanın kitleler üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri medya eğitimini gündeme getirmiştir. Medyaya karşı daha bilinçli bireyler yetiştirmeyi amaç edinen medya okuryazarlığı projesi işte böylesi bir ihtiyacın gereği olarak doğmuştur. Gazete, dergi, radyo, sinema, televizyon gibi geleneksel kitle iletişim araçlarının etkilerine dönük olarak ortaya çıkan ilk bilinçlendirme çabaları geleneksel medya okuryazarlığı çatısı altında yürütülmüştür. Dijitalleşme süreciyle birlikte yeni medya araçlarının kitleler tarafından yoğun ilgi görmesi, medya okuryazarlığı alanında da bir dönüşüme neden olmuş ve dijital medya okuryazarlığı adı altında daha güncel ve çağdaş bir anlayışın gelişmesini de beraberinde getirmiştir.

Medya Okuryazarlığı Ne Değildir?

Medya Okuryazarlığı, bireyi tamamen medyadan uzaklaştırıp adeta bir fanusun içinde koruma altına almak değildir. Aksine medyayı analitik bir düşünce biçimiyle analiz edip arka plana yönelik sorular sormak ve gerektiğinde kendi mesajını üretmeyi becerebilmektir.

Medya Okuryazarlığı Becerileri

Medya okuryazarlığı projesinin bireylere kattığı en büyük kazanım medyaya karşı pasif olmak yerine daha aktif bir pozisyon almadır. Ayrıca dijital çağın bir gereği olarak dijital medya ürünlerine karşı bireyi uyanık tutmak da bu projenin en önemli hedefleri arasında yer almaktadır.

Medya Okuryazarlığının 8 Anahtar Kavramı

Medya okuryazarlığına ilişkin olarak en temelde şu bilgilerin iyice özümsenmesi gerekmektedir: Tüm medya yapılardan ibarettir, medya gerçekliği inşa eder, medya gerçekliği inşa eder, medyanın ticari yönleri bulunmaktadır, medya önemli ideolojik mesajlar içerir, medyanın sosyal ve politik etkileri vardır, medyada biçim ve içerik yakın bir ilişki içerisindedir, her iletişim aracının kendine özgü estetik biçimleri vardır.

Türkiye'de Medya Okuryazarlığı Çalışmaları

Türkiye’de medya okuryazarlığı çalışmaları, gelişmiş ülkelere kıyasla oldukça geç bir dönemde başlamıştır. Bu noktada 2000’li yılların başından itibaren kamu kurumlarının öncülüğünde bir dizi faaliyet yürütülmüştür. Bu noktada RTÜK ve MEB, medya okuryazarlığı alanında önemli adımlar atan en önemli iki lokomotif kurum olmuştur.

Gelenekselden Yeni Medya Okuryazarlığına

20'nci yüzyılın son çeyreğinde özellikle bilgisayar ve internet teknolojisinde yaşanan teknolojik gelişmeler, dijital devrim olarak nitelendirilen yeni bir dönemin başlamasına neden olmuştur. Bilgi ve enformasyon akışını anlık bir hale getiren dijital dönüşüm, medya kullanıcılarını da tüketen konumdan üreten boyuta, yani pasif konumdan alıp daha aktif bir hale getirmiştir. Böylesi bir dönüşüm geleneksel medya okuryazarlığından dijital medya okuryazarlığına doğru bir kaymayı da beraberinde getirmiştir.

Dijital Medya Okuryazarlığı

Dijital medya, geleneksel kitle iletişimine kıyasla kullanıcılar açısından daha fazla fırsat ve olanakları içinde barındırmaktadır. Bu fırsatlarla doğru orantılı olarak dijital medya, kendine has birtakım sorunları beraberinde getirerek medyaya dönük eleştiri yelpazesinin biraz daha genişlemesine neden olmuştur. Bu bağlamda, dijital medyaya yönelik okuryazarlık eğitimi ve uygulamaları da eş zamanlı olarak gündeme gelmeye başlamıştır.